Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1468 E. 2022/855 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2019
ESAS-KARAR NO ….
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, …dava dışı S.S. …. Birliği’nin… nolu parsellerde ürettiği 3.000 dönümlük … … Projesi arsalarından 500.000 m2’lik kısmının 02.08.2011 tarih …9 sayılı… ile müvekkil kooperatife tahsis edildiğini, ödemeler yapıldıkça tapuların devri konusunda adı geçen birlik ile anlaşma yapıldığını ve davalılar ile birliğe yapılan 335.500,00 TL, ödemeler neticesinde 303.432 dönüm araziye ait tapuların devrinin gerçekleştirildiğini, müvekkili kooperatif ve dava dışı birlik arasındaki ilişkinin davalı …’na ait … ….. aracılığıyla kurulduğunu ve tellallık anlaşması gereğince davalılara irsaliyeli faturalar karşılığı toplam 9.040,90 TL ödeme yapıldığını, müvekkili kooperatif üyeleri tarafından davalının aracılığıyla dava dışı birlikten satın alınan Ankara … tapusuna kayıtlı arsanın parselasyon çalışmaları devam ederken bu arsaya yakın olan bir parselden bir kısım arsa satın alınması ve ilgili alanın ağaçlandırılarak fide olarak dikilen ağaçların büyümesi sonucu elde edilecek gelirin kooperatif alt yapı çalışmalarında kullanılması yönünde karar alındığını, planlanan projenin hayata geçirilmesi için davalılar ile 24.06.2004 tarihli …. akdedildiğini, söz konusu protokol ile taraflarca davalı şirket tarafından …. parselden m2’si 3,00 TL olmak üzere 50.000 m2’lik ifrazının yapılması ve tapuların 2005 / Ağustos ayı sonuna dek müvekkil kooperatife teslimi konusunda anlaşıldığını, söz konusu anlaşma gereğince müvekkil kooperatif tarafından toplam 161.950,00 TL ödeme yapıldığını ancak davalılarca üzerinde anlaşılan arsa ile ilgili bazı problemler olduğu ve ilgili sorunların çözülmeye çalışıldığı yönünde açıklama yapılarak süresinde ilgili tapuların ifrazının sağlanarak tapuların tesliminin gerçekleştirilemediğini, davalılarca 2008 / Ocak ayında sorunların bitirilerek 60.000,00 TL daha ek ödeme karşılığında müvekkili kooperatife 20 dönüm daha fazla arazinin tapusunun verilebileceği yönünde yapılan açıklama doğrultusunda müvekkili kooperatif tarafından 15 ve 17 Ocak tarihlerinde toplam 60.000,00 TL ek ödeme daha yapıldığını, böylece davalılara yapılan iş bu ek ödeme ile 50.000 m2 değil toplam 70.000 m2 arsanın ifrazı ve tapuların tesliminin taahhüt altına alındığını, müvekkili tarafından sözleşme konusu 223 nolu parselin ifrazı ve tapuların devri ile ilgili davalılarca ileri sürülen sıkıntıların ortadan kalkması beklenirken 2010 / Haziran ayında davalılarca söz konusu parselin … tarafından alınmış olduğunu ve bu nedenle buranın devrinin mümkün olmadığı yönünde açıklama yapıldığını, davalılarca defalarca yapılan görüşmeler neticesinde…. … tapusuna kayıtlı 2 nolu parselin tapusunun 2010 / Ekim ayı sonu itibariyle tesliminin taahhüt edildiğini, bütün bunların neticesinde müvekkil kooperatif tarafından davalılara Ankara 41 Noterliği’nin 06.01.2011 tarihli …. yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek taahhüt edilen arazi tapularının 2011 / Ocak ayı sonuna kadar müvekkili kooperatife tesliminin talep edildiğini, davalılar tarafından ise Ankara 16. Noterliği’nin 14.01.2011 tarih ve … yevmiye nolu gerçeklerle bir ilgisi bulunmayan içerikte bir cevabı ihtarname keşide edildiğini, bunun üzerine davalılardan olan alacaklara dayanarak davalılar aleyhine Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2011 / 6173 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın 221.950,00 TL asıl alacak, 14.056,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 236.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili, taraflar arasında imzalanan 24.06.2004 tarihli …. Alım Satım Protokolü sözleşmesinin taraflarının davacı kooperatif ile davalılardan … İnş. Ltd.Şti. olduğunu, diğer müvekkillerin sözleşmede kişisel sorumluluklarını doğurucu imzalarının bulunmadığını, davacı kooperatifin davaya konu sözleşme uyarınca ödemiş olduğu meblağların teminatı olacak şekilde yine davacı lehine ipoteklerin tesis edildiğini ve davacıya satış suretiyle … devirlerinin gerçekleştirildiğini, müvekkil … tarafından davaya dayanak sözleşmeden kaynaklı olarak Ankara ili … ilçesi … … 222 parseldeki tamamı adına kayıtlı olan taşınmazın 50.000,00 TL bedel karşılığında 15.10.2008 tarihinde … ….21.250 m2 yüzölçümlü taşınmazın …. paylı hissesinin 5.000,00 TL bedel karşılığında 17.10.2008 tarihinde … … Sicil Müd.’nün …. yevmiye nolu işlemine istinaden davacı kooperatif başkanı … lehine ipotek tesis edildiğini, ayrıca davacı kooperatife davacının kabul ettiği gibi Ankara ili ……….. 22.210,00 karşılığı olarak 31.000 m2 yüzölçümünün 1/7’sinin ve aynı mevkide 3 nolu parselden 24.675,00 TL karşılığı olarak da 34.550 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1/7’sinin devredildiğini, davaya konusu 24.06.2004 tarihli sözleşmenin imzalanmasından sonra ödenen tutarların toplam 132.600,00 TL, yine 17.01.2008 tarihinde müvekkil …’na yapılan 50.000,00 TL tutarındaki ödemenin anılan sözleşme uyarınca olmadığını ve başka bir taşınmazın devri için alınan kaparo mahiyetindeki ön ödeme olduğunu, bunun yanında 24.06.2004 tarihli davaya konu sözleşme uyarınca davalılardan …’na yapılan hiçbir ödemenin bulunmadığını, tabloda bahsi geçen ödemeler miktarı olan 132.600,00 TL’lik meblağ dışında yapılan ödeme tutarlarını davaya dayanak sözleşme uyarınca yapıldığı noktasındaki davacının iddiasını kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, ikinci dönem arsa alımlarının yapıldığı 2004-2008 tarihleri arasında davacı tarafın 223.700,00 TL ödemede bulunduğu, ancak tevsik edici belgeleri bulunmayan ödeme kayıtları tenzil edildiğinde davacının 203.500,00 TL davalı yana ödeme bulunduğunun tespit edildiği, bu yapılan ödemelerden davalılardan davalılardan … ve … 178.000,00 TL asıl alacak ve 7.565,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 185.565,00 TL’den sorumlu olduğu, yine davalılardan …’nun tarafına yapılan ödeme nedeniyle 25.500,00 TL’den sorumlu olduğu, davalılardan … ve dolayısıyla …. 01.02.2011 tarihinde, davalılardan …’nun ise 13.05.2011 ise tarihinde temerrüde düştüğü, davalılardan … işlemiş faiz sorumluluğunun bulunmadığı, davalılardan protokol gereği tarafına ödeme yapılmayan ve protokolde taraf olmayan … yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği, diğer yandan yapılan protokolün gereklerinin davalı tarafça yerine getirilmemesi karşısında birlikte ifa kuralı ve başkaca nizaya sebebiyet verilmemesi bakımından davacı kooperatif başkanı … lehine Ankara….numaralı parselde 10080/107520 paylı hissesinde verilen ipotek ile … parselde verilen ipoteğin kaldırılmasına karar verileceği, ancak … kayıtları incelendiğinde davacı tarafa devredilen Ankara İli ….parselin 1/7 oranındaki hissesinin dava dışı 3. kişiler tarafından devredildiği anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığı, dolayısıyla 26.04.2004 tarihinde yapılan protokolden kaynaklanan ve bilirkişi raporu ile her biri davalı açısından hesaplanan alacaklar için davacının icra takibi yapmakta haklı olduğu, fazlaya ilişkin kısım yönünden davalıların yapmış olduğu itirazların yerinde olduğu, kabul edilen alacaklar likit olmadığından davalılar aleyhine icra inkar tazminatının reddi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece …’ye müzekkere yazılarak resmen protokol hükümlerinin ifa kabiliyeti olup olmadığı üzerinde durulmadığı, mahkemece protokol hükümlerinin tüm hükümleri ile birlikte geçersiz olduğuna ilişkin kabulünün doğru olmadığı, duruşma zaptında geçen ibarenin daha sonra zuhulen yapıldığından bahisle düzeltme dilekçesi verildiği, mahkemece bir kısım davalıların müteselsilen sorumlu oldukları gözetilmeksizin bir kısmına ilişkin davanın reddedilmesi, bir kısmına ilişkin davanın kısmen kabul edilmesi, davalı şirketin borcun tamamından sorumlu olduğunun gözetilmemesinin doğru olmadığı, müvekkiline teminat olarak devredilen taşınmazlar ile müvekkili kooperatifin yöneticisine ipotek edilen taşınmazların bu dosya kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğu, müvekkili lehine alacağın likit olduğu gözetilmeksizin icra inkar tazminatı talebinin reddi kararının isabetsiz olduğu bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım ve simsarlık sözleşmesi kapsamında düzenlenen protokol kapsamında ödenen bedelin tahsili noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 24.06.2004 tarihli gayrimenkul alım satım protokolündan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2.fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/2.maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde kanıt yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonucunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar da göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2011/6173 Esas sayılı icra takibi dosyasının incelenmesinden 24.06.2004 tarihli gayrimenkul alım satım protokolündan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile 221.950,00 TL asıl alacak, 320.422,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 542.372,27 TL alacağın tahsili talebi ile icra takibi yapıldığı, borçluların süresi içerisinde itirazı ile iş bu itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yukarıda belirtilen yasa hükümleri ve davanın itirazın iptali davası olduğu da gözetilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde uyuşmazlığın sonuçlandırılması doğru olmadığı gibi takipte ve iş bu davada taraf olmayan davacı kooperatif başkanı … hakkında karar verilmesi de yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece yukarıdaki yasa hükümleri gözetilerek HMK’nin 297. maddesine uygun hüküm kurulması için HMK’nın 355.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1–HMK’nın 355.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Kaldırma nedenine göre istinafa başvuranın istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-Peşin olarak alınan istinaf harçlarının istek halinde yatıranlara iadesine,
4-Taraflara karar tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/(1).g. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”