Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1453 E. 2022/590 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/1453 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/590

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/390 E 2019/219 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki simsarlık sözleşmesi kapsamında simsarlık ücretinin teminatı maksadıyla bir adet bono düzenlendiğini, başvurusu üzerine evin bedeli için krediyi tam olarak çekemeyen müvekkilinin evi satın almaktan vazgeçtiğini ve davalıya verdiği senedini geri istediğini, ancak senedi geri vermeye yanaşmayan davalı …’ın, bu 5.000,00 TL bedelli bonoyu Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 2018/11933 E. sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini belirterek müvekkilinin takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava konusu bononun komisyon sözleşmesine istinaden teminat senedi olarak imzalanıp verildiği iddia edilmiş ise de mevcut sözleşmede teminat senedi alındığına dair herhangi bir ibare bulunmadığını, emlak komisyonunun emlakçı tarafından gösterilen evin satışı halinde ortaya çıkacak bir bedel olduğunu, sözleşmenin 2. maddesinin satıcı yahut alıcının herhangi bir sebep belirtmeksizin sözleşmeden dönmesi durumunda tellallık ücretinin tamamının ödeneceği yönünde olduğunu, davacının da iş bu sözleşmeyi okuyarak altını imzaladığını, kaldı ki davacının yapmış olduğu kredi başvurusu olumlu sonuçlandığı halde sözleşmesinden döndüğünü bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, … Mahallesi … Sokak No:… Sincan/Ankara adresinde bulunan daireyi dava dışı …’den satın almak için girişimde bulunduğu, davalının da bu satışa aracılık ettiği ve aralarında 16/03/2018 tarihli simsarlık (tellallık) sözleşmesini düzenledikleri, davacı asilin 05/02/2019 tarihi oturumdaki beyanından (kabulünden) da anlaşılacağı üzere davacı adına kredi alma imkanı bulunmaması nedeniyle davacının oğlu … adına Türkiye … Bankası T.A.O. Saraycık Ankara Şubesinden 21/03/2018 tarihinde konut kredisi başvurusunda bulunulduğu, 112.000,00 TL tutarındaki konut kredisi onayının çıktığı ve fakat davacının keyfi olarak taşınmazı satın almaktan vazgeçtiği, takip konusu senedin tellalık ücreti alacağının ödenmesine ilişkin düzenlendiği ve davalının bu alacağı hak ettiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davacı vekili tarafından;
Davalı yanın cevap dilekçesinde sadece taraflar arasındaki sözleşmeye dayanmışken davalı vekilinin 05.10.2018 tarihli beyan dilekçesi üzerine davacı yanın muvafakatı olmaksızın usule aykırı olarak kredi kullandırılıp kullandırılmadığının araştırılmasının doğru olmadığı, ayrıca dosya kapsamındaki belgelerden müvekkilinin kredi başvurusunda bulunmadığının açık olduğu, davada taraf olmayan müvekkilinin oğlunun kredi başvurusunda bulunup bulunmadığının tespit edilmesinin ve karara dayanak yapılmasının da hatalı olduğu, evin satımının gerçekleşmesi halinde komisyon borcunun doğacağı, somut olayda müvekkilinin elinde olmayan nedenlerle evi satın almaktan vazçgetiği, mahkemece davanın kabulü ile müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık teminat iddiasına konu bono nedeniyle davacının borçlu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 72.maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir. ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı taraf, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 2018/11933 esas sayılı dosyasıyla takibe konu edilen 16/03/2018 keşide, 20/03/2018 ödeme tarihli, keşidecisi …, lehtarı … olan, 5.000,00 TL bedelli bononun teminat senedi olduğunu, alım satım ilişkisinin gerçekleşmediğini ve dolayısıyla komisyonculuk ücretinin doğmadığını, kredi kullanamayan müvekkilinin taşınmazı almaktan vazgeçtiğini ileri sürmekte, davalı taraf ise davaya konu senedin komisyon ücreti karşılığı verildiğini, kredi onayı çıkmasına rağmen davacının keyfi olarak taşınmazı almaktan vazgeçtiğini, aralarındaki sözleşme gereği tellallık ücreti alacağının doğduğunu iddia ederek davanın reddini savunmaktadır.
Türkiye … Bankası T.A.O. Saraycık Ankara Şubesinin 22/02/2019 tarihli yazısıyla, …’in (davacının oğlu) talebi üzerine alınması düşünülen gayrimenkulün piyasa değerinin 140.000,00 TL olarak belirlendiği, müşteriye kullandırılabilecek maksimum kredi rakamının 112.000,00 TL olduğu (gayrimenkullerin yasal durum piyasa değerinin % 80’i kadar kredi kullandırılması yapılabileceği), müşterinin onaylanan konut kredisini kullanmadığı bildirilmiştir.
Davacı tarafça, her ne kadar konut kredisi başvurusunu yapan …’in simsarlık sözleşmesinin tarafı olmadığı ileri sürülmüş ise de; davacı, davalı ve dava dışı … arasında akdedilen 16/03/2018 tarihli simsarlık sözleşmesine konu taşınmaz ile davacının oğlu … tarafından Türkiye … Bankası T.A.O. Saraycık Ankara Şubesine yapılan konut kredisi başvurusuna konu taşınmazın aynı taşınmaz (… Mahallesi … Sokak No:… Sincan/Ankara adresindeki taşınmaz) olduğu tespit edilmiştir.
Dosyada mevcut 16/03/2018 tarihli simsarlık (tellallık) sözleşmesinde; taşınmaz satış tutarının 141.000,00 TL olduğunun, hem alıcı hem de satıcıdan ayrı ayrı 2.820,00 TL (% 2) komisyon ücreti alınacağının, kredi çıkmadığı takdirde sözleşmenin iptal edileceği ve alınan kapora ile cezai işlemlerin iade edileceğinin, satıcı ve alıcıdan herhangi birisinin herhangi bir nedenle kararlaştırılan tarihte satışı gerçekleştirmekten vazgeçmesi veya engel çıkarması halinde her iki tarafa ait tellallık ücretinin tamamını (satış tutarının % 4’ü yani 5.640,00 TL) ödeyeceğinin kararlaştığı görülmüştür. Yine aynı sözleşmenin 5. Maddesinde alıcının taşınmazı…çocukları…adına alsa bile sözleşmeden doğan tüm borç ve sorumluluklarının aynen devam edeceğini ifade edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK. m. 520/1’e göre simsarlık (tellallık) ;
“Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, “Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki TBK. 520/3. madde taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için geçerlilik şekli düzenlemiştir. Buna göre, “taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz”. Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme (asıl sözleşme), herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir.
Simsarlık sözleşmesi, vekalet sözleşmesinin konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK. m. 520/2’ye göre “simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır” denilmiştir.
Simsarın ücrete hak kazanma zamanı ve giderlere ilişkin alacağı TBK. m. 521 ‘e göre “simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır” (521/1); “simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi halinde ödenir” (521/2); “simsarlık sözleşmesinde simsarın yapacağı giderlerin kendisine ödeneceği kararlaştırılmışsa,simsarın faaliyeti sözleşmenin kurulmasıyla sonuçlanmamış olsa bile giderleri ödenir” (521/son). Böylece simsar, sözleşme konusu hizmetin bir akdin kurulmasıyla sonuçlanması durumunda ücrete hak kazanmaktadır. Simsar, söz konusunu hizmeti yerine getirmezse, ücret alacağı elde edemeyecektir. Ancak sözleşmede aksi kararlaştırılabileceği gibi işin niteliğinden de aksi sonuca varılabilir.
TBK. m. 521 vd. düzenleme içinde, simsarın ücret alacağının doğumu için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
a) Simsarın aracılık ettiği asıl sözleşmenin iş sahibi (vekalet veren) ile üçüncü kişi arasında kurulması gerekir. Bu şart, iş sahibinin, kendisine teklif olunan üçüncü kişilerle sözleşme yapmayı sebepsiz olarak red etmesi halinde de gerçekleşmiş sayılmalıdır. Bu konu, TBK. m. 175’in kapsamı çerçevesinde değerlendirilmelidir. Fakat asıl sözleşmenin geçerli olarak kurulması lazım ve yeterlidir. Ücret alacağının doğumu için, bu sözleşmenin ifa edilmesi gerekli değildir. Geciktirici şarta bağlı olarak yapılmış sözleşmelerde, şartın gerçekleşmesi beklenmelidir. Bu düzenlemeyi getiren TBK. m.521/1 hükmü, emredici değildir. Taraflar, asıl akit kurulmamış olsa bile, ücret ödenmesini kararlaştırabilecekleri gibi ücretin, sözleşmenin ifa edilmesi halinde ödeneceğini de kararlaştırabilirler.
b)Asıl sözleşmenin kurulması ile simsarın faaliyeti arasında nedensellik ilişkisi bulunmalıdır. TBK. m. 521/1 bu şartı, “yaptığı faaliyet sonucunda” sözleriyle ifade etmiştir. Bu şartın aksi de kararlaştırılabilir.
c) TBK. m. 523’de düzenlenen ve simsarın ücret ve giderlere ilişkin alacağının kaybı sonucunu doğuracak durumlardan birinin gerçekleşmemesi gerekir (Yavuz, Cevdet: Borçlar Hukuku Dersleri Özel Hükümler, 9. Baskı, İstanbul 2011, s.604 vd).
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre taraflar arasında tellaliye sözleşmesinin bulunduğu, davacı tarafın oğlu tarafından kredi başvurusunda bulunulduğu, sözleşme koşulları kapsamında kredinin çıktığı, buna karşın taşınmazın satışından vazgeçildiği anlaşılmış olup, davalının simsarlık ücretine hak kazandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle teminat iddiasının davacı yanca usulüne uygun delillerle ispat edilememiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Adli yardım talepli olarak açılan davada suç üstü ödeneğinden karşılanan 50,50.-TL posta ve tebligat giderinin davacıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a.maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 25/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”