Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1185 E. 2021/2173 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2019
ESAS-KARAR NO : ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalı arasında traktör satış sözleşmesi yapıldığını, traktör satış bedelinin 71.000,00-TL olarak belirlendiğini, sözleşme kapsamında miktarı ve tarihi yazılı olmayan takibe konu senedin müvekkillerine imzalattırıldığını, davalının … … Bankası hesabına 07/02/2017 tarihinde 54.500,00-TL yatırdığını, yine anlaşma doğrultusunda 01/03/2018 tarihinde davalının … … Bankası hesabına 8.500,00-TL ve 01/10/2018 tarihinde 8.100,00-TL ödeme yaparak satış sözleşmesinden dolayı borcunu ödemesine rağmen davalının bedeli ödenmiş senedi icra takibine konu ettiğini belirterek takibe konu senetten dolayı müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacı borçlunun borçlu olmadığına dair ve senedin teminat senedi olduğuna ilişkin itirazını İİK’nın b.168/5’e göre 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması gerektiğini, davacı borçlunun yasal delillerle borçlu olmadığının kanıtlaması gerektiğini, davacıların davalıya olan borcunun sonlanmadığını, almış oldukları traktörün bedelinin bir kısmını ödediklerini, tamamını ödemediklerini, borçluların keşide ettikleri bonoyu davalıdan almamış olmaları borcun ödenmemiş olduğunu gösterdiğini, ödeme emrinde ve tebligat kağıdı üzerindeki karışıklığı fırsat bilerek kötü niyetli olarak dava açtıklarını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacının sunmuş olduğu satış sözleşmesi ile bir bütün halinde bulunan bono incelendiğinde; bononun satış sözleşmesine ilişkin verildiği açık olup kaldı ki davalı vekili de 15/02/2018 tarihli celsede bononun 15/07/2016 tarihli traktör satış sözleşmesine ilişkin alındığını kabul ettiği, davalı tarafın traktörü teslim ettiği, ihtilafın davacıların satış sözleşmesi nedeniyle borcunu ödeyip ödemediği noktasında toplandığı, 15/07/2016 tarihli satış senedinde traktör bedelinin 71.000-TL olduğunun belirlendiği, satış sözleşmesinde “Not: Peşinat 1. Aya kadar” ifadesi yer aldığı, peşinat miktarı belirtilmemiş olduğu gibi borcun vadesine yönelik başka bir düzenlemenin de yer almadığı, teminat amacıyla verildiği ispatlanan senet bakımından, senedin vade tarihinin taraflar arasındaki anlaşmaya göre doldurulması gerektiği, davacılar satış sözleşmesinde vade tarihi olmadığından senedin vade tarihinin anlaşmaya aykırı düzenlendiği iddiasında bulunduğu, satış senedinde açık bir vade tarihi yer almamakla birlikte “Not: Peşinat 1. Aya kadar” ifadesi yer aldığı oysa bononun vade tarihinin 30/08/2016 olarak doldurulduğu gözetildiğinde vade tarihinin anlaşmaya aykırı olarak düzenlediği sonucuna varıldığı, zira peşinat yatırılmadan borcun kalan kısmının ödenmeyeceği, bonodaki vade tarihinin sözleşmeye aykırı düzenlendiği, satış sözleşmesinde vade tarihinin açık olarak belirtilmediği de gözetildiğinde davaya konu bononun görüldüğünde ödenmesi gereken bono olduğu kanaatine varılarak, takipten önceye ilişkin işlemiş faiz talebinin haklı görülmediği, davacıların ödemelerin kefil … tarafından banka aracılığıyla yapıldığını ileri sürmüş olduğu, … Bankası’nın … ve … Şubeleri ile yazışmalar yapıldığı, … Bankası … Şubesinde gelen dekont ve belgeler incelendiğinde; takibe konu senette kefil olarak imzası bulunan … tarafından 03/02/2018 tarihinde traktör peşinatı için açıklamasıyla 14.427,50-TL davalı …. hesabına yatırıldığı, 07/02/2017 tarihinde 40.000-TL zirai kredi (sabit faizli traktör) çekilerek davalı…. hesabına yatırıldığı yine 01/10/2018 tarihinde davalının hesabına 8.100,00-TL yatırıldığının belirlendiği, davacıların dava dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu tahsilat makbuzunda 01/03/2018 tarihinde … ‘ün davalıya 8.500 TL ödeme yaptığının belirtildiği, davacının takipten önce toplam 62.927,50 TL ödeme yaptığı takip tarihinde bakiye 8.072,50-TL borcu bulunduğu, takipten sonra yapmış olduğu 8.100-TL ödemenin TBK nın 100. Maddesi uyarınca öncelikle işlemiş faiz ve masraflardan düşüleceği gözetilerek mali müşavir bilirkişi aracılığıyla takip ve dava tarihindeki borç durumu irdelenmiştir. Buna göre davacıların takipten önce 62.927,50-TL ödeme yapmış olduğu, takip tarihi olan 28/09/2018 tarininden son ödeme tarihi olan 01/10/2018 tarihi arasında 5,97-TL işlemiş faiz doğacağı, davacıların takipten sonra yaptığı 8.100-TL ödemeden TBK’nın 100. Maddesi gereğince öncelikle işlemiş faiz olan 5,97-TL’nin, ardından bakiye borç olan 8.2072,50-TL’nin mahsubu ile 01/10/2018 tarih itibariyle borcun tamamen sona erdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne davacıların Kayseri 3. Dairesi’nin 2018/10927 esas sayılı dosyasına konu 15/07/2016 tanzim tarihli, 30/08/2016 vade tarihli 15.000-TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, davalının kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceğine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; davacılar tarafından yapılan son ödeme tarihinin icra takibinden sonraya ilişkin olduğunu, kısmi ödemelerin borç miktarını tamamen karşılamadığını, ilk peşinatın ödendiği tarihten son ödeme tarihine kadar geçen sürenin iki yıl gibi bir süre olduğunu temerrüt tarihinin 15.08.2016 tarihinden itibaren işlemiş faiz hesabı gerekirken mahkemece hatalı karar verildiği gibi takipten sonra yapılan ödemenin de icra takip dosyasındaki vekalet ücreti ve yargılama gideri de hesap edilmeden karar verildiğini, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davacılar aleyhine icra takibine konu edilen senet bedeli kadar davalının alacaklı olup olmadığının tespiti hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesi kapsamında teminat olarak düzenlenen senet bedelinin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ayrıca mahkemenin hükme esas almış olduğu raporun somut olaya uygun olmasına, senedin bedelinin ödendiğinin kabulüyle ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığından davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.219,48TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 304,87TL harcın mahsubu ile bakiye 914,61TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”