Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1117 E. 2022/257 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2018
ESAS-KARAR NO ….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalıların murisi arasında uzun yıllara dayalı veresiye satış fişleriyle akaryakıt alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, davalıların murisine satılıp tahsil edilen mal bedelinin mirası reddetmeyen davalılardan tahsili için girişilen icra takibine davalıların kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibe konu alacak miktarının %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili; müvekkillerinin murisinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını bildirerek haksız ve hukuka aykırı talepler içeren davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının takip tarihi itibariyle mevcut delil durumuna göre 41.232,93- TL davalıdan alacaklı olduğu, takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir kayıt sunulmamasına göre, takip öncesi işlemiş faiz talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın belirlenen 41.232,93 TL üzerinden kısmen kabulüne fazlaya ilişkin istemin ise ispat edilememesi nedeniyle reddine, alacağın likit olmadığı, icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; davalıların murisi tarafından satın alınan akaryakıt bedelinin tespiti için sadece ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılarak sonuca ulaşılamayacağını, veresiye satış fişleri araç plakaları ve teslime ilişkin tutulan kayıtlar üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, Mümkün görülmemesi halinde 2011 yılı için davalıların murisinin 2011 yılı için ileri sürdülen 319.969.15 TL alacağın 276.362.30 TL kısmı mutabakata vararak kabul ederek taahhüt etmesi karşısında takip miktarından itiraz edilen ve imzadan imtina edilen 43.624.85 TL kısmın düşülmesi sureti ile bakiye 89.486,79 TL üzerinden davanın kabulü ile takibin devamına hükmedilmesi yada bu yönden hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesinin gerekçesi kabul edilse bile davalıların 4. celsede alacağın 59.540,66 TL olarak tespit edilen bilirkişi raporunu kabul ettiğini, icra inkar tazminatının ise ret kararının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; davacının takip talebinde dayandığı belgeleri göstermediğini, takip talebinde gösterilmeyen belgelere sonradan dayanılamayacağını, takip borçlusunun müvekkillerinin murisi olduğunu, müvekkilleri gösterilerek takip yapılamayacağını, hesaplamanın salt ticari defter kayıtlarına dayanılarak yapılamayacağını, davacının bizzat kabul ettiği ödenen çeklerin hesaplama dışı tutulamayacağını, eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki akaryakıt satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında mal teslimi olgusunun kanıtlanıp kanıtlanamadığı, sonuçta da alacaklı/davacının düzenlediği veresiye satış fişlerince alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı/alacaklı şirket; davalı adına düzenlenen veresiye satış fişleri karşılığında akaryakıt satıp teslim ettiği halde davalının satış bedelini ödememesi nedeniyle giriştiği icra takibine davalı/borçlunun haksız itirazının iptalini istemiş; veresiye satış fişlerine ve cari hesap kayıtlarına bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davalılar/borçlu, davacı/alacaklıya hiçbir borcu olmadığı itirazıyla; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı/alacaklı şirket; davalıların murisine düzenlenen veresiye satış fişleri karşılığında akaryakıt satıp teslim ettiği halde mirasçı olan davalıların satış bedelini ödememesi nedeniyle giriştiği icra takibine davalıların /borçluların haksız itirazının iptalini istemiş; veresiye satış fişlerine ve satış fişi ekstresine, bilirkişi incelemesine, tanık deliline dayanmıştır.
Davalılar/borçlular, davacı/alacaklıya hiçbir borcu olmadığını, veresiye satış fişlerine itirazıyla; ticari defter kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Mahkemece; taraflarınbir kısım ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yaparak ticari defter doğrultusunda; davacı çalışanları tanık sıfatıyla dinlenmiş, ticari defterler üzerinde inceleme yapılmadan veresiye satış fişinde imza ve ismi bulunan kişilere ilişkin davalı şirket çalışanı olup olmadığı, satış fişleri üzerinde yazılı bulunan araç plakaları hakkında davalı şirkete ait olup olmadığı yönünde de araştırma ve inceleme yapılmadan mal teslimi olgusu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; akdi ilişki bulunup bulunmadığı ve varsa mal teslimi olgusunun kanıtlanıp kanıtlanamadığı, sonuçta da alacaklı/davacının veresiye satış fişleri tutarında alacaklı olup olmadığı, noktasındadır.
Hemen belirtilmelidir ki, taraflar arasında yazılı bir akit bulunmamaktadır. Davacı/alacaklı, 2011 yılının 9.10.11.12.aylarına ait TL bedelli dört koçan veresiye satış fişlerine ve sevk irsaliyelerine, 30/01/2012 tarihli davalıların murisi tarafından düzenlenen mutabakat belgesine dayanarak sözlü satış akdinin varlığı iddiasıyla, Ankara 5.İcra Müdürlüğünün 2012/6644 sayılı dosyasında 26.04.2012 tarihinde davalılar aleyhine ilamsız takibe girişmiş ve 133.444,64TL asıl alacak ve 6.66,43 TL %9 yasal faizi olmak üzere 139.779,07 TL toplam alacağın tahsili talebinde bulunmuştur. Ödeme emri aynı kayıtları içermektedir.
Borçlular vekili, 17.04.2012 tarihinde itiraz dilekçesiyle: “alacağın tamamına, ferilerine ve takibe itirazlarımızdır” açıklaması ile “alacaklı görünen şirkete böyle bir borcumuz yoktur. Bu nedenle alacağın tamamına, ferilerine ve takibe itiraz ediyoruz.” ifadelerine yer vererek takibin durdurulmasını istemiştir.
Borca ve ferilerine itiraz üzerine takibin durmasına karar verilmiş; yasal sürede eldeki itirazın iptali istemli dava açılmıştır.
İcra takibinin ve eldeki davanın dayanağı;davacı/alacaklı şirket tarafından davalılar/borçlu adına düzenlenen toplam 133.444,64 TL bedelli akaryakıt satışına ilişkin davalıların murisi adına düzenlenmiş araç plakası teslim alan isim ve imzalar içeren veresiye satış fişidir.
Davacı/alacaklı veresiye satış fişlerine, bilirkişi incelemesi ve tanık deliline dayanmaktadır. Davalı/borçlu ise akdi ilişkiyi inkar ederek veresiye satış fişlerini kabul etmeyerek malların teslim alınmadığını savunmaktadır.
Satıcı/davacı/alacaklı akdi ilişkinin varlığı yanında teslim olgusunu kanıtlama yükümü altındadır.
Mal teslimi keyfiyeti maddi bir vakıaya dayanmakla bu hususun tanıkla ispatı olanaklıdır. Nitekim, mahkemece de davacı ve davalı çalışanlarını veye mal teslimi yapan kişileri tanık sıfatıyla dinlenmemiştir.
Davacı yan, alacağına dayanak olarak dosyaya sunulan teslim alan imzalı veresiye satış fişlerine dayandığına, davalının da anılan belgelerdeki imzaları inkar ederek, fişlerdeki malın tesliminin kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunduğuna göre teslime ilişkin dosyaya sunulan bir kısım veresiye satış fişlerinde teslim alan kısmında davalı adı ve teslim alanların adları ile imzalar yanı sıra araç plaka numaraları da yer almaktadır.
Mahkemece teslim fişlerinde ve teslime dair sunulan mutabakat belgesi sevk irsaliyeleri anılan belgelerdeki imzaların davalı çalışanı veya yetkilisine ait olup olmadığı hususunda davalıların isticvabı ile imza incelemesi yaptırılması gerekirken eksik inceleme ile teslim olgusu üzerinde hiç durulmadan bu yöndeki deliller toplanmadan yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan, davalı/borçlu, akaryakıtın şirketlerince teslim alınmadığı savunması karşısında varsa davalı yanın sadece yevmiye defteri incelenerek defteri kebir ve envanter defter ve kayıtlarının tamamı üzerinde de bilirkişi incelemesi yapılmaması da önemli bir eksikliktir.
Bu durumda mahkemece eksik bırakılan yapılacak işler; icra takibine dayanılan veresiye fişleri yönünden davalı tarafa isticvap davetiyesi çıkarılarak itirazının olup olmadığı belirlenmesi ve imzaya itiraz halinde gerekirse imzası bulunan şahıslar da dinlenip teslimin SGK kayıtlarında davalı çalışanı olarak gösterilen şahıslara yapılıp yapılmadığı, mal tesliminin yapıldığı araç plakaları araştırılarak teslim edilen araç sürücüleri de belirlenerek mal teslimi yönünden araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Sadece taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının ticari defter kayıtları ve davalının bir kısım defter kayıtları( envanter) incelenerek veresiye satış fişlerinin mal teslimine yönelik sunulan belgelerin tamamı incelenmeden teslim alan hanesinde isimleri yer alan şahıslar tanık sıfatıyla dinlenilmemesi mahkemece hukuki uyuşmazlığın ve ispat kurallarının yanlış değerlendirildiği anlamında olup bu nedenle de uyuşmazlığın çözümüne hiç bir etkisi olmayan bir kısım delillerin toplanması neredeyse hiç delil toplanmaması ve değerlendirilmemesi derecesine yakın olup anılan eksikliklerin giderilmesi için davalı yanın ticari defter kayıtlarının incelenmesine veresiye satış fişlerinde plakası yazılı bulunana araç kayıtları, teslim alanların davalı şirket çalışanı olup olmadığı hususunda SGK kayıtları, getirtilerek, davalı şirket temsilcisine de isticvap davetiyesi çıkarılarak “taraflar arasında akaryakıt satış ilişkisi bulunup bulunmadığı, bu ilişki kapsamında davacı tarafından düzenlenen satış fişlerine yönelik itirazının olup olmadığı, imzası bulunan şahısların şirkette çalışıp çalışmadığı ile araç plakalarının davalı şirketine ait araçlar olup olmadığı konusunda beyanlarının alınması için belirlenen gün ve saatte hazır olması, geçerli bir özrü olmaksızın gelmediği gelip de cevap vermediği takdirde, HMK’nun 171/1-2.maddesi gereğince sorulan soruları ikrar etmiş, veresiye satış fişlerini kabul etmiş sayılacağı” ihtarı yapılması anılan eksiklerin giderilmesi sonucu akaryakıt satışına konu veresiye satış fişlerindeki plakaları yer alan araçların davalıların murisi adına tescilli, teslim alan isimlerin de davalı çalışanı olup olmadığı araştırılarak mal teslimi olgusu yönünden eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabul kaldırma nedenine göre bu aşamada tarafların diğer istinaf itirazları inceleme konusu yapılmamıştır.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle KABULÜ ile; Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2013/ 322 Esas, 2018/851 Karar sayılı ve 20/11/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,

3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıranlara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 04/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”