Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1534 E. 2022/643 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ …

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2019
ESAS-KARAR NO :…..

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 12/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, Kahraman Kazan Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde,…… İstasyonunun satışına tellallık edilmesi konusunda satıcı … … … … Ticaret Ltd. Şti. ile emlakçılık yapan davacı müvekkilleri arasında 10/11/2016 tarihinde yazılı tellallık sözlemesi akdedildiğini, satıcının iş bu sözleşmenin 3. maddesi ile müvekkillerini satışa tek yetkili şahıs olarak atandığını, davacıların sözleşme gereklerini yerine getirdiğini, … Benzin İstasyonunun satışının satıcı şirket yetkilileri ile alıcı davalı … Ltd. Şti. yetkilisi … ve davacılar arasında 19/11/2016 tarihinde yapılan sözleşmeye istinaden belirlenen 10.800.000,00 TL bedelle 05/12/2016 tarihinde tapudan gerçekleştirildiğini, davacıların bu satışa aracılık yaptığını, satışa aracılık eden müvekkillerinin komisyon ücreti oranının, uygulamada ve teamül gereği sözleşmede belirtilen taşınmaz bedelinin %3’ü olarak belirlenmekte olduğunu, bu ücrete KDV’ninde eklenmesi gerektiğini, bu nedenlerle davacıların alacağı tellaliye ücretinin 324.000,00 TL ve bu miktara KDV eklenmesi ile 382.320,00 TL olduğunu ve harici sözleşme yapılan 19/11/2016 tarihinde müvekkillerinin ücreti tahakkuk etmesine rağmen müvekkillerinin hak etmiş olduğu komisyon bedeli 324.000,00 TL’nin müvekkillerine ödenmediğini, bu bedelin ödenmesi için davalılara ihtarname gönderildiğini, davalıların ihtarnameye rağmen komisyon bedelini ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 19/11/2016 tarihinden tahsil tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıların ayrı ayrı 191.160,00′ ar TL olmak üzere toplam 382.320,00 TL tellallık ücretinden doğan alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili, taraflar arasında simsarlık sözleşmesi bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacılar vekili tarafından;
Mahkemece tüm deliller toplanmaksızın yemin hakkının hatırlatıldığı, öncelikle bildirilen tanıkların dinlenmesi gerektiği, davalı yanca dosya kapsamına sunulan sözleşmeye sonradan ekleme yapıldığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılmadığı, davalı yanca dosya kapsamına sunulan fotokopi belgenin asıl belgenin kapatılarak fotokopi çekilmiş olabileceği üzerinde durulmadığı, müvekilleri ile satıcılar arasında akdedildiği belirtilen anlaşma tarihinden önce imzalanmış komisyonculuk sözleşmesi bulunduğu bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; simsarlık sözleşmesi kapsamında davacının borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK. m. 520/1’e göre simsarlık (tellallık); “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, “Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde anlaşılmalıdır. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki TBK. 520/3. madde taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için geçerlilik şekli düzenlemiştir. Buna göre, “taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz”. Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme (asıl sözleşme), herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir.
Simsarlık sözleşmesi, vekalet sözleşmesinin konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK. m. 520/2’ye göre “simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır” denilmiştir.
Simsarın ücrete hak kazanma zamanı ve giderlere ilişkin alacağı TBK. m. 521 ‘e göre “simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır” (521/1); “simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi halinde ödenir” (521/2); “simsarlık sözleşmesinde simsarın yapacağı giderlerin kendisine ödeneceği kararlaştırılmışsa,simsarın faaliyeti sözleşmenin kurulmasıyla sonuçlanmamış olsa bile giderleri ödenir” (521/son). Böylece simsar, sözleşme konusu hizmetin bir akdin kurulmasıyla sonuçlanması durumunda ücrete hak kazanmaktadır. Simsar, söz konusunu hizmeti yerine getirmezse, ücret alacağı elde edemeyecektir. Ancak sözleşmede aksi kararlaştırılabileceği gibi işin niteliğinden de aksi sonuca varılabilir.
TBK. m. 521 vd. düzenleme içinde, simsarın ücret alacağının doğumu için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
a)Simsarın aracılık ettiği asıl sözleşmenin iş sahibi (vekalet veren) ile üçüncü kişi arasında kurulması gerekir. Bu şart, iş sahibinin, kendisine teklif olunan üçüncü kişilerle sözleşme yapmayı sebepsiz olarak red etmesi halinde de gerçekleşmiş sayılmalıdır. Bu konu, TBK. m. 175’in kapsamı çerçevesinde değerlendirilmelidir. Fakat asıl sözleşmenin geçerli olarak kurulması lazım ve yeterlidir. Ücret alacağının doğumu için, bu sözleşmenin ifa edilmesi gerekli değildir. Geciktirici şarta bağlı olarak yapılmış sözleşmelerde, şartın gerçekleşmesi beklenmelidir. Bu düzenlemeyi getiren TBK. m.521/1 hükmü, emredici değildir. Taraflar, asıl akit kurulmamış olsa bile, ücret ödenmesini kararlaştırabilecekleri gibi ücretin, sözleşmenin ifa edilmesi halinde ödeneceğini de kararlaştırabilirler.
b)Asıl sözleşmenin kurulması ile simsarın faaliyeti arasında nedensellik ilişkisi bulunmalıdır. TBK. m. 521/1 bu şartı, “yaptığı faaliyet sonucunda” sözleriyle ifade etmiştir. Bu şartın aksi de kararlaştırılabilir.
c)TBK. m. 523’de düzenlenen ve simsarın ücret ve giderlere ilişkin alacağının kaybı sonucunu doğuracak durumlardan birinin gerçekleşmemesi gerekir (Yavuz, Cevdet: Borçlar Hukuku Dersleri Özel Hükümler, 9. Baskı, İstanbul 2011, s.604 vd).
10.11.2016 tarihli (simsarlık) sözleşmesi (dava dışı) satıcı … … ……Ltd. ile davacılar arasında akdedilmiştir. Davalılar bu sözleşmede taraf değildir. Davacıların dayandığı 2. sözleşme olan 19.11.2016 tarihli belge altında alıcı, satıcı ve simsar olarak davacıların imzası vardır. Anılan sözleşmenin bir nüshasıda (fotokopi olarak) davalılarda mevcuttur. 19.11.2016 tarihli belgedeki ifadelerin incelenmesinde davacılar ile davalılar arasında bir simsarlık hizmeti verildiğine dair herhangi bir ifadenin yer almadığı gibi dava tarihinden önce davacılar vekili tarafından davalılara gönderilen Yenimahalle 3. Noterliği’nin 09.01.2017 tarih …. yevmiye nolu ihtarnamesinde taraflar arasında sözlü bir simsarlık sözleşmesinin varlığından bahsedildiği, yazılı bir sözleşmenin varlığına dayanılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 12/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”