Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1078 E. 2021/2328 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

… HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2019
ESAS NO : ….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili; davalılar tarafından müvekkillerine…. bulunan taşınmaz satılırken işyeri nitelikli bu taşınmazın iskanının 31/12/2016 tarihine kadar alınacağının vaadedildiğini, iskan alınması yükümlülüğünü davalıların üstlendiğine dair 04/12/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, ancak belirlenen süreye kadar iskanın alınamadığını, bu sebeple taşınmazın kiraya verilemediğini ve müvekkillerinin her geçen gün zarara uğradığını, davalılarla yapılan görüşmelerden de sonuç alınamaması üzerine, davalılara ihtarname keşide edilerek taşınmazın boşta kaldığı Ocak ve Şubat 2017 tarihlerine ilişkin emsal 4.500,00 TLx2=9.000,00 TL ve iskan ruhsatı alınıncaya değin geçecek süreye ilişkin her ay ayrıca 2017 yılı ayları için 4.500,00 TL aylık tazminat ödenmesini, aksi halde yasal yollara müracaat edileceğinin ihtaren bildirildiğini ancak olumlu sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya dair talep ve hakları saklı kalma kaydıyla şimdilik 9.000,00.-TL tazminatın davalılardan müşterek ve müteseisilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili; dava dilekçesini kabul etmediklerini, dava açılmadan önce söz konusu taleplerin ihtarname yoluyla müvekkillerinden talep edildiğini, cevabi ihtarname ile taleplerinin hukuksuz olduğunun izah edildiğini, imzalanan taahhütnamenin kira kaybını taahhüt etmediğini, müvekkillerinin iskan ruhsatı alınamaması halinde her türlü vergi, ceza, sigorta, SGK vs ödenmesi gereken tüm bedellerin ödenmesini taahhüt ettiklerini, iskan ruhsatının gecikmesi halinde ortaya çıkması muhtemel olan zarar kalemlerinin sınırlı sayı ilkesi gereği tek tek sayıldığını, mahrum kalındığı iddia edilen kira gelirinin ödenmesinin taahhüt edilmediğini, iskan ruhsatı alınmasının her ne kadar müvekkillerince taahhüt edilmiş olsa da, müteahhidin edinimlerini ifa edeceğini varsayarak bu taahhütte bulunduklarını, yükümlülüklerini yerine getirmeyen müteahhide ihtarname keşide edilerek iskanın alınmamasından kaynaklı olarak yasal hakların kullanılacağının ihtar edildiğini, bu sıkıntıların davacılara şifahen söylendiğinı ve birkaç ay müsaade istendiğini ancak tarafların komşu esnaf olmalarına rağmen davacı tarafça tolerans gösterilmeyerek işbu davayı açtıklarını, talep edilen kira zararının oluşmadığını, talep edilen aylarla ilgili olarak davacıların … adlı kiracı ile 15/02/2106 başlangıç tarihli aylık 1.500,00TL bedelli kira sözleşmesi imzaladıklarını, 15/02/2017 tarihine kadar aylık 1,500,00TL kira bedelinin davacılar tarafından tahsil edildiğini, aylık 4.500,00TL kira bedelinin neye göre tespit ve talep edildiğini, gayrimenkulün yeniden kiralanmamasında davacının kusurlu olduğunu, devam eden mevcut kira sözleşmesinin 15/02/2017 tarihinde bitmeden önce anılan gayrimenkulü kiralamak isteyenlerin olduğunu ancak davalıların çeşitli bahanelerle bu yeri kiraya vermediklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar tarafından davacılara satışı yapılan ….bulunan taşınmazın iskan ruhsatının 31/12/2016 tarihine kadar alınamaması nedeniyle, taşınmazı kiraya veremeyen davacıların mahrum kaldıkları kira gelirinin tespiti, taraflar arasındaki 04/12/2015 tarihli ve “Taahhütname” başlıklı sözleşme gereği davacıların bu zararından davalıların sorumlu tutulup tutulamayacakları noktasında toplandığı, 04/12/2015 tarihli ve “Taahhütname” başlıklı sözleşme incelendiğinde, …. Şti. adına yetkili …’ın, 31/12/2016 tarihine kadar davacılara satışı yapılan….. bulunan taşınmazın iskan ruhsatının alınması hususunda gereğini yerine getirmeyi taahhüt ettiği, bu işlemler esnasında doğacak her türlü vergi, ceza, sigorta, SGK ve bilumum ödenmesi gereken tüm bedellerin …. Şti. ve bizzat kendisi tarafından ödeneceğini kabul ettiği, iskan ruhsatının gecikmesi halinde ortaya çıkması muhtemel olan zararlar sözleşmede tek tek belirtildiği, mahrum kalınacak kira gelirine ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığı, davacıların, iskan ruhsatının alınamaması nedeniyle mahrum kaldıkları kira gelirini bu sözleşmeye istinaden davalılardan talep etmelerine imkan bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, yerel mahkemece sözleşmede mahkum kalınan kira gelirine ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiğini, taraflar arasında TBK anlamında iki taraflı bir sözleşme olduğunu, yasa gereği, temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun aynen ifasını ve gecikme yüzünden uğradığı zararın giderilmesini isteyebieceği, ( B.K.md. 125/1 ) alacaklı, borcun aynen ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini isteyebieceği, (B.K. md. 125/2 ) alacaklı, borcun aynen ifasından vazgeçerek sözleşmeden dönebileceği, (B.K.md.125/2 son ) kanunda olan bir hakkın kullanılması için sözleşmede yazılmasına gerek bulunmadığını, yerel mahkeme kararında kira kaybının taahhüt edilmediğnin ifade edildiğin, gecikme tazminatı, alacaklının borcun geç ifa edilmesinden uğradığı zararı karşılamayı amaçlar ve alacaklının borcun gecikmeden ifa edilmesindeki çıkarını sağlamaya yönelik olduğu, temerrüde düşen borçlu, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlü olduğu, gecikme tazminatında tazmin edilecek zarar bir tür olumlu zarardır ve alacaklının malvarlığının, temerrüde düşülmeden borcun ifa edilmesi halinde içinde bulunacağı durumla, gecikmeli ifa sonucunda içinde bulunduğu durum arasındaki farkı ifade edeceğihi bunun sözleşmede ayrıca yazılmasına gerek olmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı gerekçeli kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, satıma konu taşınmazın iskanının alınamadığı süre boyunca davacıların davalı satıcılardan kira kaybı tazminatı isteyip isteyemeyeceği, isteyebilirler ise miktarı hususunda toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesine dayalı edimin süresinde ifa edilmemiş olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında taşınmaz satımına konu sözleşme akdedilmiş, aralarında akdedilen “taahhüd”e göre de, satıma konu işyeri iskanının 31.12.2016 tarihine kadar alınacağı kararlaştırılmıştır.
Yine taraflar arasında akdedilen protokolde işlemler esnasında doğacak her türlü vergi, ceza, sigorta, SGK ve bilumum ödenmesi gereken tüm bedellerin … tarafından ödeneceği de kararlaştırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı yan ise süresinde iskan ruhsatının alınmaması nedeni ile uğramış olduğu kira kaybı zararının tazminini talep etmiştir.
Borçlunun temerrüdü TBK m. 117 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup alacaklının seçimlik hakkı ise 125. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
6098 sayılı TBK m. 125 hükmü “Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir” şeklindedir.
Görüldüğü üzere borçlunun temerrüdünün sonuçları TBK’nın 118 ila 122. Maddelerde düzenlenmiş, TBK m. 125 hükmünde ise alacaklının seçimlik hakları düzenlenmiştir.
Davacı alacaklı davalı yana aralarındaki sözleşme uyarınca 31.12.2016 tarihine kadar alınması gereken iskan ruhsatının alınması için ihtarname keşide etmiş, ancak davalı yanca imar ruhsatı alınmamıştır.
Borçlunun temerrüdü halinde alacaklı kanundan doğan haklarını borçluya karşı ileri sürebileceğinden, sözleşme ile kararlaştırılmamış olması da aranmayacaktır.
Somut uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesince taraflar arasında akdedilen protokolde iskan ruhsatının gecikmesi halinde mahrum kalının kira gelirine ilişkin düzenleme olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması açıklanan nedenlerle doğru görülmemiştir. Zira TBK’nın 125. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sözleşmeden dönmeksizin ifayı ve gecikmeden doğan zararlarının tazminini isteyebileceğinden, gecikme nedeni ile uğramış olduğu mahrum kaldığı kira kazancının tazminini talep edebilecektir.
Dosya kapsamında mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının talep etmiş olduğu döneme ilişkin kira geliri hesaplanmış, davacının talep edebileceği fark kira bedelinin 3.066,66.-TL olduğu değerlendirilmiştir. Alınan bilirkişi raporunun, denetime elverişli ve hükme esas almaya yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin Kanunun olaya uygulanmasında hata etmiş olmasına karşın yeniden yargılamayı gerektirmediği değerlendirilerek ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-b-2 hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/163 Esas 2019/53 Karar sayılı 29/01/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
3.066,66.-TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 209,48.-TL harçtan peşin alınan 153,70.-TL harcın mahsubu ile bakiye 55,78.-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvurma harcı, peşin harç ve vekalet harcı toplam 189,70.-TL yargılama harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
d-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 400,00.-TL bilirkişi ücreti, 178,85.-TL posta ve müzekkere gideri, 253,80.-TL keşif harcı olmak üzere toplam 832,65.-TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre 283,66.-TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davacı yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiği göz önüne alınarak tazminat istemlerinin kabul edilen miktarına göre istinaf karar tarihindeki AAÜT m. 13 hükmü uyarınca 3.066,66.-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
f-Davalılar yargılamada kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önüne alınarak tazminat istemlerinin reddedilen miktarına göre istinaf karar tarihindeki AAÜT uyarınca 3.066,66.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
g-HMK’nun 333. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç, masraf ve yargılama giderlerine ilişkin olarak;
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi aşamasında yapılan 44,50.-TL istinaf yargılama giderinden HMK m. 360 yollaması ile m. 326/2 uyarınca haklılık oranına göre 15,16.-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
8-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 30/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”