Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1437 E. 2022/644 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
…. HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
ESAS NO :….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 12/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı … ile müvekkili şirket arasında 29.01.2015 tarihinde bayilik sözleşmesi yapıldığını, diğer yandan garantörlük sözleşmesi uyarınca garantör …, …’ nin bayilik sözleşmesi ile üstlendiği borcundan, borcun tam ve eksiksiz olarak tüm ferileriyle birlikte tamamen sona ermesine dek 300.000,00 TL ‘ye kadar sorumlu olacağına dair taahhütte bulunduğunu, müvekkilinin bayilik sözleşmesi kapsamındaki cari hesap alacağının tahsili amacıyla Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7788 E. Sayılı dosyası ile davalılar aleyhine icra takibi yaptığını, davalıların haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili, müvekkillerine bayilik sözleşmesi kapsamında teslim edilen mal bulunmadığından cari hesap nedeniyle borçlarının olmadığını, ayrıca davacının dosya içerisine sunmuş olduğu sözleşmeye dair damga vergisi ödenmemesinden kaynaklı olarak 2.883.82 TL’ yi de müvekkilinden talep ettiğini, davacı firmanın anonim şirket olduğundan damga vergisinin davacı firmaca ödenmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı yanca bayilik sözleşmesi kapsamında mal teslim edildiği hususu ispat edilemediği gibi taraflar arasındaki sözleşme kapsamında damga vergisinden davalının sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Davalı yanca süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediği, müvekkiline ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesindeki delil sözleşmesine göre müvekkilinin ticari kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği, davalı yanca kesin süre içerisinde bildirmediği defterlerinin incekenmesi ve buna göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı, müvekkili tarafından verilen sevk irsaliyeleri ile faturalara karşı süresinde itiraz edilmediğinden borcun kabul edilmiş sayılacağı, bir kısım sevk irsaliyelerinin imzalı olduğu, mahkemenin damga vergisine ilişkin değerlendirmesinin de hatalı olduğu, zira Damga Vergisi Kanunu 24. maddesi kapsamında sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı müddetçe tarafların müteselsilen sorumlu olduklarını, mahkemece müvekkilinin rücu hakkı bulunmasına karşın bu yönde de hatalı karar verildiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bayilik sözleşmesini konu alan cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7788 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden davacı tarafından davalılar aleyhine cari hesap alacağının tahsili talebi ile 27.128,95 TL alacağın tahsili talebi ile icra takibi yapıldığı, davalıların süresinde itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 13. maddesinde davacı şirket ticari defter ve kayıtlarının delil olarak kararlaştırıldığına dair hüküm var ise de davacı ticari defter ve kayıtlarının dayanakları gösterilmedikçe bu kayıtların davacı lehine delil olacağı kabul edilemez. Kaldı ki 6100 sayılı HMK’nin 193/2 maddesinde “Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersizdir” hükmü de bunu desteklemektedir.
Somut olayda dosya kapsamında alınan 06/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının 2015 yılı yevmiye defteri ve defter-i kebirlerinin elektronik ortamda usulüne uygun tutulduğunu, davacının takibe konu kıldığı 5 adet faturanın defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının sözleşme gereği ödenen damga vergisini davalının hesabına kaydettiğini, davacının kendi defterlerine göre davalıdan 27.128,95 TL alacaklı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede doğacak damga vergisinden davalının sorumluluğuna dair bir hüküm yer almadığını bu nedenle davalının ödenen damga vergisinden sorumlu olmadığını, davacının faturaları ve faturalara konu malları davalıya teslim edip etmediğinin mevcut delil durumunda tespit edilemediğini rapor ettiği görülmüştür.
Davalının ticari defterleri üzerinde talimat mahkemesi aracılığıyla mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırıldığı, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 23/11/2018 tarihli rapora göre, davalının defterlerinde davacı tarafından herhangi hak ve alacağının kayıtlı olmadığı bildirilmiştir.
Davacının ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi tarafından hazırlanan 06/04/2018 tarihli rapora göre, davacının davalıdan 27.128,95 TL alacaklı olduğu, söz konusu alacağın 24.245,13 TL’sinin 5 adet faturaya dayandığı geri kalanın taraflar arasındaki sözleşme gereği ödenen damga vergisi dayanak gösterilerek davalının hesabına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davacı yanca dosya kapsamında 5 faturaya ilişkin sunulan sevk irsaliyelerinin incelenmesinden iki tanesinin imzasız olduğu, 2 tanesinin teslim alan kısmında nakliyeci isim imzası ile plaka yer aldığı, bir tanesinde ise isim ve imza bulunduğu, ancak yazılan yazının okunaklı olmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu sevk irsaliyelerinin nakliyeden sorumluluğun belirlenememesi de dikkate alınarak mevcut durum itibariyle mal teslimi olgusunu ispat edemediği, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmadığı, bu faturalar nedeniyle davacının davasını ispat edemediği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın damga vergisine ilişkin cari hesap alacağına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde damga vergisinden sorumluluğa dair herhangi bir hükmün yer almadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece DVK’nun 24. maddesine göre müteselsilen sorumlu olduğu damga vergisinin 1/2 sini davalı yana rucu imkanı bulunduğu gözetilmeksizin bu kalem yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir. Dosya kapsamında davacı yanca damga vergisi olarak 14.04.2015 tarihinde 2.883,82 TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından bu miktarın yarısının davalı yana rücu edilebileceği gözetildiğinden 1.441,91 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile;
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/327 Esas, 2019/117 Karar ve 12/02/2019 Tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7788 E. sayılı dosyasına davalı yanın itirazının kısmen iptali ile takibin 1.441,91TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)Kabul edilen miktarın %20’si olan 288,38 TL icra inkar tazminatının davalı yandan alınarak davacıya ödenmesine,
c)Koşulları oluşmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
d)Alınması gereken 98,50 TL harcın peşin alınan 327,66.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 229,16TL harcın davacıya İADESİNE,
e)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince; 1.441,91-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden, AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g)Davacı tarafından yatırılan 29,20TL başvuru harcı, 98,50TL peşin harç olmak üzere 127,70TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ğ)Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve posta giderinden oluşan 1.427,18-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanan 75,85.-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
h)HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-2.maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 12/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”