Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1276 E. 2021/2264 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : …. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2019
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/10654 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız kısmi itirazı ile takibin kısmen durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasında hazır beton temin edilmesi yönünde protokol imzalandığını, ancak davacı şirketin protokol kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmemesi ve gecikmeler yaşanması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, işlerinin geciktiğini, bu nedenle davacıdan alacaklı olduklarını, bu alacakları kapsamında takas-mahsup talep ettiklerini, ancak davacının faturalara dayalı olarak yapmış olduğu takibe kısmen itiraz ettiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında davacının satıcı, davalının ise alıcı olduğu, 01/09/2012 tarihli protokolün düzenlendiği, protokol kapsamında davacının hazır beton temin etme asli ediminin yanında taşıma ve sabit pompa ile inşaat kalıbına dökme yan edimlerinin de bulunduğu, sözleşmenin bu hali ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 207. maddesinde düzenlenen satış sözleşmesi niteliğinde olduğu, takibe dayanak faturaların düzenlenmesine esas teşkil eden belgelerin 08/02/2014, 09/02/2014, 10/02/2014 tarihli sevk teslim belgeleri olduğu, sevk teslim belgelerinde teslim alan kısmında yer alan imzaya karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi yazılı malların teslim edilmediğinin de öne sürülmediği, bu hali ile davalının sevk teslim belgelerinde yazılı malları teslim aldığı, davalı tarafından beton analiz faturası yansıtması ve sertleşmiş beton deneyi faturasının yansıtması bedeli olarak 13.300,20 TL’lik fatura düzenlendiği, ancak taraflar arasında düzenlenen protokol kapsamında faturaların düzenlenmesine neden olarak gösterilen hususların davacı yükümlülüğünde olduğuna dair sözleşme hükmünün bulunmadığı, tüm bu hususların birlikte değerlendirilmesi neticesinde ise davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 38.293,32 TL alacağının bulunduğu, davalının hakkında başlatılan takip sırasında alacağın 2.943,03 TL’lik kısmına itiraz etmediği ve bu miktarı icra dosyasına ferileri ile birlikte yatırdığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazın haksız olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile davacının tespit edilen alacağından icra takibi sırasında davalı tarafından kabul edilen miktarın düşülmesi sonrasında kalan 35.350,29 TL alacaklı olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece cevap dilekçesinde ileri sürülen iddialarının irdelenmediği, davalının sözleşme kapsamında üzerinde düşen edimlerini yerine getirmediği, bu sebeple müvekkilinin zarara uğradığı, bu yöndeki itirazları üzerinde durulmadığı, sözleşme ve ekleri kapsamında davacı yanın laboratuvar hizmeti ücretinden sorumlu olduğu ve gelinen aşamaya kadar bu faturaların bedelinin davacı tarafından ödendiği hususunun gözden kaçırıldığı, hakem şartının nazara alınmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu emtiaların teslimi ve bedelinin ödenmesi noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafın istinaf itirazları arasında hakem şartı bulunmakta ise de süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde hakem şartı itirazı ileri sürülmediğinden bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/10654 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı hakkında 3 adet fatura açıklaması ile 47.497,46 TL asıl alacak ile 567,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.065,00 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, 7 örnek ödeme emrinin borçluya 06/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 13/08/2014 tarihli dilekçesi ile davacıya borçlarının 2.943,03 TL olduğunu belirterek bu kısmı aşan asıl alacağa, faiz talebine, faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiği ve kabul edilen miktar üzerinden yapılan dosya hesabında bulunan miktarı dosyaya yatırdığı, kısmi itiraz üzerine takibin kalan alacak kısımları yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve düzenlendiği, davalı defterlerine göre 24.989,02 TL, davacı defterlerine göre ise 38.293,32 TL davacı alacağının bulunduğunu, aradaki farkın ise davalı kayıtlarında iade faturası olarak görünen, ancak davacıya TTK’nin 21/2. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tebliğine/teslimine ilişkin belge ve bilgi bulunmayan 11/02/2014 tarihli, 13.300,20 TL tutarlı faturadan kaynaklandığını, sözleşme kapsamında hazır beton analizlerinin davacı tarafından karşılanacağına ilişkin bir düzenleme ve hükmün bulunmadığını, bu hali ile davacının 38.293,32 TL alacağının bulunduğunu bildirmişlerdir.
Davacı yanca icra takibine konu faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talep edilmiş olup, davalı tarafından ise davacının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirmediğinden bahisle zararının doğduğu ve sözleşme kapsamında laboratuvar bedelinin davacı yanca ödenmesi gerekirken ödenmediği ileri sürülerek takas-mahsup talebi ile birlikte davanın reddi talep edilmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda tarafların ticari defterleri arasında mutabakatın bulunduğu taraf defterleri arasındaki tek farkın davalı tarafından düzenlenen davacı yan ticari defterlerinde yer almayan iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Söz konusu iade faturasının kapsamının ise analiz faturası olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki 01.09.2012 tarihli protokol kapsamında analiz bedelinden kimin sorumlu olacağına dair bir hükmün yer almamakta ise de aynı sözleşmede teknik şartnamenin sözleşmenin eki olduğu gözetildiğinde davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi ekinde dosya kapsamına sunulan ek-1 Teknik Şartnamenin 8. maddesinde numune alımı ile ilgili sorumluluğun davacıda olduğu anlaşıldığından mahkemece anılan iade faturasının bu madde kapsamında düzenlenip düzenlenmediği hususu araştırılmaksızın ve tartışılmaksızın hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
Ayrıca davalı yanın cevap dilekçesinde sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan zararlarının bulunduğundan bahisle takas mahsup talebinde bulunduğu, dava dilekçesinin davalı yana tebliğ edildiğine ilişkin mazbatada tebliğ tarihi tam olarak okunaklı olmadığından, dava dilekçesinin davalı yana tebliğ tarihi araştırılarak cevap dilekçesinin süresi içerisinde verildiğinin kabul edilmesi halinde takas mahsup define ilişkin davalı savunması üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile davanın kabulü de doğru değildir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1374Esas, 2019/188Karar sayılı ve 06/03/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”