Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1347 E. 2022/185 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2019
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının bazalt ocağı işletmeciliği yaptığını, davalının bir inşaat işinde kullanılmak üzere davacıdan siparişte bulunduğunu ve sipariş konusu malların davalının adi ortaklığı olan …’e teslim edildiğini, ancak davalının fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıya borcunun olmadığını, yapılan takibin haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Yerel Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; taraf ticari defterlerinin birbirini doğrulamadığı, takibe dayanak faturaya ilişkin sevk irsaliyelerinde ismi bulunan …’ün davalı çalışanı olmadığı, davacıya yemin delilinin hatırlatıldığı, ancak bu delile dayanmadığı, dolayısıyla davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının sabit olduğunu, davacı tarafından mal tesliminin gerçekleştiğine dair de bir ihtilafın mevcut olmadığı, bilirkişi incelemesinde alacağın sabit olduğuna dair rapor düzenlendiği, tanık olarak dinlenen …’ün irsaliye altındaki imzaların kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, davalı şirketle doğal ilişkisi bulunan … isimli dava dışı şirketin yapmış olduğu ödemeyi geri talep etmesi nedeniyle ödeme tehditiyle karşı karşıya olduklarını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, dava ve takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde davacı tarafından faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine itiraz üzerine bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davaya ve takibe konu faturalar incelendiğinde, bir tanesinin 14/09/2017 tarih ve 80.050,97TL bedelli, diğerinin 21/09/2017 tarih ve 56.237,49TL bedelli olduğu görülmektedir. Bu faturaya bağlı söz konusu irsaliyeler incelendiğinde, teslim alan kısmında …’ün isim ve imzasının olduğu görülmektedir. Bu kişinin mahkemede alınan beyanında ise söz konusu irsaliyelerdeki imzaların kendisine ait olduğunun kabul ettiği anlaşılmaktadır.
İtirazın iptali davalarında kural olarak davacı alacaklı alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Somut olayda davalı adına kesilen faturalara ilişkin malların dava dışı …’e teslim edildiği, bu sevk irsaliyelerinde de alıcı olarak davalı şirketin isminin bulunduğu, bu kişinin davalının çalışanı ya da yetkilisi olmadığı, dolayısıyla bu kişi tarafından teslim alınan malların davalı adına teslim alındığının kabul edilemeyeceği aşikardır. Mahkemece bu yönde değerlendirme yapılarak, davacıya yemin delili hatırlatılmış, fakat davacı taraf yemin deliline dayanmayacağını belirtmiş, bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir. Bu nedenle davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına davacı göre vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”