Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1281 E. 2021/2248 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

… HAKKINDA KARAR VERİLMESİ )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : …(…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2018
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, Ankara Batı 3.Tüketici Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılara ait firmadan 1 adet … … … ve 1 adet … … çıkım … olmak üzere iki adet … … satın aldığını, satın aldığı … makinalarının bedelinin 5.000 TL’sini peşin ödediğini, kalanı için 2.500,00 TL bedelli 22/08/2016 vade tarihli ve 2.500,00 TL bedelli 22/09/2016 vade tarihli lehtarı davalı … olan senetler verdiğini, bu satış işlemi nedeniyle müvekkiline fatura ve garanti belgesi talep etmesine rağmen verilmediğini, satın alınan ürünün ayıplı çıktığını, kendisinden beklenen menfaati sağlamadığını, makinaların çalışmadığını, müvekkilinin davalılar ile defalarca iletişime geçtiğini, ancak davalının ürünlerin alınacağı yönünde taahhütte bulunmasına rağmen taahhütlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin Sincan 3. Noterliği aracılığı ile ayıplı olan ürünü teslim etmeye hazır olduğunu ve ürün bedelinin tarafına iade edilmesini içeren ihtarname gönderdiğini, müvekkilinin … Makinasını aldığı tarihten itibaren hiç kullanamadığını ileri sürüp, bu satış işlemi uyarınca müvekkilinin davalılara ödemiş olduğu 5.000.00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile iadesine, vadesi gelmiş 2.500,00 TL bedelli 22/08/2016 vade tarihli ve 2.500,00 TL bedelli 22/09/2016 vade tarihli senetlerin iptali ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili Ankara Batı 3. Tüketici Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde; müvekkili … yönünden husumet itirazının bulunduğunu, müvekkilinin, iddia edildiği gibi davada bahsi geçen makinaların satışını gerçekleştirmediği gibi imalatını da yapmadığını, müvekkilin vergi mükellefiyetinin yahut bir işveren sıfatının bulunmadığını, müvekkil ile davacı gözüken taraf arasında her hangi bir ticari ilişki mevcut olmadığını, davacının müvekkiline 5.000,00 TL borç para verdiğini, karşılığında da davaya konu 22/08/2016 vade tarihli ve 22/09/2016 vade tarihli iki adet 2.500,00 TL bedelli senet aldığını, süre gelen zamanda bu senetlerin ciro edildiğini, davacının iş bu senetleri ödemekten kurtulmak için işbu davayı açtığını, zaten icra dosyası incelendiğinde kambiyo senedi üzerinde de “nakden” yazdığının tespit edileceğini, davacı taraf ile her hangi bir ticari ilişkisi yahut mal alımı-satımı ilişkisi bulunmayan müvekkilin huzurdaki davada davalı olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Aynı vekil diğer davalı için de vekaletname sunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davalılar tarafından bir adet … … ve bir adet … çıkım makinasının 10.000,00 TL bedel karşılığında satışı konusunda davacıyla sözlü olarak anlaşıldığı, bu bedelin 4.500,00 TL’sinin 12/06/2016 tarihinde davacı tarafından ödendiği ve kalan bedel için 22/08/2016 ve 22/09/2016 ödeme tarihli her biri 2.500,00 TL tutarlı, lehtarı davalı … olan iki adet bononun düzenlenerek davalı …’e verildiği, kalan 500,00 TL’nin ise senetler ödendikten ve fatura kesildikten sonra KDV’siyle birlikte davacı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacı tarafça davaya konu makinaların ayıplı olması sebebiyle beklenen fayda gerçekleşmeyeceğinden sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığına dair davalıya 10/10/2016 tarihli ihtarname gönderildiği, bilirkişiler marifetiyle nizalı makinalar üzerinde yapılan incelemede, imalat kaynaklı açık ayıplı olduklarının da belirlendiği, eldeki davada muayene ve ihbar külfetine ilişkin sürelere uyulduğu, hal böyle olunca davacının TBK’nun 227. maddesinde düzenlenen seçimlik haklardan “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanmakta haklı olduğu, bu bağlamda davacının davaya konu makinaları geri vererek bunlar için ödemiş olduğu bedelin iadesini, vermiş olduğu bonolar nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etme hakkının bulunduğu, her ne kadar davalılar vekili davalı …’ün sözleşmenin tarafı olmadığı ileri sürmüş ise de davaya konu senetlerin bu davalı adına düzenlenmiş olması gözetilerek, bu yöndeki savunmaya itibar edilmediği belirtilerek;
-Davanın kısmen kabulüne; dava konusu bir adet … … … (4800’lük) ile bir adet … … Çıkım Makinasının (1500’lük) davalılara iadesine, davacının dava konusu … … ve … çıkım … bedeli olarak ödediği 4.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, yine dava konusu … … ve … çıkım … bedeli olarak davalılara verilen keşidecisi … …, lehtarı … olan 12/06/2016 keşide, 22/09/2016 ödeme tarihli 2.500,00 TL bedelli bono ile keşidecisi … …, lehtarı … olan 12/06/2016 keşide, 22/08/2016 ödeme tarihli 2.500,00 TL bedelli bonolar nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna Davalılar vekili tarafından; Davacı tarafın 4.500.00 TL peşin ödeme ve 22.08.2016 ödeme tarihli 2.500.00 TL’lik, 22.09.2016 ödeme tarihli 2.500.00 TL’lik iki adet senet vererek, bakiye 500.00 TL’yi senetler ödendikten sonra faturası alınırken kdv’si ile birlikte ödemek üzere toplamda kdv hariç 10.000.00 TL ‘ye 12.06.2016 tarihinde makinaları teslim alarak satın aldığı, satıma konu makinaları teslim alarak çalıştırmaya başlayan davacının, satış bedeline dair vermiş olduğu ilk senedin 22.08.2016 tarihli ödeme günü geldiğinde ödeme gücünün hazır olmadığı gerekçesiyle müvekkiller ikinci senedin ödeme günü olan 22.09.2016 tarihinde iki senedi bakiye 500.00 TL’yi ve kdv’yi birlikte ödeyeceğini faturasını alacağını söyleyerek mühlet talebinde bulunduğu müvekkillerinin de davacı yana mühlet verdiği, bu tarihe kadar davacı makinalar ile ilgili hiçbir şikayet ve eksiklik olduğu yönünde bir talepte bulunmadığı, davacı tarafın 22.09.2016 ödeme tarihi geldiğinde yine ödemesi gereken bedeli ödememiş, bir miktar daha süre verilmesi talebinde davacının borcunu ödemesini bekleyen müvekkiller, davacının 17.01.2017 tarihinde açmış olduğu davanın bildirimi ile karşılaştıkları, senetlerin ödeme tarihlerinden sonra ve ayıbı öğrendiğini beyan ettiği satış tarihinden sonraki hafta içinde ihtarname göndermeyerek satıştan 4 ay sonra müvekkillere tebliğ edilmeyen ihtarname göndermesi ve ihtarnameden 3 ay sonra dava açma yoluna gitmesi karşısında davanın reddi gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın isabetli olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı satılanın iadesi, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara Batı 3. Tüketici Mahkemesi tarafından, davaya konu makinaların ayıplı olup olmadıklarının tespiti bakımından keşif icra edildiği, makina ve elektrik mühendisinden oluşan bilirkişi kurulundan 12/06/2017 tarihli raporda; dava konusu makinelerdeki arızaların ve eksiklerin imalat kaynaklı açıp ayıp niteliğinde olduğu bildirilmiştir.
Davaya konu bonoların incelenmesinde; keşidecisi … …, lehtarı … olan 12/06/2016 keşide, 22/09/2016 ödeme tarihli 2.500,00 TL bedelli bono ile keşidecisi … …, lehtarı … olan 12/06/2016 keşide, 22/08/2016 ödeme tarihli 2.500,00 TL bedelli bonolar olup, iki senette ciro edilmiştir. Bu senetlere dayalı olarak dava dışı…, … ve … aleyhine 07.02.2017 tarihinde kambiyo takibi yapmıştır.
Davacı…… Makineleri adına…. 12.06.2016 tarihinde satın aldığını, 5.000TL peşin, 2500’er TL lik iki senet verdiğini, iki adet makinenin ayıplı çıktığını ileri sürüp ürün bedelinin iadesini istemiştir.
Taraflar arasında ticari amaçlı olarak iki adet … makinesi satımı gerçekleşmiştir. Davaya konu makinelerin açık ayıplı olduğu bilirkişi tarafından belirlenmiştir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nin 23.maddesi; “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır…
c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”

TBK madde 223; ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. “

Buna göre davaya konu makinelerin 12.06.2016 tarihinde satın alındığı, senetlerin vadelerinin 22.08.2016 ve 22.09.2016 olduğu, ihtarnamenin tebliğine dair belirleme yoksa da 10.10.2016 tarihinde düzenlendiği, davanın ise 23.01.2017 tarihinde açıldığı gözetildiğinde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, dava konusu makinelerin davacı tarafça bu hali ile kabul edildiği, senetlerin de bu alışveriş nedeniyle verildiğinin davalılar vekilinin 16/10/2018 tarihli oturumdaki beyanında belirtildiğinden mahkemece davanın reddine karar verilmelidir.
Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/438 Esas 2018/729 Karar ve 20/11/2018 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a)Davanın REDDİNE,
b)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)HMK 333.madde gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
e)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafından yapılan 31,00TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 30/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.