Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1497 E. 2022/718 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ….

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2019
ESAS-KARAR NO : …..

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı … tarafından müvekkili hakkında Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7672 E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takip dayanağının 01/01/2013 tanzim ve 30/12/2013 vadeli 52.500,00 TL bedelli keşideci …, lehdarı davalı … olan bono olduğunu, bononun karşılıksız olduğu bilinmesine rağmen davalı … tarafından ciro edildiğini, davalı … tarafından icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalıların arasında iş ilişkisi olduğunu, davalılar hakkında dolandırıcılık iddiası ile savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek müvekkilinin takibe dayanak bono nedeniyle davalılara borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı yan tarafından süresi içerisinde cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı … 375.000,00 TL para aldığını ikrar etmesine rağmen 210 m2 yerine milimetrik bir alan sattığı ve satmayı taahhüt ettiği iki adet dairenin tapusunu vermediği gözetildiğinde davacının takibe konu bono nedeniyle davalı …’na borcu olmadığı, davalı …’in davacıyı zarara uğratmak maksadıyla kötüniyetli olarak senedi icraya bıraktığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı … tarafından;
Takibe dayanak bonoya ciro yoluyla hamil olan 3. kişi olduğu, senet düzenleme tarihinden önce ve sonra yeterince mal varlığı olduğu, diğer davalı yanında finansör olarak çalıştığı, ayrıca ceza davasında hakkında açılan davada beraat ettiği, mal varlığının araştırılmayarak eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği,
İstinaf eden-davalı … tarafından;
Takibe dayanak senedin davacı tarafından bizzat imzalanarak kendisine verildiği, üzerinde herhangi bir yazı vs. olmadığı, dosya kapsamına sunulan sözleşmede bahsedilen senetler ile dava konusu senetlerin düzenleme tarihleri ile ödeme tarihlerinin örtüşmediği, ceza davasının halen derdest olduğu, verilen dükkan tapusunun teminat amaçlı olarak ve cezai şart mahiyetinde işin sonunda kendisinde kalacağının sözleşmede belirtildiği, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği, dava konusu bonoyu 3. kişiye olan borcu kapsamında ciro ettiği, 3. şahıs yönünden kararın kaldırılması gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bononun hile ile alınıp alınmadığı ve davacının davalılara borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedinin hile ile alındığından bedelsiz olduğu iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7672 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 52.500,00 TL asıl alacak, 2.467,50 TL işlemiş faiz ve 157,50 TL komisyon olmak üzere toplam 55.125,00 TL alacak üzerinden 25/05/2014 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/493 esas, 2017/482 karar sayılı dosyasında …’nun …, … … ve … …… kain binadaki 57 nolu dükkanın 210 m2’lik kısmını ve aynı binada iki adet daire satma konusunda müştekileri ikna ettiği, müştekilerin nakit ve senet ile ödeme yaptığı, ancak sanığın müştekilere milimetrik alanlar sattığının tespit edildiği, mahkemece verilen beraat kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2017/16429 esas, 2017/17992 sayılı ilamı ile sağının eyleminin dolandırıcılık suçu kapsamında kalması nedeniyle cezalandırılması gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, bunun üzerine Kayseri 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/493 esas, 2017/482 sayılı kararı ile …’nun ikna suretiyle dolandırıcılık suçu işlediği sonucuna ulaşılarak hapis cezası verildiği, dosyanın halen temyiz incelemesi sonucunda eksik ceza tayin edildiğinden bahisle yeniden bozulduğu, ilk yargılama sırasında davalı … hakkında da kamu davası açıldığı mahkemece suç kastı bulunmadığından beraat kararı verildiği, kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2017/16429 esas, 2017/17992 sayılı ilamı ile … yönünden onandığı anlaşılmıştır.
Tanık … beyanında; “Davacı benim bacanağım olur, davalı … davacıya 2 daire ve bir dükkan hissesi satmayı taahüt ettiğini çok iyi biliyorum, zira taraflar arasındaki sözleşmelerde benimde tanık sıfatı ile imzam mevcuttur, bu sözkonusu alışveriş nedeni ile davacı davalı …’e senet ve bir kısım para vermiştir, davacının verdiği senedin 24.000 euro bedelli olduğunu hatırlıyorum, ancak olayın üzerinden uzunca bir zaman geçmiştir, yine davacının davalıya yaptığı diğer ödemelerinde döviz cinsinden olduğunu biliyorum, gerek tapu gerekse noterdeki tüm işlemler sırasında ben tarafların yanındaydım, yine yanımızda diğer davalı olan … … …’nun hem yiğeni, hem iş takipçisi olması nedeniyle bulunuyordu, davalı … amcasının yanında çalışan biri olduğundan 50.000 TL civarında bir borç verecek maddi güce sahip değildi, kaldıki bu kişinin sözleşmelerde tanık sıfatı ile imzası vardır, davalı … davacıya satmayı taahhüt ettiği dünkkanın üstündeki 2 daireyi verecekti ancak vermiş olduğu yerlerin sonradan milimetrik yerler olduğunu öğrendik, yine aynı yerleri davalı … 99 kişiye sattığını biliyorum, … tüm evrak işlerini takip ettiğinden davacının verdiği senetlerin taşınmaz devirlerine ilişkin olduğunu gayet iyi biliyordu, … askere gitmemiş genç bir çocuktu bu nedenle …’e borç vermesi mümkün değildir, davacı … ile … arasında … Mahallesindeki bu daire ve dükkan satışı dışında hiçbir ticari ilişki olmamıştır, senedin başka bir iş için verilmesi mümkün değildir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … … beyanında; “Davacı benim uzaktan akrabam olur, davalı … ile davacı arasında taşınmazın devrine ilişkin sözleşme yapıldığında bende yanlarındaydım, sözleşmede imzam yer almaktadır, … davacıya dükkanda hisse ve daire satmayı taahhüt ettiğini biliyorum ancak kaç daire olduğunu bilemiyorum, bu taşınmaz devrine ilişkin …’ın …’e nakit ve senet vermek suretiyle ödemeler yaptığını bizzat gördüm ancak senetlerin bedellerini tam olarak bilemiyorum, bildiğim kadarı ile birden fazla senet verilmiştir, bu işlemlerde davalı …’in de evrak takibi işlemleri için davalı … adına çalıştığını bizzat gördüm, davalı … diğer davalı … yanında çalışan bir işçi olduğundan …’in borç verebilecek maddi bir gücü olmadığını biliyorum, bahsetmiş olduğum taşınmaz alış verişi dışında davacı ile davalı … arasında başka hiçbir ticari ilişki olmamıştır, davacının davalı …’e verdiği setentler tamamen taşınmazlara yöneliktir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Ceza dosyası kapsamında …’nun gerek duruşmadaki beyanı, gerekse sorgu beyanı gözetildiğinde dosya kapsamındaki sözleşmeler kapsamında davacı ve dava dışı … … ve … …’ten 375.000,00 TL para aldığını, ayrıca birkısım senetler aldığını ancak bu senetlerinin halen bir kısmının ödenmediğini ifade ettiği, davalı …’nun davaya konu senedin …. kain binadaki 57 nolu dükkan hissesi ve aynı binada iki adet daire satımına yönelik verildiğini kabul ettiği açıktır. Bu bağlamda davalı … 375.000,00 TL para aldığını ikrar etmesine rağmen 210 m2 yerine milimetrik bir alan sattığı ve satmayı taahhüt ettiği iki adet dairenin tapusunu vermediği gözetildiğinde davacının takibe konu bono nedeniyle davalı …’na borcu olmadığı açıktır.
Senedi takibe bırakan diğer davalı … kollukta verdiği beyanında …’nun iş takipçisi olduğunu …..dükkan hissesini … talimatıyla müştekilere sattığını beyan etmiş olup, dosya kapsamındaki satış sözleşmelirinde tanık sıfatıyla imzası bulunmaktadır. Bu şekilde taraflar arasındaki hukuki ilişkiye vakıf olduğu, iyiniyetli 3. kişi olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar tarafından istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.765,59TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 941,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2824,09TL harcın istinaf eden davalı …’ten alınarak Hazineye irat kaydına,
2.b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.765,59TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 941,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2824,09TL harcın istinaf eden davalı …’dan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf edenler tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 24/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”