Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/894 E. 2021/309 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO :…. (ESASTAN RET )
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2017
ESAS-KARAR NO : …


DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalının tacir olduğunu, müvekkilinin hazır beton üretim ve satışı yaptığını, davalının ….işini yapmayı üstlendiğini, 2012 ve 2013 yıllarında yapılan inşaatın hazır betonlarını müvekkilinden almak konusunda tarafların anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşmeye uygun bir şekilde hazır betonları davalının üstlendiği inşaat yerine teslim ettiğini, müvekkilinin satıp teslim ettiği hazır betonlarla ilgili faturalar düzenlediğini, taraflar arasındaki bu cari ilişkiden dolayı müvekkilinin davalıdan bakiye alacağı olan 17.249,57TL’ nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasındaki hazır beton alım satım sözleşmesi gereğince müvekkilinin davacıdan hazır beton aldığını, müvekkili ile ihale makamı olan ,,, arasındaki sözleşmeye göre davacının ,,,,kalitesinde hazır beton teslimlerini sevk irsaliyelerinde göstermesine rağmen bu kalite hazır beton yerine daha düşük kalitede betonlar teslim ettiğinin ve inşaatta kullanıldığının idare tarafından yapılan kalite kontrolünde sonradan anlaşıldığını, idarenin müvekkilinden yapılan işlerin yıkılarak yenisinin yapılmasını istenmesi üzerine müvekkilinin …. 7. Noterliğinin 19/12/2013 tarih….yevmiye sayılı ihtarnamesini davacıya göndererek (23/12/2013 tarihinde tebliğ ettirerek) düşük kalite beton ile yapılan işlerin kırım ve yıkımı ile yeniden yapılmasının karşılığı olan 60.000,00 TL nin ödenmesini ve cari hesaptan kalan 17.249,57 TL nin ayrıca mahsup edilmesi nedeniyle ödeme yapılmayacağının davacıya ihtar edildiğini,….’ nün daha sonra yıkım ve kırımdan vazgeçerek düşük kalite hazır beton nedeniyle değer azalması yapılarak müvekkilinin alacağından indirim yapıldığını ve bugüne kadar 40.000,00 TL nın idarece müvekkilinden kesildiğini, kesin hesap aşamasında bu miktarın daha da artabileceğini, davacının düşük kalite beton vermesi nedeniyle müvekkilinin asgari 40.000,00 TL zarara uğradığını, bu zararlardan ayıplı mal teslim eden davacının sorumlu olduğunu, davacıya bir borcunun olmadığı gibi alacaklı olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davalının süresinde kontrol ve muayene işlemini kendisinin yapmadığı, ayıp ihbarı ve gizli ayıp def’i yasal süresinde olsa bile davalının kendi ticari defter ve belgelerine göre taraflar arasında 31/12/2013 tarihi itibari ile mutabakat sağlandığı ve davalının kendi ticari defterlerine göre davacıya dava konusu miktar olan 17.249,57TL den daha fazla 17.770,00 TL borçlu olduğunun belirlendiği, talep aşılamayacağından talep kadar davalının 17.249,57 TL borçlu olduğu gerekçesi ile;
-Davanın kabulü ile 17.249,57 TL nin dava tarihi olan 18/05/2015 tarihinden itibaren yıllık %10,50 ve değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna davalı vekili tarafından;
Satılan malların kalitesinin sözleşmeye uygun olmadığı, davacının ayıptan sorumlu olduğu, davanın reddi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davalının cari alacak bakiyesinden sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, beton satımından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Alıcı … İnşaat Mühendisliği ile satıcı….arasında 01.09.2012 tarihinde düzenlenen beton sözleşmesinde; …. hazır betonunun temin edilmesi konusunda düzenlendiği, 3. maddede beton cinsi ve miktarı kısmında teslim edilecek hazır betonun ….şartnamedeki özelliklerde ve koşullarda belirtilen C25 ve C20 betonu olduğu, miktarının yaklaşık 3500m3 süresinin 4 ay olduğu, 4. maddede ödemenin beton sevkiyatına başlandığı tarihten itibaren alıcının 75 günlük çek teslimatı yapacağı çek miktarı tamamlandıktan sonra tekrar çek yenileneceği düzenlenmiştir.
Davalı …, davacı …. …Ltd.Şti.ye gönderdiği 19.12.2013 tarihli ihtarnamede; Taahhüdüm altında bulunan,,,, koruma set beton inşaatında kullanılacak hazır betonun şirketinizden alınması konusunda anlaşıldı ve kurumun talebi gereğince C/20-25 ve C/25-30 kalitede hazır beton teslimi konusunda anlaşıldığı, şantiyeye bu kalitede beton teslim edilmiş gibi fatura düzenlenmiş olmasına rağmen, teslim edilen beton’un daha düşük kalitede olduğu işveren idare tarafından yapılan testler sonucu anlaşıldığı, yapılan imalatın yenilenmesi gerektiği, bunun için 60.000,00 TL’nin ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağı,teslim edilen düşük kalite beton bedelleri için tanzim edilen ve halen ödenmemiş bulunan 17.169,00TL nin doğmuş zararlara karşı ödenmeyeceği, alacağa mahsup edildiği bildirilmiştir.
Mahkemece fatura ve sözleşmelerdeki hazır beton ile fiilen teslim edilen ve gerekirse numunesi alınacak hazır betonların uyumlu olup olmadıkları ve bunların hangi grup beton olduklarını gösterir alınan kök ve ek raporda (01.11.2016); DSİ tarafından taze betondan numune alındığı ve bu betonun projede C20/25 beton olması gerekirken standartlara uygunluk sağlanamadığı, tekrar alınan numune aynı sonuca ulaşıldığı, daha önce … numunesi alınmış olduğundan DSİ’nin resmi kurum oluşu nedeniyle resmi evrak niteliği taşıdığı, önceden alınan bu numunelerin 24.04.2013 ila 06.07.2013 tarihleri olduğu, bunların kriterleri sağlamadığı bu nedenle kesintiler yapıldığı belirtilmiştir.
22.03.2017 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; davacı şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulduğu dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaların açık fatura olarak düzenlendiği cari hesabın 2013 yılı sonunda 17.249,57TL davalı firmanın borçlu gözüktüğü, dava tarihi itibari ile davacı firmanın isteyeceği tutarın bu miktar ve 2.524,51 TL faizi ile birlikte toplam 19. 774,08 TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 26.6.2017 tarihli raporda; davalı şirketin defterlerinin usulüne uygun olduğu, davalı şirketin defterinde …. hesap kodu ile 2012 için 12.09.2012 ila 27.12.2012 arası düzenlenen faturaların kaydedildiği, fatura içeriği açıklamasında C/20-25, C/25-30, C-16 hazır beton ve yine 2013 yılında da 15.04.2013 ila 28.11.2013 tarihleri arasında toplam 35 adet fatura kaydının olduğu 2012 yılı için 31.12.2012 Tarihi itibari ile mutabakatın 187. 205, 89 TL borç ve 31.12.2013 tarihli mutabakatta 105.198,57 TL borç sonuç itibarıyla bakiye 17.770,0 TL davalı şirketin dava tarihi itibariyle davacı şirkete borçlu olduğunun belirlendiği ve sonuç olarak da taraflar arasındaki (17.770,00TL- 17.249,57TL) 520,43TL mutabakatsızlığın, davalının “mutabakat” açıklamasıyla yapmış olduğu ödeme kayıtlarından kaynaklandığı davalı şirketin mutabakat açıklamasıyla detayına yer vermeksizin yapmış olduğu toplam ödeme kaydına itibare edilemeyeceğinden mutabakatsızlığın davalı kayıt hatasından kaynaklandığı sonuçta davacı şirketin dava tarihi itibari ile davalı şirketten 17. 249, 57 TL alacağı bulunduğu bildirilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava dışı … ile yapılan inşaata 03.08.2012 tarihinde başlandığı, inşaatın 27.10.2013 tarihinde bittiği, 31.01.2014 tarihinde geçici kabul, 06.07.2015 tarihinde kesin kabul yapıldığı, 08.07.2015 tarihinde kesin hakedişin onaylandığı, 19.09.2013 tarihinde ayıp ihbarı yapılıp, bundan sonra 31.12.2013 tarihinde ise davalı defterine göre mutabakat yapıldığı, davanın 18.05.2015 tarihinde açıldığı, davalının cevap dilekçesinde gizli ayıp nedeniyle mahsup istediği anlaşılmıştır.
TTK’nin 23.maddesinde; “c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. “
TBK 223.madde ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle davalı tarafça dava dışı …. nin belirlemesi üzerine, düşük kalitede mal tesliminin yapıldığı konusunda davacıya 19.12.2013 tarihinde bildirim yaparak ihtar çekilmişse de bu tarihten sonra davalı defterine göre 31.12.2013 tarihi itibariyle hesap mutabakatı sağlandığı ve kendi ticari defter kayıtlarına göre 17.770,00.-TL borçlu olduğunun kayıtlı olmasına göre, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.178,32 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 295,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 883,32 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 02/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır