Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2973 E. 2021/1256 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

. T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
ESAS-KARAR NO :….

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 02/07/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin, 26.12.2012 tarihinde dava dışı “…. Şti”den 303.000,00 TL bedel ile ….notor nolu … plakalı … … …. marka ve modeldeki otomobili ikinci el olarak aldığını, davalılardan “…”nin dava konusu otomobilin ithalatçısı ve satıcısı, “… AŞ”nin ise yetkili servis sunucusu olduğunu, aracın 2 yıllık garanti ve 3 yıl boya ve 12 yıl paslanmazlık garantisi kapsamında bulunduğunu, misli ile değişim talebini, arızanın garanti kapsamında olması ve davalıların ağır kusuruna ve gizli ayıba dayandırdıklarını, servis hizmeti veren davalıdan uzatılmış garanti satın alındığını ve 2015 yılı sonuna kadar uzatılmış garantinin devam ettiğini, araçta şanzıman arızası ve değişimi olduğunu, aracın altından ses geldiğini, aracın her 1.000-1.500 km.’de 1 litre yağ eksilttiğini, azaltılmış motor gücü ikaz lambasının yandığını, arızaların gizli ayıp olduğunu ve üretim hatasından kaynaklandığını belirterek BK m.227/1-4 gereğince aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, uğranılan manevî zarar için 50.000,00 TL manevî tazminatın avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sürecinde aracın Ankara 50.Noterliği’nin 31.07.2017 tarih ve … yevmiye sayılı “Araç Satış Sözleşmesi” ile dava dışı … tarafından, …’ye satışının yapıldığı belirtilerek adı geçen alıcı HMK m.125/(2) gereğince davacı yerine geçmiştir. Manevî tazminat istemi önceki davacının uhdesinde devam etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar “… A.Ş.” ve “…” vekili, aracın ilk sahibinin dava dışı … olduğunu ve 19.02.2010 tarihli fatura nedeniyle 22.02.2010 tarihinde ilk kez tescil edildiğini, bu tarih itibariyle ayıba karşı tekeffül borcunun ve garantilerin başladığını, davacının aracın üçüncü sahibi olduğunu, davacı ile arada satım sözlemesi bulunmadığından ayıba karşı tekeffülden dolayı seçimlik hak kullanılamayacağını, araç için 2 yıllık yasal garanti süresi bulunduğunu, boya ve paslanmazlık şikayeti olmadığını, 2 yıllık garanti süresinin ise 22.02.2010 tarihinde başlayıp satım tarihi olan 26.12.2012 tarihinde çoktan sona ermiş bulunduğunu, “… AŞ” ile 26.11.2013 ve 09.12.2014 tarihinde “ikinci el araçlar için garanti belgesi” düzenlendiğini ve bu garantinin sadece “ücretsiz onarım” hakkı tanıdığını, aracın ise ücretsiz onarıldığını, davanın, “…” yönünden husumetten reddi gerektiğini, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, üretimden kaynaklı ayıp bulunmadığını, aracın ilk sahibinin yasal garanti süresince bu şikâyetlerden hiçbiri ile servise başvurmadığını ve manevî tazminatın koşullarının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı “…” vekili, aracın ilk sahibinin dava dışı … olduğunu, aracın 19.02.2010 tarihinde trafiğe çıktığını ve 2 sene 10 ay boyunca ilk ve ikinci sahibi tarafından kullanıldığını, dava dışı … şirketinin 26.12.2012 tarihinde aracı davacıya satığını, ticarî satım sözleşmesinin tarafı olunmadığından pasif husumetten davanın reddinin gerektiğini, zamanaşımı ve ihbar sürelerinin geçtiğini, satım nedeniyle ayıp durumunda sadece satıcıya başvurulabileceğini, yalnızca ithalatçının ancak garanti belgesinin imzalanması durumunda sorumlu olabileceğini, davanın ayıp ihbarı süresi içinde açılmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, BK m.207 gereğince zamanaşımı süresinin ticarî satışlarda altı ay olduğunu, garanti süresi de dikkate alındığında zamanaşımının dolduğunu, davacının tüm iddialarının garanti kapsamı dışında bulunduğunu dava konusu araçta üretimden kaynaklanan hata bulunmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, “… Uzatılmış Garanti Sertifikası”nın sahibine sadece “ücretsiz onarım” talep hakkı tanıyan sınırlı kapsamlı ve sınırlı süreli bir garanti olduğu, araçtaki ayıbın hile ile gizlendiğine ilişkin bir tespitin bulunmadığı, satıcının ağır kusurlu olduğunun ispat edilemediği ve iki yıllık süre içinde herhangi bir şikâyette bulunulmadığı, iki yıllık zamanaşımı süresinin 19/02/2012 tarihi itibariyle dolduğu ve uzatılmış garantinin ise sahibine yalnızca onarım talep hakkı tanıdığı, manevi tazminatın ise yasal şartlarının oluşmadığı, davalılar hakkında açılan aracın misli ile değiştirilmesine ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, manevi tazminat davasının ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Aracın satın alma tarihinden itibaren sürekli arıza çıkardığı, şansızman, vuruntu sesi, yağ eksiltme, azaltılmış motor gücü ikaz lambası yanması şeklinde arızaların meydana geldiği, arızaların ücretsiz onarım kapsamında giderilemediği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda araçta arıza bulunup bulunmadığı, nedenleri vs. üzerinde yeterince durulmadığı, özellikle arızaların gizli ayıp kapsamında kalıp kalmadığı, davalı yanın hileli davranışlarının bulunup bulunmadığı üzerinde durulmadığı, üretim hatasından kaynaklanan ayıplarda zamanaşımı definin dinlenemeyeceği, üretim hatasına ilişkin teknik raporun dosya kapsamına sunulduğu, manevi tazminat talebinin reddi kararının da yerinde olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık ayıplı aracın misli ile değiştirilmesi talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacı şirketin ayıplı araç satışı nedeniyle manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; … plakalı aracın hukukî ayıplı olduğu savına dayalı aracın misliyle değişimi ve manevî tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Somut olayda dava konusu aracın ilk sahibinin dava dışı … olduğu ve 19.02.2010 tarihli fatura nedeniyle 22.02.2010 tarihinde ilk tescilinin yapıldığı ve bu kişiden “…. Şti”ye satış bulunduğu ve takiben davacı “….”nin dava dışı “…. Şti”nden Bakırköy 5.Noterliği’nin 26.12.2012 tarih ve … yevmiye sayılı “Araç Satış Sözleşmesi”yle 303.000,00 TL satış bedeli ile … plaka sayılı 2010 model, 970 tip, … marka, “…” şasi numaralı aracı “…” plaka değişikliğiyle satın aldığı anlaşılmış olup, 2 (iki) yıllık garanti süresi ise 22/02/2012 tarihinde dolmuş, alacak davası garanti süresinin sona ermesinden sonra 05/08/2015 tarihinde aracın 3. maliki tarafından açılmıştır. Davacı “….”nin aracı ikinci el olarak 26/12/2012 tarihinde satın aldığı; iki yılı aşkın süre içinde araç arızasına ilişkin bir kaydın bulunduğuna ilişkin iddia ve ispat edilmediği dosya kapsamı ile sabittir.
Davacı, ikinci el uzatılmış garantiye dayanmış ise de dosyada örneği bulunan ve tarafların imzasını taşıyan “… Uzatılmış Garanti Sertifikası”nın sahibine sadece “ücretsiz onarım” talep hakkı tanıyan sınırlı kapsamlı ve sınırlı süreli bir garanti olduğu anlaşılmıştır.
Davalı yan tarafından süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Bu anlatımlar ışığında davacı yanın aracın misli ile değiştirilmesine ilişkin talebinin zamanaşımına uğradığı anlaşılmıştır. Satıcı alıcıyı iğfal etmiş ise zamanaşımından yararlanamaz. Somut olayda davacı yanca davalı yanın ağır kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de dosya kapsamında davalı yanın ağır kusurlu olduğu ispat edilemediğinden davacı yanın aracın misli ile değiştirilmesine ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda aracın ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği vs. belirlenmemiş ise de davalı yanın ağır kusurlu davranışlarının ne olduğu hususunda açıklama yapılmaması bu yönde ispat vesikalarının sunulmaması karşısında araçta üretim hatasından kaynaklanan gizli ayıbın varlığının tespit edilmesi halinde dahi sonucun değişmeyeceği anlaşıldığından mahkemece bu yönde araştırma yapılmamasına yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı şirketin ticari itibarının zarar gördüğüne ilişkin herhangi bir delil ibraz edilemediği gibi manevi tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 71,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,50 TL harcın istinaf eden davacıya İADESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 02/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. ….