Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/1007 E. 2022/27 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2018
ESAS-KARAR NO …..
KARAR TARİHİ : 31/01/2022
YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında akaryakıt istasyonunda faaliyette bulunmak üzere 11.02.2013 tarihinde 3 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ve Protokol imzalandığını, davalı tarafça 07.10.2013 tarih ve …. yemmiye nolu bildirimle sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davalı tarafın fesih bildirimi üzerine, müvekkilince yanlar arasındaki bayilik sözleşmesi ile protokolün haklı olarak feshedildiğini, fesih nedeniyle müvekkilinin 60.500 USD cezai şart alacağı doğduğunu, 50.000,00 TL teminat ve 30.788,18 TL cari hesap alacağının mahsubu sonucu davacının davalı taraftan 20.567 USD cezai şart alacağı ve satış taahhüdüne uyulmaması nedeniyle 12.040 USD olmak üzere toplam 32.607 USD cezai şart alacağı kaldığını belirterek bu tutarın, fesih bildiriminin davalıya ulaştığı 12.11.2013 tarihi itibariyle ABD doları para birimlerine uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2015/27971 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Asıl davada davalı vekili, davacı yanın müvekkilinin bayilik sözleşmesi gereği taahhütlere uymadığı yönündeki davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüğü yaptığını, ancak iş bu ticari ilişkiden umduğu faydayı sağlayamadığını, davacı … A. Ş.’nin öngördüğü iskonto uygulamasının diğer firmalara oranla çok düşük kaldığını, bu durumun istasyonda müşteri kaybına dolayısıyla müvekkilinin zarar görmesine neden olduğunu, davacı tarafından müvekkilinden sözleşmeyi feshetmesinin istendiğini, müvekkili tarafından sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedilmesi sebebiyle davacı yanın cezai şart alacağının doğmadığını, taraflar arasında 31.12.2013 tarihinde mutabakat metni imzalandığını, müvekkilinin 80.788,18 TL alacaklı olduğunun imza ve kaşeli beyanı ile bildirildiğini, iş bu davayı açana kadar herhangi bir cezai şart talebi de olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, taraflar arasında 11/02/2013 tarihinde üç yıl süre ile bayilik sözleşmesi yapıldığını, henüz sözleşmenin 8. ayı tamamlanmadan 07/10/2013 tarihinde davacı tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, haksız fesih nedeni ile davacı aleyhine Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/147 esas sayılı dosyasında taraflar arasındaki borç alacak mahsup edilerek 20.567 USD alacağın tahsili amacıyla dava açtıklarını, icra takibine konu 80.788,18 TL’nin de mahsup edilen bedel içinde olduğunu, dava dosyalarının birleştirilemine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin bayi tarafından haksız olarak feshedildiğinden asıl davada davacının cezai şart alacağının doğduğu, birleşen davaya konu cari hesaptan kaynaklanan alacağın mahsubu sonrasında talep edilen cezai şart kadar alacaklı olduğu, asıl davada birleşen dava konusu alacağın mashup edilmiş olması ve bayinin haksız olarak sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle birleşen davadaki taleplerin yerinde olmadığı belirtilerek asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili tarafından;
Mahkemece taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi hükümlerinin hatalı değerlendirildiği, sözleşmede … … A.Ş.’nin güçlü konumda olduğu ve sözleşmenin tip sözleşme olması ile birlikte sözleşme hükümlerinin yorumlanması gerektiği, sözleşmede müvekkiline tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme imkanı tanınmadığı, ancak müvekkilinin kar elde edemeyeceği bir sözleşmeyi fesh edememesinin ve sözleşme sonuna kadar bağlı olduğunun kabulünün doğru olmayacağı, … … A.Ş. tarafından sözleşmenin feshi için belirtilen hususların ise tamamen gerçeğe aykırı olduğu, müvekkili tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedilmesi nedeniyle sırf uhdesindeki teminat ve göndermediği ürün bedelini ödememek için kötüniyetli olarak fesih bildiriminde bulunulduğu, ayrıca davacı şirket yetkililerinin talebi üzerine yazılı fesih bildiriminde bulunulduğu, müvekkili tarafından fesih bildiriminde bulunulmasına kadar sözleşmenin feshedilmesi için herhangi bir sebep bulunmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında feshin haklı olup olmadığı, cezai şart alacağının doğup doğmadığı ve kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, bayilik sözleşmesi kapsamında sözleşmenin feshinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemi, birleşen dava ise bayilik sözleşmesi kapsamında cari hesap alacağından kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2015/27971 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı birleşen dosya davacısı…. vekili tarafından davacı birleşen dosya davalısı … … …. A.Ş. aleyhine 31/12/2013 tarihli hesap mutabakatına dayalı olarak 80.788,18 TL asıl alacak, 13.615,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 94.403,64 TL’nin tahsili için 25/12/2015 ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarfın itirazı üzerine takibin durduğu, davanın süresinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 11/02/2013 tarihli sözleşmenin 23. Maddesine göre sözleşmenin tek taraflı olarak fesih edilmesi halleri 20 maddede tanımlanmış olup davalı… tarafından beyan edilen fesih gerekçelerinin burada belirtilen maddeler ile örtüşmediği, tek taraflı soyut ifadelerden oluştuğu, bu suretle davalı…’nın sözleşmeyi fesihte haksız bulunduğu, davacı …’ün sözleşme eklerinde belirlenen 60.500 USD ceza-i şartı ve aynı protokolün 6.1.5.4.2. maddesinde almayı taahhüt ettiği 1053 m3 ‘den eksik kalan 109.463 m3 için beher m3 için belirlenen 110 USD olmak üzere 12.040 USD’ye talep etmekte haklı bulunduğu, bu kapsamda davalının sabit olan 80.788,18 TL alacağının o tarihteki karşılığı olan 39.933 USD’nin ceza-i şart alacağından mahsubu ile 32.607 USD talep hakkı bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl davada
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.586,38 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.767,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.818,51 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Birleşen davada
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden birleşen davada davacıdan alınarak alınarak Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 31/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”