Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1053 E. 2021/2051 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2019
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalıdan 28/11/2013 tarihinde araç satın aldıklarını, aracın 19.07.2017 tarihinde yetkili servis olan …… götürüldüğünü, araçta … … arızasının tespit edilip yeni parça temini ve araçtaki arızanın giderilmesi için 10.022,69TL fatura çıkarıldığını, aracın 39.926 km de olup sıfır ayarında düşük km de olduğunu, bu araçta üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğindeki arızaların sonradan ortaya çıktığını, bilmelerinin mümkün olmadığını, bu sorunların giderilmesi için 14.750,00 TL masraf yaptıklarını, ayrıca araçta değer kaybı oluştuğunu belirtip, bilirkişi raporu ile belirlenecek değer kaybı ile birlikte aracın tamiri için harcadıkları 14.750,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, uyuşmazlığın ticari satım ilişkisinden kaynaklandığını, araç için 2 yıl garanti süresi verildiğini, araç 28/11/2013 tarihinde davacıya satılmış olup, garanti süresi dışında meydana gelen zararlardan kendilerinin sorumlu olmadığı gibi alacak taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı tacir olup TTK’nun 23/c ve TBK’nun 223/II maddeleri uyarınca varlığından söz edilen sorun öğrenildikten sonra makul süre içerisinde ihtar edilip dava açılması gerekir iken davanın da süresinde açılmadığını, iddianın aksine araçta üretimden kaynaklanan ayıp bulunmadığını, davacının dayanak yaptığı raporun kendileri olmaksızın hazırlandığı ve içeriğini kabul etmediklerini, talep edilen zarar miktarı ve değer kaybının fahiş olduğunu belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davaya konu sorunun garanti süresinin dışında gerçekleştiği, aksi düşünülse dahi, araçtaki arızanan 19/07/2017 tarihinde alınan hizmet sırasında davacıya bildirildiği gibi, davacının talebi üzerine yapılan tesbit sonucu hazırlanan 25/08/2017 tarihli rapor ile de aynı görüşün belirlendiği, davacının makul sayılmayacak bir süre sonunda 20/10/2017 tarihinde bu davayı açması nedeni ile de davalının sorumluluğundan söz etmenin mümkün olmadığı gibi davalının davacıyı oyalamak ve ağır kusur sayılacak nedenler ile zaman aşımı süresinin tamamlanmasını sağladığı da ileri sürülmediği için, garanti süresi dışında meydana gelen ve makul süre içerisinde ileri sürülmediği kabul edilen hasar nedeni ile davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle garanti süresi dışında ve davacının sorumlu olmadığı dönemde meydana gelen arızaların giderilmesi için yapılan harcama ile araçtaki değer kaybının davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna davacı vekili tarafından; … yaşta ve kilometrede bulunan araçlarda oluşan … … arızasının üretimden kaynaklandığı, üretim hatasına bağlı olarak oluşan arızanın davalı şirket tarafından ücretsiz giderilmesinin istenildiği, dosya muhteviyatında bulunan iki bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere arızanın üretiminden kaynaklı olması araçtaki arızanın niteliği gizli ayıp niteliğinde olduğundan iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olmaması nedeniyle satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu olan davalı yanın iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı hususu üzerinde durularak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Satıma konu araçta ayıbın değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı tamir masrafı ve değer kaybı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı şirket tarafından davalının Ankara Balgat’ta bulunan satış yerinden 28/11/2013 tarihinde düzenlenen fatura ile 213.463,00 TL ödemek sureti ile daha sonra … plaka sayılı olarak trafik kaydı oluşturulan aracı satın aldığı; aracın 2 yıl garanti kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
18.07.2017 tarihinde arızanın bildirilmiş olduğu; 19/07/2017 tarihinde servis hizmeti almak için başvuru yapan davacıya yetkili servis tarafından muayenesi yapılan araçtan … konventörü arızası tespit edildiği, bu arızanın giderilmesi için davacıya 10.022,69 TL fatura çıkarıldığı; Tamir masrafı faturasında; arızanın giderilmesi amacı ile yapılan parça ve işçilik gideri olmak üzere dava dışı … … Ltd Şti’ne 14.750,00 TL ödeme yapmış, buna ilişkin olarak 07/10/2017 tarihli fatura düzenlendiği görülmüştür.
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/221 D.İş sayılı dosyası üzerinden davacının yaptırdığı tespit üzerine bilirkişilerce düzenlenen 25/08/2017 tarihli raporda; konventörün dışarıdan müdahaleye açık olmayan bir ünite olduğu, kullanıcı hatası kaynaklı olmayıp araçta üretimden kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olabileceği bildirilmiştir.
Mahkemece alınan 26/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda da; davacıya ait araçtaki sorunun kullanıcı hatası kaynaklı olmayıp üretimden kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğu, değer kaybının da 10.000,0TL olduğu belirlenmiştir.
Davanın 20.10.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 16/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….