Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1221 E. 2022/210 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2019
ESAS-KARAR NO ….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkiline ciro yoluyla geçen kambiyo senedinden dolayı Ankara Batı 7. İcra Müdürlüğünün 2015/4923 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçlulardan … tarafından Ankara Batı İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/103 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemenin 07/07/2015 tarihli kararında kambiyo senedinde yönetime yetkili kişilerin imzası bulunmadığından bu borçlu yönünden takibin iptal edildiğini, bu defa senette imzası bulunan davalılar aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2016/14442 esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlattıklarını, borçlu davalıların haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava konusu borçtan … yönetiminin sorumlu olduğunu, müvekkillerinden talep edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, …nın yönetim kurulunda görevli olan davalıların, kambiyo taahhüdünde bulunma yetkileri bulunmadığı halde, yetkilerini aşarak imzaladıkları takip ve davaya konu, keşidecisi …, lehtarı … Ltd. Şti. olan, 19/06/2014 keşide, 30/12/2014 ödeme tarihli, 10.000,00 TL bedelli bonodan (kambiyo senedinden) dolayı bizzat sorumlu oldukları, dolayısıyla Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2016/14442 esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazlarında haksız oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2015/4923 esas sayılı takip dosyası gereği tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıların Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2016/14442 esas sayılı dosyasıyla yapılan takibin 10.000,00 TL’lik asıl alacak kesimine yönelik itirazlarının iptali ile takibin 10.000,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi üzerinden devamına ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar vekili; Temsilcinin kendisine verilen yetkinin sınırlarını aşarak işlem yapması halinde de yine yetkisiz temsilin söz konusu olacağı, temsil yetkisini aşan kısmın askıda geçersiz olacağı, askıda geçersiz işlemi geçerli bir işlem haline getirecek olan temsil olunanın vereceği onay olduğu, müvekkillerinin dava konusu bonoyu düzenlediği tarihte yönetici olmaları sebebiyle sitenin(kat maliklerinin) işlemlerini yapma konusunda yetkisi bulunduğu, özel yetkiyi gerektiren kambiyo senedi düzenleme konusunda temsil yetkisinin aşılması durumunda kat maliklerinin, dava konusu kambiyo senedinin verilmesine neden olan işlerin yapıldığı süre içerisinde, aynı … içerisinde hayatını devam ettirdiğinden yapılan işlerden haberdar olmamasının mümkün olmadığı bonodan kaynaklı borcu ödeme sorumluluğu temel borç ilişkisi kapsamında … Yönetimine ait olduğundan, bu durum davacı alacaklı tarafından bilindiğinden, elinde temel ilişki kapsamında evrakta(fatura, sözleşme vs.) bulunduğundan, öncelikle müracaat etmesi gereken yerin temel ilişki muhatabı olduğu, yetkisiz temsil kapsamında müracaat hakkının diğer müracaatlardan sonuç elde edilemeyecek olduğunun anlaşılmasından sonra TTK kapsamında tanınmış son müracaat hakkı olduğu gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu, delilleri toplanmadığından eksik araştırmaya dayalı karar verildiği, icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu senetten dolayı davalıların şahsen sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, kambiyo senedine dayalı takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.

Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2015/4923 esas sayılı takip dosyasında; davacı … … Profil Şirketi tarafından 28.01.2015 tarihinde … Ltd.Şti. , … ve … … yönetim kurulu Başkanlığı aleyhine 10.000,0TL bono bedeli, faiz, ihtiyati haciz masrafları olmak üzere 10.567,90TL alacak için kambiyo takibi yapıldığı; takibe dayanak bonoda 19.06.2014 düzenleme tarihli, 30.12.2014 vadeli 10.000,0TL bedelli lehdarı … Ltd.Şti. olan, keşidecisi … Yönetim Kurulu Başkanlığı adına malen ihdas nedenli olarak düzenlendiği, lehdar tarafından …’a onun tarafından … … Profil Şirketine ciro edildiği, 30.01.2015 tarihinde … görevlisine tebliğ edildiği; … yönetimine karşı yapılan takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kez de Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2016/14442 esas sayılı takip dosyasında davalılar … ve … aleyhine aynı alacak için 15.07.2016 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, 22.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği, itirazla durduğu anlaşılmıştır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 38. maddesinde yöneticinin sorumluluğuna ilişkin genel kural “Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur.” şeklinde ortaya konularak 39.maddesinde ise Yöneticinin Hesap verme yükümlülüğü düzenlenmekte; 40.maddenin 1.fıkrasında ise Yöneticinin Hakları “Yönetici kaide olarak vekilin haklarına sahiptir.” şeklinde ifade edilmektedir.
Bu hükümler göstermektedir ki, ana gayrimenkulün yönetimi için atanan yönetici veya Yönetim Kurulu, vekil statüsündedir. Dolayısıyla, gerek iç ilişkide gerek dış ilişkide vekil gibi sorumlu ve vekilin haklarına sahiptir. Üçüncü kişilere karşı kat maliklerini temsil ederken yetki sınırlarının belirlenmesinde Türk Borçlar Kanunu’nun vekaletin kapsamına ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Vekaletin kapsamı” başlıklı 504.maddesi; “…Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz.”  hükmünü amirdir.  
Anılan düzenlemeden de anlaşıldığı üzere, vekil özel bir yetkiye sahip olmadıkça dava açamayacağı gibi kambiyo taahhüdünde de bulunamaz. Vekilin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için vekaletnamede açıkça “Kambiyo taahhüdünde bulunmak üzere” yetkilendirilmiş olması gerekir. Ancak, açıkça verilen yetkiye dayanarak kambiyo senedi düzenlenmesi halinde asilin vekilin bu işleminden sorumlu olduğu kabul edilebilir. Açık yetki verilmemişse 6102 sayılı TTK’nın 778/2-(e) maddesi uyarınca bono hakkında da TTK’nın 678-679. maddeleri uygulama alanı bulacaktır.
Şu durumda, vekil özel yetki gerektirdiği ve bu konuda özel olarak açıkça yetki verilmediği halde kambiyo taahhüdünde bulunmuşsa bu taahhüdünden bizzat ve şahsen sorumlu olur ve burada artık asilin sorumluluğundan söz edilemez Nitekim, aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve 2006/12-682 Esas, 2006/682 22.06.2016 gün ve 2014/12-1091 Esas, 2016/847 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.     Buna göre Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, davalıların dava dışı … Yönetimi adına kambiyo senedi düzenleyebilmesi konusunda özel bir yetki verilmemesine ve düzenlenen senetten şahsen sorumlu olmalarına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 171,00 TL harcın mahsubu ile 512,10 bakiye TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”