Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/965 E. 2021/1054 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ …

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2017
ESAS-KARAR NO :…..
….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada;
Davacı vekili;davacının … AVM’deki … Şubesini içindeki malzemeler ile devraldığını, 37.271,89TL’lik fatura düzenlendiğini, davacının davalıya aldığı malların bedelinin çok üzerinde ödeme yaptığını, alınan malların faturaları olarak açıkladığını, müvekkilin bedelini ödediği malları ise göndermediğini, müvekkilinin uyarılarına rağmen davalının düzenlediği faturaları geçmiş tarihlerde alınan mallardan dolayı düzenlendiği şeklinde açıklamaya devam ettiğini, davaya konu keşidecisinin davacı şirket olduğu lehtarının davalı olduğu … … Şubesine ait; 30.11.2015 keşide tarihli ve 90.000,00TL bedelli ….. nolu çek ve 30.11.2015 tarih ve 25.000,00TL bedelli ….. nolu çekin ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, dava konusu çeklerden dolayı davacı keşidecinin borçlu olunmadığının tespiti ile çeklerin ödenmesi halinde ödeme tarihinden itibaren ödenen bedellerin ticari reeskont faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. Karar sayılı dava dosyasında;
Davacı vekili; …..15 keşide tarihli ve 90.000,00TL bedeli çekin karşılığının bulunmadığını, bu çek karşılığında teslim edilmesi gereken malların müvekkiline teslim edilmediğini iddia ederek çek karşılığında borcunun bulunmadığının tesbitine, çekin ödenmesinin tedbiren durdurulmasını, çeklerin dava sırasında ödenmesi halinde ödeme tarihinden itibaren bedelin ticari reeskont faiziyle birlikte iadesini, davaların birleştirilmesini, davaya konu çek tahsil edilmiş olmakla davanın istirdat olarak devam etmesini, davalı yanın ve davcı müvekkil şirkete dairtuttuğu ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde davalının müvekkiline 560.997,27TL değerinde ürün ve demirbaş devredilmediğini, davacının bu miktarda mal ve demirbaş devrettiğini yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiğini, davalı tarafından gönderilen ihtarname ile alacaklarının 170.926,00 TL olduğu iddia edilmişse de, davalının böyle bir alacağnın bulunmadığı, çeklerin devir tarihinden bir yıl bey ay sonra verildiğinden çeklerin devir sırasında teslim edildiği şeklinde bir karineden de yararlanamayacağı iddiasıyla bu çek nedeniyle başvuruda bulunamaycağının tespitine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Asıl davada;
Davalı vekili; davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu çeklerin avans niteliğinde olmadığını, peşin satışta ödeme aracı olarak müvekkiline verildiğini, davacı söz konusu çekler karşılığında malların teslim edilmediğini, müvekkililne fazladan ödeme yaptığını iddia ederek dava açmışsa da, çeklerin ödeme vasıtası olması ve borcun tasfiyesine yönelik olması karşısında borçlu bulunmadığının tesbiti iddiası ile fazladan ödeme yaptığı iddiasının çeliştiğini, davacının fazladan ödeme yaptığı iddiasının şartları var ise sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olduğunu, Temmuz 2014 yılında … AVM de bulunan işyerini tüm …. ve ürünleri ile birlikte devri konusunda tarafların anlaştığı, bu devir karşılığında mağazada yapılan sayımlar sonucunda 460.997,27TL ürün ile 100.000,00TL bedellli demirbaşın davacı şirkete sayım tutanağı ve vergi dairesi açılışı için davacı şirket tarafından talep edilen fatura ile birlikte devredildiğini, davacının aldığı ürünlerin bedellerini bu çekler ile ödediğini, müvekkil firma tarafından verilen faturaların kayıtlarına işlendiği, BMK 207 madde hükmüne göre aksi kararlaştırılmamışsa her iki tarafın borçlarını birlikte ifa edeceklerini, çekin ödeme vasıtası olduğunu, bu borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabul edileceğini, davacı çeki avans olarak malları almadan verdiğini iddia ettiğine göre bunu kanıtlaması gerektiğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının esasen müvekkilinden mal aldıkça bedelini çek ile ödediğini ikrar ettiğini, bunun yanında çekleri avans olarak verdiğini iddia etmesinin çeliştiğini, kötü niyetli olduğunu, davacı şirket cirosunun 650.000,00TL olduğunu, müvekkilden devraldığı ürünler ve sonradan müvekkilden satın aldığı ürünler olmadan bu ciroyu yakalamasının mümkün olmadığını, davacı şirketin ürünleri teslim almadığı yönünde bir itirazının bulunmadığını, davcı şirketin defter ve kayıtları incelendiğinde bu hususun ortaya çıktığını, davacı şirketin aldığı tüm ürünlerin faturasının düzenlendiğini, malların ödeme anında davacıya teslim edildiğni, davcının devir sırasında ve sonrasında çekler karşılığında ve peşin ödeme sırasında teslim edilen ürünlere ilişkin teslim belgeleri ile tanıkların bulunduğunu, davacının gerçeği uygun olmayan iddilarına değer verilemeyeceğini, davacının çekler karşılığında malları almadığını ancak yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacı delil sunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın hukuki yarar yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini,
Birleşen Ankara 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. Esasına kayıtlı dosyada; benzer cevapları vermiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, 02.07.2014 tarihinde başlayıp, 1 yıl 5 ay devam eden ve cari hesap şeklinde çalışan ticari ilişkide, davalı şirketin fatura karşılığında davacıya mal verdiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı şirketin de davalıya vadeli çek vererek ödeme yapıp yapmadığı, asıl davada keşidecisinin davacı şirket olduğu, lehtarının davalı olduğu, … … Şubesine ait; 30.11.2015 keşide tarihli ve 90.000,00TL bedelli …. nolu çek ve 30.11.2015 tarih ve 25.000,00TL bedelli 6948811 nolu çekin, birleşen davada … … … … Şubesinden verilen yine keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu 31.12.2015 keşide tarihli ve 90.000,00TL bedeli çek karşılığında davalı şirketin davacıya mal verip vermediği, davacı şirketin bu çek bedellerince davalı işletmeye ve davalıya borcunun bulunup bulunmadığına ilişin olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlara dayandığı, aldıılan bilirkişi raporuyla, taraflar arasında büyük çoğunluğu vadeli çeklerle ödenmek kaydıyla, davacının davalıya mal sattığı bu malların bedelinin çeklerle ödendiği, verilen mallar ve çeklerle yapılan ödemeler karşılaştırıldığında davacı şirketin davalıya toplam 174.076,31TL fazladan çek verdiği ve bu çeklerin bedelinin takas yoluyla bankaya sunulması sonunda ödendiği, bu şekilde davacının cari ilişkide davalıdan toplam 174.076,31TL alacaklı duruma geldiği belirlenmiş, bu bölüme ilişkin davacının davalıya mal almadığı halde çek vermek suretiyle fazla ödeme yaptığı, bu miktarda alacaklı olduğu, her ne kadar davacı davasında çek karşılığında menfi tesbit talebinde bulunmuşsa da, davada söz edilen çeklerin davadan önce ve dava sırasında ödenmesi nedeniyle, davanın istirdat davasına döndüğü, asıl davaya konu toplam 115.000,00TL bedelli çeklerle ilgili dava tarihine kadar bu bedelin ödenmesi içni davalıya bir ihtar yapılmadığından, taraflar tacir olmasına ve somut olayda ticari avans faizi uygulanması gerekse de; faiz konusunda istemle bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizine hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili, taraflar arasında Temmuz 2014 yılında … AVM’de bulunan iş yerinin tüm demirbaşlar ve ürünlerde dahil olmak üzere devri konusunda anlaştıklarını, davacının faturaları ticari defterlere işlediğini, davacının müvekkilinden mal aldıkça bedelini çek ile veya peşin olarak ödediğini ikrar ettiğini, aldırılan bilirkişi raporlarında da tespit edildiğini, ancak sayın ilk derece mahkemesince bu hususlar değerlendirilmediğini, söz konusu davada davacının iddiası çeklerin avans olarak verildiği ve ürünlerin teslim edilmediği iddiası olduğunu, davalılar müvekkilin mallarını satarak borçlarını ödeyeceklerini, mağazayı devir alana kadar pos cihazlarından çekilen kredi kartlarından yapılan ödemelerin müvekkil hesabına geçeceğini bu şekilde mağazada bulunan ürünler ile yeni aldıkları ürünlerin parasını ödemiş olacaklarını kararlaştırdığını, itirazlarının değerlendirilmeden bilirkişi raporları doğrultusunda karar verildiğini, dosyadaki tüm hususlar incelemeden karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davalar yönünden infazı kabil hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, 2 adet çekten ötürü borçlu olmadığının tespiti, birleşen davada ise 1 adet çek nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2.fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir.
Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Ayrıca; HMK’nun karşılık 166.maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı bir dava olup, birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, harç ve diğer yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Yerel mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek, asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması doğru değildir.
Somut olayda mahkemece karar başlığında birleşen dava dosyası ve birleşen dava dosyasındaki iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler gösterilmemiştir.
Kanunda belirtilen sınırlar ve kurallar çerçevesinde hem maddi, hem de hukuki denetim yapılan istinaf kanun yolunda, HMK’nın 353/(1)-b-2, maddesi, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlemesini içermekte ise de, somut olayda maddi ve hukuki denetime elverişli bir hüküm bulunduğundan söz edilemez.
Bu durumda Dairemizce, bu husus kamu düzenine ilişkin olmakla HMK’nin 355.maddesi uyarınca esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve usulüne uygun nitelikte karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Karar sayılı ve 20/11/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 355.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 21/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..