Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1408 E. 2022/1797 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1408 – 2022/1797

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/1408 (KABUL YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2022/1797 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2019
ESAS NO : 2018/338 E 2019/332 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :(İtrazın İptali)
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili banka hizmet binalarının ihtiyacı olan elektrik enerjisinin alımı için yapılan ihale sonucunda, davalı … A.Ş. ile 27.05.2016 tarihli Yenilenebilir Elektrik Enerjisi Alımı işine ait 1 yıllığına sözleşme imzalandığını, ancak davalının müvekkilleri bankaya göndermiş olduğu 02.02.2017 tarih ve 2017/7438 sayılı yazısı ile aboneliklerin elektrik enerjisi tedarikinin 01.01.2017 tarihinden itibaren sağlanamayacağının bildirildiğini, firmaya gönderilen 10.02.2017 tarih ve E. 1074 sayılı yazı ile hizmet binalarına ait aboneliklerin elektrik eneıjisi tedarikinin 15 gün içerisinde sağlanmasına ait süre ihtarlarına da firma tarafından verilen 03.03.2017 tarih ve 7464 sayılı cevapta elektrik eneıjisi tedarikinin karşılanamayacağının bildirildiğini, bunun üzerine 4735 sayılı kanunun emredici hükümleri doğrultusunda, … A.Ş. ile müvekkilleri banka arasında imzalanan sözleşmenin 01.03.2017 tarihi itibarıyla feshedildiğini, durumun 20.03.2017 tarih ve E.2045 sayılı yazı ile firmaya bildirilerek ve yapılan hesaplamalar neticesinde günlük ceza tutarı toplamının 527.907,60 TL ile sözleşmenin bitim süresine kadar bankanın uğrayacağı zarar ve ziyan karşılığındaki 30.398,94 TL olmak üzere toplamda 558.306,54 TL’nin 15 gün içerisinde Banka hesabına yatınlması talebinde bulunulduğunu, ancak bu ihtarlarından da sonuç alınamaması üzerine gerekli olurlar alınarak firma hakkında dava konusu Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9053 E. sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibine başlanıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin kısmen durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili ile ana dağıtıcı olan EPİAŞ arasında, teminat arttırma sorunu nedeniyle anlaşmazlık çıktığını, bu sorunun mahkemeye taşındığını ve İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/100 E sayılı dosyası ile devam ettiğini, müvekkil ile EPİAŞ arasında sorun çıkınca, EPİAŞ’ın müvekkili ile olan anlaşmasını iptal ettiğini ve müvekkilinin zor durumda kaldığını, bu durumun müvekkili tarafından 02.02.2017 tarihli yazı ile 01.01.2017 tarihinden itibaren portföyünün EPİAŞ tarafından boşaltıldığını, bu nedenle elektrik enerjisi tedarikinin kendileri tarafından sağlanamayacağının davacı tarafa bildirdiğini, bunun üzerine davacı tarafın 01.03.2017 tarihi itibarı ile sözleşmeyi feshettiğini ve toplam 558.306,54 TL’lik icra takibi başlattığını, ilgili yönetmelik gereği ana dağıtıcı olan EPİAŞ tarafından, elektrik arzının aynen devam ettiğini, dolayısıyla davacı kurumun, sözleşme kapsamında verilen hizmetten mahsur kalması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacı tarafın hiçbir şekilde mağdur olmadığını ve zarara uğramadığını, bu nedenle sözleşmede var olan günlük % 2 ceza uygulamasının ancak bir zarar veyahut sözleşmede yer alan hizmetin alınamadığı durumlar söz konusu olduğunda istenebileceğini, ancak davalı sözleşmenin iptal edildiği 01.03.2017 tarihinden sonra başka bir şirket ile yapılan sözleşmede elektrik alım maliyetinde bir farklılık olur ise bu aradaki fark kadar bir zarar doğmuş kabul edilerek davacı nezdinde bulun teminatın bunlara karşılık mahsup edilebileceğini, Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9053 E. sayılı takip dosyasına bu haksızlık nedeniyle itirazlarının olduğunu, söz konusu cezai şartın, hangi şartlarda 60 gün üzerinden istenildiğinin de taraflarınca anlaşılamadığını, günlük cezai şartın üründen veya hizmetten yoksun kalınma tarihine göre hesaplanması gerektiğini, halbuki olayda hizmetten yoksun kalma olmadığının açık olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı vekilinin açık beyanı ve kabulü doğrultusunda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan elektrik miktarı fark ödemesi adı altında 30.398,04 TL talep edebileceği, enerji tedarikinin sağlanamadığı 01.01.2017 tarihinden sözleşmenin fesih tarihi olan 01.03.2017 tarihine kadar 59 günlük süre için davacının talep edebileceği sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının 519.109,33 TL olduğu, ancak bu miktar cezai şartın tahsilinin davalının mahvına sebebiyet vereceği, sözleşme bedeli nazara alınarak cezai şarttan takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak neticeden 363.376,53 TL takip tarihi itibariyle davacının davalıdan cezai şart alacağı talep edebileceği, ancak davacının takip tarihinden önce 22.03.2017 tarihinde davalıya ait 26.395,40 TL teminatı irat kaydetmesi karşısında akdedilen sözleşmenin 34.3 maddesi gereğince irat kaydedilen teminatın cezai şarttan mahsubu neticesinde neticeden davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 336.981,13 TL cezai şart alacağı talep edebileceği, icra inkar tazminatı şartları oluşmadığından bu kalem talebin reddi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece cezai şartın davalı yanın mahvına sebebiyet verdiğinden bahisle %30 hakkaniyet indirimi uygulamasının hatalı olduğu, ayrıca irat kaydedilen teminat mektubu bedelinin cezai şarttan mahsubunun da doğru olmadığı, teminat mektubunun diğer zararları karşılaması için irat kaydedildiği, mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddi kararının doğru olmadığı, talep edilmediği halde vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu emtiaların teslimi ve bedelinin ödenmesi noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle cezai şart ve elektrik fark ödemesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe kısmen itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9053 E sayılı takip dosyası ile; 527.907,60 TL gecikme cezası, 30.398,94 TL kalan süredeki elektrik miktarı fark ödemesi, 9.491,21 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplamda 567.797,75 TL üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin davalıya 24.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde (25.05.2017) tarihinde takibe borcun esası yönünden itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği bu suretle davacının süresi içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 34.1 maddesinde idare tarafından sözleşmede belirtilen süre uzatımı hariç yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak mali veya malları süresinde teslim etmemesi halinde 15 gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikme cezası uygulanacağının, 34.2 maddesinde yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak malı süresinde teslim etmemesi halinde gecikilen her takvim günü için sözleşme bedelinin %2’si oranında gecikme cezası uygulanacağının açıkça düzenlendiği, davacı bankanın 10.02.2017 tarihli davalıya göndermiş olduğu yazı ile sözleşmenin 34.1 maddesindeki süreye ilişkin ihtar şartını yerine getirdiği, yine ifaya ekli cezai şart niteliğindeki tazminat isteminde davacı bankanın 20.03.2017 tarihli yazısı ile sözleşmenin feshiyle birlikte cezai şart alacağını saklı tuttuğu, bu suretle feshe rağmen cezai şart isteminde bulunabileceği kabul edilmiş, bilirkişi heyet raporuna göre, enerji tedarikinin sağlanamadığı 01.01.2017 tarihinden sözleşmenin fesih tarihi olan 01.03.2017 tarihine kadar 59 günlük süre için davacının talep edebileceği sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının 519.109,33 TL olduğu saptanmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 22. maddesine göre tacir sıfatına haiz bir borçlu fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez. Ancak kararlaştırılan cezai şart miktarının borçlunun ekonomik yönden mahvına sebebiyet verecek derecede yüksek olduğunun belirlenmesi halinde hakimin uygun bir miktarda indirimde bulunabileceği Yargıtay kararları ile kabul edilmektedir.
Cezai şarttan indirim yapılırken borçlunun ekonomik yönden yıkımına sebep olacak şekilde fahiş bir cezai şart hususunun saptanması gerekmektedir. Bunun için borçlunun iktisadi durumu, bilançosu uzman bir bilirkişiye ayrıntılı şekilde incelettirilip belirlenen cezai şart miktarının ekonomik yönden yıkıma neden olup olmayacağı belirlendikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamında ilk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin 31.12.2016 tarihi itibariyle dönen varlıklarının 24.799.000,95 TL, duran varlıklarının 3.344.126,52 TL, bilanço aktif toplamının 28.143.127,47 TL olduğunu, kısa vadeli yabancı kaynak toplamının 29.386.991,23 TL olup, öz kaynaklarının ise -1.243.863,76 TL olduğunu, şirketin geçmiş yıl zararının 694.771,09 TL olup, ödenmiş sermayesinin 2.000.000,00 TL, geçmiş yıl karlarının 751.712,42 TL olup, dönem net zararının 3.300.805,09 TL olduğu, nakit oranının %20 olup, kısa vadede likidite sorunu yaşadığını, bu suretle cezai şart miktarının ekonomik mahvına sebep olacağı ifade edilmiştir.
Alınan raporun cezai şartın davalı yanın ekonomik mahvına sebebiyet verip vermediği hususunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığına yönelik davacı yanın istinaf itirazlarının kabulü ile Dairemiz tarafından duruşma açılarak yeni bir heyetten bu yönde rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Dairemiz tarafından dosya kapsamında alınan 13.10.2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da ilk derece mahkemesi tarafından alınan rapor ile aynı yönde hükmedilecek cezai şart miktarının davalı yanın ekonomik mahvına sebep olacağı ifade edilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle cezai şart miktarının davalı yanın ekonomik mahvına sebebiyet verecek olmasına göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava ve takip konusu elektrik fark ödemesi davalı yanın kabulünde olup likittir. Mahkemece İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın likit olduğundan bahisle bu kaleme yönelik hükmedilen alacak yönünden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken bu kalem yönünden talebin reddi kararı yerinde değildir.
Davacı vekilinin aleyhe hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının da kısmen yerinde olduğu davalı lehine reddedilen alacak yönünden fazla vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İstinaf istinaf başvurusunun KABULÜ ile
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/338 Esas, 2019/332 Karar sayılı 11/04/2019 tarihli kararının HMK’nun 356/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının Ankara 31. İcra Müdürlüğü 2017/9053 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 336.981,13-TL cezai şart alacağı, 30.398,04 TL elektrik miktarı fark ödemesi ve 2.847,19 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 367.379,17-TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmasına,
b)Kabul edilen 30.398,04 TL elektrik miktarı fark ödemesi ve bu miktara ait 235,58TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.633,62TL üzerinden %20 oranında hesap ve takdir edilen 6.126,72TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
d)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 25.095,67TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
e)Davacı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 28.163,58-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
f)Davalı duruşmada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
g)Davacı tarafından yapılan 7.606,20 TL (dava açılış masrafı, bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere) davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 6.833,91-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
h)Yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-Davacı tarafça yapılan 1.602,88TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-HMK’nin 333.maddesi gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından, 11.000TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nin 356.maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 20/12/2022 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”