Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/3112 E. 2021/1254 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2018
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 02/07/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili tarafından ihale makamına ait saymanlığın zorlaması sonucu KDV’yi ödemek amacı ile davalı tarafa keşidecisi dava dışı … Şirketi olan çekleri verdiklerini, çek bedellerinin 15/04/1999 tarihinde mahkeme kararı ile ödendiğini, davacı şirket çekin keşidecisi olmayıp, lehtar olduğu ve kendisinden çek tazminatı alınması mümkün olmadığı halde 7.548,25 TL çek tazminatının 15/04/1999 tarihinde tahsil edildiğini belirterek sorumlu olmadığı çek tazminatı miktarının ve haksız işlemler nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararının hesap edilerek davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı şirket tarafından 20/08/1999 tarihli iki adet çekin KDV borcu nedeni ile … verildiğini, çeklerin karşılığının olmadığının ibraz ile öğrenildiğini, daha sonra çek bedelleri ile çek tazminatı davacıdan tahsil edilmekle birlikte tahsil tarihi dikkate alındığında davacı alacağının zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çek tazminatı alacağının zamanaşımına uğradığı, davalı yana dava dilekçesinin 15.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresinden sonra verilen 08.04.2016 tarihli cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, davacı yanca zamanaşımı itirazına karşı sessiz kalınması karşısında cevap süresi içerisinde ileri sürülmeyen zamanaşımı itirazının süresinde ileri sürülmüş zamanaşımı itirazı gibi sonuç doğurması gerektiği belirtilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Müvekkilinin taleplerinin zamanaşımına uğramadığı, zamanaşımı itirazlarına karşı yargılama sırasında da beyanda bulunularak sessiz kalınmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık dava konusu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sorumlu olunmadığı halde tahsil edilen çek tazminatı bedelinin ve tahsilden kaynaklanan zararın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz. (HGK’nın 07.02.2018 tarihli …K. sayılı kararı da aynı yöndedir.)
Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür …
Somut olayda 15/03/2016 tarihinde dava dilekçesinin davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresinde sonra verilen 08/04/2016 tarihli cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu anlaşılmış olup, davacı yanca açıkça zamanamı define muvafakat edilmediği anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilerek taraflarca bildirilen toplanmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
Bu durumda mahkemece tarafların deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi, …. Karar sayılı ve 15/10/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 02/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.