Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1535 E. 2022/367 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

…. HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2018
ESAS NO ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan faturadan bakiye kalan alacağının tahsili amacıyla Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4066 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 21.09.2018 tarihli dilekçesi ile dava değerinin 23.834,90 TL asıl alacak ve 1.170,00 TL işlemiş faiz olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiş, fazlaya ilişkin faiz talebinin iş bu davanın konusu olmadığını beyan etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirketten 07/06/2011 tarihli fatura ile ürün satın aldığını, taraflar arasında varılan anlaşma gereği söz konusu ürünlerin konsinye ürün olarak değerlendirilmesi, satılamayan özelliklerine bağlı olarak miadı dolan ürünlerin davacı şirket tarafından iade alınmak kaydı ve şartı ile yürütüldüğünü, iade alınması gereken ürünlerin iade alınmadığını, davacı şirket tarafından gönderilen 21/08/2015 tarihli ihtara müvekkili tarafından aralarındaki anlaşma gereği konsinye mal olarak teslim alınan ürünlerin satılamayanlarının ve miadı dolan ürünlerin iade alınmasını gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında konsinye satış olduğu, buna göre davacının davalıdan 2.550,17 TL alacaklı olduğu, davacının davalıya icra takibinden önce gönderdiği ödeme ihtarının 27/08/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, anılan ihtarda davalıya 2 gün atıfet mehli tanındığı, buna göre davalının 30/08/2015 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının 125,45 TL işlemiş faiz talep edebileceği, alacağın likit bulunduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece taraflar arasındaki satım sözleşmesinin konsinye satış olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığı, zira takibe dayanak faturanın satış faturası olarak düzenlendiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile de belirtildiği üzere tarafların ticari defter ve kayıtlarının da konsinye satış şeklinde düzenlenmediği, her iki yan kayıtlarında da müvekkilinin alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı yanca dosya kapsamına sunulan mail içeriğinin hatalı değerlendirildiği, mail gönderen müvekkili şirket çalışanının taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliğini belirlemeye yetkili olmadığı, ayrıca mail ile hangi malların konsinye olduğuna ilişkin bir açıklık bulunmadığından takibe dayanak faturaya konu malların konsinye olarak yorumlanmasının doğru olmadığı, kozmetik malların konsinye satışa uygun olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık davacının takibe konu ettiği alacağın varlığı ve miktarı, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin konsinye satış şeklinde kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturadan bakiye kalan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe kısmen itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yanca taraflar arasındaki faturalardan bakiye kalan alacağın ödenmediğinden bahisle icra takibi yapılmış ve iş bu itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı yan tarafından ise taraflar arasındaki satım sözleşmesinin konsinye satış olduğu ve iade alınması gereken malların iade alınmaması nedeniyle davanın reddi gerektiği savunulmuştur. Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesinin niteliğinin belirlenmesine ilişkindir.
Takibe dayanak fatura fotokopisinin incelenmesinden muhtelif miktarda mala ilişkin olarak davacı tarafından davalı adına düzenlenen irsaliyeli fatura olduğu, fatura üzerinde el yazısı ile “ödeme vadesi 90 (doksan) gündür” ibaresinin yer aldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan BS formunun incelenmesinden davacı tarafından 01.08.2011 tarihinde takibe dayanak faturasının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine ilişkin bilirkişi raporlarının değerlendirilmesinde her iki yanın ticari defter ve kayıtlarında takibe dayanak faturanın kayıtlı olduğu, her iki yan ticari defter ve kayıtlarında da davacının 23.834,90 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafından sunulan mail yazışmasından, davalı şirketin marka müdürü olduğu anlaşılan… tarafından davalıya gönderilen 22/02/2012 tarihli mail ile yeni fiyat listesinin gönderildiği ve not olarak davalının elinde konsinye olarak tutulan stokların miktarını ve dökümanının gönderilmesi halinde kampanyaya dahil edileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Ancak davalı tarafından gönderilen bir döküman olup olmadığı ve davalı tarafından konsinye mal olarak elinde bulunduğu davacıya bildirilen malların davacı tarafından konsinye olduğunun kabul edildiğine ilişkin bir mail ya da yazışmanın bulunmadığı, bir başka ifade ile takibe dayanak malların konsinye mal olarak davalıya verildiği hususuna ilişkin davalı tarafından sunulmuş yazılı belge ya da davacı yanca benimsemenin olmadığı, bilakis taraf defterlerinin konsinye satış olarak düzenlenmediği, davacı tarafından satımın normal bir satış olarak ilgili vergi dairesine bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı yanca dosya kapsamına sunulan cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de başvurmadığı gözetildiğinde konsinye satış savunmasının davalı tarafından ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defterleri gözetildiğinde davacının takip tarihi itibariyle 23.834,90 TL davalıdan alacaklı olduğu, davacının davalıya icra takibinden önce gönderdiği ödeme ihtarının 27/08/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, anılan ihtarda davalıya 2 gün atıfet mehli tanındığı, buna göre davalının 30/08/2015 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının 1.147,05 TL işlemiş faiz talep edebileceği, alacağın likit bulunduğu anlaşıldığından davanın 23.834,90 TL asıl alacak, 1.147,05 TL işlemiş faiz yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/12/2018 tarih 2017/127 Esas 2018/1110 Karar sayılı kararın HMK 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 23.İcra Müdürlüğünün 2016/4066 sayılı dosyasında davalının takibe itirazının 23.834,90 TL asıl alacak, 1.147,05-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.981,95-TL üzerinden iptaline, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %10,50 ve değişen oranlarda ticari faizi, icra gideri, icra vekalet ücreti ve harcı ile birlikte tahsiline, takibin bu şekilde devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Kabul edilen miktarın %20’si olan 4.996,39-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 1.706,52-TL karar ve ilam harçtan 407,04-TL peşin harç ile 1,20-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.298,28-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye İrat Kaydına,
c-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden takdir olunan 22,90-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 407,04-TL peşin harç, 1,20-TL tamamlama harcı, 4,60-TL vekalet harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
e-Davacı tarafından yapılan 136,00-TL posta masrafı, 1.200,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.336,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap ve takdir olunan 1.334,98-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
f-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
g-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 33,60-TL istinaf posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-2.maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”