Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1462 E. 2022/592 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2019
ESAS-KARAR NO…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin cari hesap ve kur farkından kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10324 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile 21/09/2016 tarihli mutabakat düzenlenip, borçlarının 165.342,44 TL olarak belirlendiğini, bu borç nedeni ile 165.000,00 TL bedelli çek verilmesi konusunda anlaşıldığını, taraflar arasında kur farkı nedeni ile alacak talep edilebileceğine ilişkin sözleşme ya da fiili uygulama olmadığı halde davacının kur farkı alacağı nedeni ile fatura düzenleyip icra takibi başlattığını, dava dilekçesi ekinde yer alan örnek Yargıtay Kararında belirtildiği gibi kur farkı talep edilmesinin mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, her iki tarafın ticari defterlerinde kur farkı faturası dışında cari hesap ilişkisi nedeni ile davacının davalıdan 342,44 TL alacaklı olduğu, icra takibi ile sadece bu miktarın 342,43 TL olarak talep edilmesi nedeni ile talebe bağlı kalınarak bu miktara yönelik davalı itirazının haklı nedene dayanmadığı, yabancı para cinsinden alacak için belirli bir tarihte borç miktarı TL cinsinden belirlenip, bu borç nedeni ile TL cinsinden çek ile ödeme yapılmasını kabul eden davacının bu aşamadan sonra geriye dönerek kur farkı istemesinin mümkün olmadığı, bu nedenle kur farkından kaynaklanan ve icra takibine konu edilen alacağa yönelik davalı itirazının haklı nedene dayandığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna aykırı karar verilmesinin doğru olmadığı, taraflar arasında bir hesap mutabakatının olmadığı, müvekkili tarafından davalı yanın borcunu ödememesi üzerine icra takibinden önce davalıya bildirimde bulunulduğu, davalı tarafından nakit ödeme yapılmadığı ve takip engellenmek için ileri tarihli çekler ile ödeme yapıldığı, bu doğrultuda müvekkilinin kur farkı alacağı talep etmesinin yerinde olduğu, ödeme için gönderilen ihtarın mahkemece mutabakat olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık davacının kur farkı alacağı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap ve kur farkından kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
21/09/2016 tarihli ödeme ihtarı belgesi ile davalının davacıya olan borcunun 165.342,44 TL olduğu ve bu mutabakat ile belirlenen borca karşılık davalıdan 165.000,00 TL bedelli çek alındığı, çek bedelinin ise yine davacı tarafından tahsil edildiği tartışmasızdır.
Davacı taraf davalıdan olan alacaklarının mutabakat belgesi ile birlikte miktarı belirlenip, buna ilişkin 165.000,00 TL bedelli çek alınıp, bedeli de tahsil edilmekle birlikte ödeme tarihi dikkate alındığında kurda değişiklik olduğunu, bu nedenle kur farkından kaynaklanan alacakları oluştuğunu belirtip, 06/03/2017 tarihli 51.174,72 TL bedelli kur farkı faturasını düzenlemiş, cari hesap alacağı olan 342,43 TL ile kur farkı alacağının tahsili için davalı hakkında Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2017/10324 Esas sayılı icra takibini başlatmıştır. İcra takibi ile 51.517,16 TL asıl alacak talep edilmiş olup, bu talebin 51.174,72 TL’si kur farkı faturasından kaynaklanan alacak olduğu için ( 51.517,16 TL – 51.174,72 TL = 342,43 TL) 342,43 TL’nin cari hesap alacağından kaynaklanan alacak olarak talep edildiği belirlenmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle taraflar arasında daha evvel yazılı bir anlaşma olmasa dahi, aralarındaki ticari ilişki sürecinde daha evvel kur farkı faturalarının tanzim edilmesi ve borçlusu tarafından ödenmesi durumunda artık taraflar arasında kur farkı alacağının doğabileceği ve ödeneceği yönünde bir uygulama olduğunun kabulü gerektiği yönündeki Yargıtay içtihatlarının dikkate alındığı, dosyadaki ihtilafta ise davanın tarafları arasında kur farkına yönelik bir uygulama olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ancak çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceğine dair yerleşik Yüksek Mahkeme içtihatlarına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.-TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 25/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”