Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1125 E. 2021/2129 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2019
ESAS-KARAR NO ….
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin 03/03/2018 tarihinde davalıya ait taşınmazda kiracı olarak kaldığını, daha sonra davalının eşi Abdullah Karakeçili’nın müvekkilinin iş yerine gelerek daha önceden hazırlamış olduğu kira sözleşmesi ve senedi imzalamasını istediğini, davacının da sözleşme ile birlikte evdeki eşyalar ve ödenmeyen kira için olduğu belirtilen 7.500,00 TL’lik geri kalan kısımları boş olan senedi imzaladığını, ancak davalının bu aşamada ikinci bir senedi de hile ile imzalatmış olduğunu, davalının daha sonra dava ve takibe konu senet ile ilgili olarak Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9787 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalıya her hangi bir borcu olmadığını belirterek, takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; icra takibine konu bononun kira sözleşmesi nedeniyle değil, ödünç olarak verilen bedelin karşılığı nakden ihdas edildiğini, davacının iddiasını usulüne uygun yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, bildirerek davanın reddine ve % 20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davanın, hile nedeniyle alınan senedin geçersizliği nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkin olduğu, Hile iddiası tanık da dahil her türlü delille ispatlanabileceği, dinlenen tanık beyanının davacının iddiasını ispatlayacak güçte olmadığı, gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, davalının tazminat isteminin de reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; ticaret hayatında senet sebepten mücerret olsa da mahkeme önünde senedin irade fesadı ile alındığı ileri sürülüyorsa mahkeme tarafından “…..” sorgulanarak borcun gerçek bir borç olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ancak mahkeme tarafından bu sebebin hiç araştırılmadığını, taraflar arasında kira ilişkisi dışında bir ilişki olup olmadığına bakılmadığını, bir ev sahibinin şehir dışından gelerek evini kiralayan birine toplamda 15.000 TL borç vermiş olmasının hayatın olağan akışına uygun bulunmadığını, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; takibe dayanak senedin hile ile düzenlendiği iddiasının kanıtlanıp kanıtlanamdığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, icra takibine konu bononun hile ile düzenlendiğinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı tarafından icra takibine konu edilen ve keşidecisi davacı, lehtarı davalı olan 02.03.2018 düzenleme tarihli 7.500,00 TL bedelli bononun hile ile oluşturulup oluşturulmadığı noktasında toplanmaktadır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Hal böyle olunca, davacının hile iddiasında bulunduğu dava konusu edilen bononun incelenmesi sonucu mahkemece; tanık anlatımlarının duyuma dayalı olduğu, davaya konu bononun tanzim anına ilişkin herhangi bir doğrudan bilgilerinin bulunmadığı, bu suretle iddia olunan hile olgusunun kesin, net ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı kanaatine varıldıktan sonra yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinde bir hata görülmemiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına, göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 22/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”