Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1225 E. 2022/597 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2019/1225 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/597
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2019
ESAS-KARAR NO : 2015/1029 E 2019/271 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davacı şirketin otobüs işleticisi olduğu, 14 adet aracına yakıt alımı için davalı ile aralarında geçmişten gelen ticari ilişki bulunduğunu, yakıt tüketim malzemesi alımı konusunda sözleşme bulunduğunu, bu kapsamda müvekkilinin davalıdan 34.939,80TL tutarında yakıt tüketim malzemesi satın aldığını, ediminin bunun 10.000,00TL’sini …’ın kredi kartı ile 7.804,80 TL’sini elden nakit 17.135,00TL’sini …’ın firmasından davalının … hesabına virman yapmak suretiyle ödediğini ve davalıya herhangi bir borcunun kalmadığını, davalının ise bedeli ödenen mallara yönelik faturaları icraya koyduğunu, müvekkilinin araçları üzerine haciz konulduğunu ve davacının ekonomik olarak zarara uğradığını, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, davalının müvekkiline sattığı mallar için fatura bedellerinin ödenmediği gerekçesi ile Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2012/6529 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, ödeme emrinin yanlış adrese tebliğ edilmesine rağmen takibin kesinleştiğini, davalının takip yaptığı dosyaya 53.309,14TL yatırıldığını ileri sürerek; müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile istirdat davasının kabulüne, davalının kötü niyetli olması nedeni ile en az %20 oranında inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacıya madeni yağ sattığını ve bu malların davacıya teslim edildiğini, taraflara ait ticari defter kayıtları ile bunun sabit olduğunu, zira faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının takibe konu borcun ödendiğini ileri sürdüğünü, bunu ispatlaması gerektiğini, davacının belirttiği kredi kartı ile ödeme ve başka firma aracılığı ile para aktarma şeklindeki iddianın gerçek dışı olduğunu, davacının müvekkiline herhangi bir ödemesi bulunmadığını, kapanış tasdikinin dava açıldıktan sonra yapılan ticari defterlerin delil olarak gösterilmeye çalışıldığını, borcun ödenmiş olduğuna ilişkin iddiaya itibar edilebilme olanağı bulunmadığını savunarak davanın reddine, asıl alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacının ödeme iddiasına dair, 02/02/2012 tarihinde dava dışı …’ın kredi kartından davalının pos cihazı kullanılarak yapılan 10.000,00 TL, 07/02/2012 tarihinde davalıya elden nakden 7.804,80 TL ve 16/02/2012 tarihinde dava dışı …’ın davalının banka hesabına yapılan 17.135,00TL olmak üzere 3 ayrı tarihte toplam 34.939,80 TL olarak ifa edildiğini iddia ettiği, davacının ödeme iddiasında belirttiği kayıtların temini için ilgili bankalara müzekkereler yazılmış, … Bankası’nın 12/02/2018 tarihli yazı cevabına göre davalı …’ye 03/02/2012 tarihinde 8.000,00 TL ve 2.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL kredi kartı yoluyla ödeme yapıldığının bildirildiği, ancak yapılan bu ödemenin kim tarafından yapıldığının ilgili bankaca bildirilmediği, Mahkemece de yapılan tüm araştırmalara rağmen bu ödemenin kim tarafından yapıldığının tespit olunamadığı, dava dışı …’ın dosya arasında bulunan mahkemenin 2014/394 esas 2015/989 karar sayılı dosyasının 05/03/2014 tarihli duruşmasında da 10.000,00TL’lik ödemeyi …’nin dükkanında bulunan pos cihazında çekerek ödeme yaptığını, 17.000,00 TL’yi de kendi banka hesabından internet bankacılığı aracılığı ile davalı …’nin hesabına gönderdiğini beyan etmiş ise de icra takibine dayanak 4 adet faturaların hepsinin 29/02/2012 tarihli olması 10.000,00TL’lik ödemenin bu fatura tarihlerinden önceki 02/02/2012, 17.135,00TL’lik ödemenin ise yine fatura tarihlerinden önceki 16/02/2012 tarihli olması nedeni ile dava dışı …’ın beyanlarına itibar edilmediği, kaldı ki dava değeri itibarı ile HMK’nın 201. maddesi uyarınca iş bu davadaki ödeme iddiasının tanıkla ispatının mümkün olmadığı, ayrıca dava dilekçesinde yer alan 17.135,00 TL’lik 16/02/2012 tarihli ödemeye ilişkin kayıtların celp edildiği dava dışı …’ın davalıya yaptığı ödemenin bulunduğu görülmüş ise de ödeme açıklamasında davacı şirketin borcuna mahsuben ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir kaydın yer almaması ile yine fatura tarihinden önce yapılan bu ödemenin icra takibine konu faturalar nedeniyle yapıldığının kabul edilemeyeceği, davacının elden yapıldığı bildirdiği 07/02/2012 tarihli 7.804,80 TL’lik ödemesine ilişkin ispata elverişli herhangi bir belge veya delil sunamadığı, alınan bilirkişi raporu ile de davalı ticari defterlerinde herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı, davacının davasını ispat edemediği, davacı vekilinin dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olması nedeniyle davacı şirket yetkilisine yemin hakkı hatırlatılmışsa da yemin deliline dayanmadığını beyan ettiği; Mahkemece davacı vekilinin icra veznesine yatan paranın takip alacaklısına ödenmemesine ilişkin tedbir talebinin 06/07/2015 tarihli tensip zaptı 9 nolu ara kararı ile kabulüne karar verilmiş olması, ihtiyati tedbir için gerekli teminatın 07/07/2015 tarihinde yatırılmış olması ve aynı tarihte Kayseri 2. İcra Dairesi’nin 2012/6529 esas sayılı dosyasına ilişkin yazısında da ihtiyati tedbirin infaz edildiğinin bildirilmiş olması nedeniyle İİK’nın 72/4. maddesinde şartlar oluştuğundan davalının tazminat talebinin kabulü gerektiği belirtilerek; Davanın REDDİNE, Davacının tazminat talebinin reddine, 3-İİK’nın 72/4. Maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak 34.939,80 TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Mahkemece bankalara yazılan yazılara ilişkin tarafımıza yükletilemeyecek açıklama eksiklikleri karşısında işlemin kimin tarafından yapıldığının davacının ispat etmesini istemenin, silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğu, davalının, hiçbir alacağı olmadığı halde , davacının terk ettiği işyerine alacağı olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibine yönelik ödeme emri tebliğatı çıkarttırarak tebligat hukukuna da aykırı bu işleme dayalı başlattığı takibe karşı açtığı davada, davalının dosya kapsamı savunmalarının bulunmadığı gözetilmeyip, davacının davasını ispatlayamadığı şeklinde gerekçe oluşturulmasının hakkın kötüye kullanımına prim verdiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının borçtan sorumluluğunun değerlendirilmesi hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit, istirdat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Kayseri 2. İcra Dairesinin 2012/6529 Esas sayılı icra takip dosyasında; takip alacaklısının … olduğu takip borçlusunun ise … Otobüs İşl. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, 34.939,80 TL asıl alacak ve 1.430,14 TL faiz olmak üzere toplam 36.369,94 TL üzerinden 14/08/2012 tarihinde icra takibinin başlatıldığı, borcun sebebinin 29/02/2012 tarihli …, …, …, … numaralı 4 adet fatura olarak gösterildiği, ödeme emrinin 09/10/2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından işletilen otobüsler için davalıdan yakıt tüketim malzemeleri satın alındığı, tutarının 34.939,80 TL olduğu davalının ödeme iddiasında bulunduğu bunun için dava dışı kişi pos hesabından kredi kartı ile 02.02.2012 tarihinde 10.000 TL; 07.02.2012 tarihinde 7804,80TL nakit; 16.02.2012 tarihinde 17.135,0TL RP akaryakıt şirketinden … hesabına virman suretiyle ödendiğinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu hususunun bilirkişice belirlendiği taraf defterlerinin birbiriyle uyumlu olmadığı belirlenmiştir.
Bu durumda mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacının ödeme iddiasını kanıtlayamamasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”