Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/839 E. 2021/1179 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2018/839 – 2021/1179.
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

. HAKKINDA KARAR VERİLMESİ )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
……
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; 30/05/2014 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralanarak hastaneye kaldırıldığını, Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen soruşturmanın müvekkilinin şikayetçi olmaması nedeniyle takipsizlik kararı ile sonuçlandığını, kaza nedeniyle müvekkilinin hiç bir kusurunun olmadığını, yolun sağ tarafının ağaçlarla kaplı olması nedeniyle sağ tarafından gelen aracı yola çıkmadan görmesi ihtimalinin olmadığını, bilirkişi incelemesi neticesinde de bu durumun ortaya çıkacağını, müvekkili SGK’ya bağlı olmadan günlük yevmiye ile çalıştığını ve asgari ücret düzeyinde bir gelir elde ettiğini, müvekkilinin mezkur kaza sebebiyle iş gücü kaybına uğradığını, tam olarak çalışamadığını, bu sebeple iş gücü kaybı tazminatı talep ettiklerini, müvekkilinin kaza nedeniyle vücudunda kırıklar mevcut olduğunu, uzun bir süre çalışmasının mümkün olmadığını, bu nedenle doğan zararının tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, araç tespit edilemediğinden 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14.m uyarınca Güvence Hesabına dava açıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00.-TL maddi tazminatın ( geçici ve sürekli iş gücü kaybı/maluliyet tazminatı, tedavi giderleri, yol giderleri, şartların oluşması durumunda estetik ameliyat ve bakıcı giderleri vs. hususları da kapsar şekilde) faizi birlikte davalıdan tahsilini (davalının kaza tarihindeki poliçe teminat limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile sorumlu tutulmasını) talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; kazaya başka bir aracın sebep olduğunun kesin olmadığını, kazanın davacının beyanı gibi gerçekleştiğinin hiç bir ispatının olmadığını, davacı ve tanığın tek taraflı beyanları, açılan soruşturma dosyası dahi tek başına delil olarak kabul edilemeyeceğini, kaza yerinde başka bir aracın olduğuna ilişkin parça ve emarenin bulunup bulunmadığının araştırılmasını, davacı tarafından dava öncesinde herhangi bir şekilde davalı kuruma bir başvuruda bulunulmadığını, kurumun plakası tespit edilemeyen aracın kusuru oranında sınırlı sorumlu olduğunu, ATKda kusur incelemesi yapılmasını ve kazanın gerçekleşmesinde plakası tespit edilemediği beyan edilen aracın kusuru bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, kaza nedeniyle vücut fonksiyon kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmeye görevli olan ATK’dan alınacak rapor ile iş göremezlik ve maluliyet raporu aldıktan sonra bu konuda beyanda bulunacaklarını, davacının bakıcı giderleri maluliyet teminatı kapsamında olması nedeniyle kalıcı iş görmezlik zararları ile bakım giderleri aynı teminat limiti kapsamında hesap edilmesi gerektiğini, estetik ameliyat ve yol giderleri teminat kapsamı dışında olduğundan reddi gerektiğini, 6111 sayılı Torba Yasanın 59.maddesine göre söz konusu tedavi giderleri yönünden pasif husumet yoksunluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacıya profesyonel bir bakıcı tutulmaması nedeniyle %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasını, geçici iş göremezlik dönemi tazminat hesabına dahil edilmemesini, ZMMS genel şartlarına göre dolaylı zararlar teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının SGK’dan geçici iş göremezlik ödeneği alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, SGK’nın ödediği bu ödenekleri kuruma rücu ettiğini ve kurum mükerrer ödeme yapmak durumunda kaldığını, yasal faizin dava tarihinden itibaren işletilmesini, davanın usul ve esasa ilişkin olarak sundukları gerekçeler dikkate alınarak reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, 30/05/2014 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası sebebiyle davacı vekilince davalıdan maddi tazminat talep edilmiş olup; mahkememizce toplanan deliller ve alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinin 25/03/2016 tarihli raporuna göre: kimliği belirlenemeyen sürücünün %75 oranında kusurlu, davacı …..’un % 25 oranında kusurlu olduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan 19/07/2017 tarihli rapora göre: davacının E cetveline göre %29,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını ve iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, hesap bilirkişisinin raporuna göre de; davacının geçici iş göremezlikten dolayı 5.510,84TL, sürekli iş göremezlikten dolayı 57.473,76TL, bakıcı giderlerinden dolayı 7.708,50TL, kaçınılmaz tedavi giderlerinden dolayı 3.750,00TL olmak üzere toplamda 74.443,10TL maddi tazminat alacağının bulunduğu anlaşıldığından davacı vekilinin talep artırım dilekçesi de nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …… Hesabı vekili, kazaya plakası ve sürücüsü belirlenemeyen bir aracın neden olduğunun ispat edilememiş olması nedeni ile davanın reddi gerektiğini, böyle bir aracın varlığının ispat edilemediğini, bu durumda davacının % 100 kusurlu olduğunu, maluliyetinin niteliği gereği davacının bakıcıya muhtaç olmadığını, ayrıca bakıcı giderinin de teminat kapsamında olmadığını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının yaralanması nedeni ile bakıcıya ihtiyacının bulunup bulunmadığı, varsa süresi, olayın gerçekleşme biçiminin davacının iddia ettiği şekilde olup olmadığı hususlarındadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeni ile uğranılan bedensel zararların tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
I-Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle davacının ve araçta yolcu olarak bulunan dava dışı kişinin olayın hemen akabinde kollukta verdiği ifadelerin aynı yönde olmasına, bu ifadelerin aksini ortaya koyar her hangi bir delil bulunmaması bakımından kazada plakası alınamayın bir aracın etken olmasına, belgelenemeyen tedavi giderlerinden davalının sorumlu olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Davalı yanın bakıcı giderinin teminat kapsamında olmadığı yönündeki istinaf isteminin incelenmesinde;
6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi gideri ve kazanç kaybı bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, bakıcı gideri zararları da bu kapsamdadır. SGK’nın hangi tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, SGK tarafından karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinde belirlenmiş ve sınırlandırılmış olup, anılan kanun kapsamı dışına çıkılarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartları’nın A.5.maddesinde yapılan genel şartlardaki düzenlemeler ile SGK’nın sorumluluk kapsamının genişletilmesi; bir kanun maddesinin, idarenin yapmış olduğu bir düzenleme ile değiştirilmesi mümkün olmayıp, SGK’nın sorumluğunun kapsamını belirleyen KTK’nun 98. madde hükmüne aykırı olacak şekilde düzenlenen Genel Şartlardaki bu yöndeki bir belirlemenin, KTK’nun 92. maddesine 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonucu eklenen (i) maddesi nedeniyle yasal hale geldiği de söylenemeyeceğinden bedensel zararın bir türü olan ve tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderlerinden davalı güvence hesabı sorumlu tutulması gerekmektedir.
Bu değerlendirme gereğince Dairemizce davacının geçici çalışma gücü kaybı süresince bakıcıya ihtiyacının bulunup bulunmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınmış, 2 ay süre ile başka birisinin yardımına gereksinim duyacağı mütalaa edilmiştir.
Davacının bakıcıya ihtiyaç duyacağı 2 ay süre yapacağı giderin hesaplanması için alınan bilirkişi raporu neticesine de 2.203,11.-TL zararının bulunduğu tespit edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK m. 353/1-b-2 hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Konya Asliye 2.Ticaret Mahkemesi’nin 09.11.2017 tarih ve ….. Karar sayılı kararının HMK’nin 356/2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULARAK;
a-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Geçici iş göremezlik nedeni ile 5.510,84.-TL, sürekli iş göremezlik nedeni ile 57.473,76.-TL, bakıcı gideri nedeni ile 2.203,11.-TL, tedavi gideri nedeni ile 3.750,00.-TL olmak üzere toplam 68.937,71.-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.709,13.-TL harçtan peşin 27,70.-TL, ıslah ile alınan 250,85.-TL olmak üzere toplam 278,55.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.430,58.- TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
c-Davacı tarafından yapılan başvurma, vekalet, peşin harç ve ıslah harcı olarak toplam 310,35.-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
d-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan bilirkişi ücreti, posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.091,60.-TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre 1.936,97.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davacı yanın yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından istinaf karar tarihindeki AAÜT uyarınca 9.761,90.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
f-Davalının yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından reddedilen miktar üzerinden istinaf karar tarihindeki AAÜT m. 13 uyarınca 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
g-HMK’nin 333. maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
4-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerine ilişkin olarak;
5-Davalı tarafından yatırılan karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde isteği halinde iadesine,
6-İstinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılması nedeni ile kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine AAÜT uyarınca 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-İstinaf incelemesi aşamasında yapılan bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 157,00.-TL yargılama giderinin HMK m. 360 yollaması ile m. 326/2 uyarınca haklılık oranına göre 11,61.-TL davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nin 333. maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
9-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nin 356/2 maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 29/06/2021 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

…..