Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2937 E. 2021/1170 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2018
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan fatura alacağından bakiye alacağının tahsili amacıyla Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürüp, itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı yanca satım sözleşmesini konu alan faturalardan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali davasının açıldığı, davacının ticari defterlerinde takibe dayanak 3 adet faturaya konu olan malların davalı tarafa teslim edildiğinin usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine; 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; müvekkilince hazırlanan üç faturada da yazan ‘‘ödeme vadesi 90 günlük çek ile’’ ibaresinden anlaşılacağı üzere tarafların ücretin ödemesi hakkında zımni bir sözleşme düzenledikleri, bu sözleşmeye göre ücretin en geç borçlu tarafından keşide edilen 90 gün vadeli çek ile ödeneceği, Müvekkilinin bunun bilincinde olarak ve iyiniyetli bir yaklaşımla borçludan teslim dahi alamadığı çekler için 90 günlük vadeyi beklemiş, üstüne üstlük takip talebini başlatmadan önce 30 gün civarında ödeme yapılabilir beklentisiyle herhangi bir fiiliyatta bulunmadığı, ayrıca TBK madde 234’te ‘‘Aksine sözleşme yoksa, satılan alıcının zilyetliğine girince satış bedeli muaccel olur. Faiz istenebileceği konusunda bir teamül varsa veya alıcı maldan ürün ya da diğer verimler elde etme imkânına sahip ise ya da belirli günün geçmesiyle temerrüdün gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bir ihtara gerek olmaksızın satış bedeline faiz istenebilir.’’ hükmü bulunduğu, Maddenin 1. fıkrasının aksinden hareketle satış bedelinin 90 gün sonrasında muaccel olacağı, aynı maddenin ikinci fıkrasında da belirli gün geçmesiyle temerrüdün gerçekleşeceği durumlarda ihtara dahi gerek olmadan temerrüd uygulaması yapılabileceği, müvekkili adına başlatılan takipte uygulanan faiz oranlarında veya temerrüd başlangıç tarihlerinin hesabında herhangi bir hukuksuzluk olmadığı, bugüne kadar bu faturalara ve mallara ilişkin herhangi bir ihtirazi kayıtla cevabi işlem uygulanmadığı, ödeme yapılmadığı, yerel mahkemenin, ticari defterlerimizi, BA/BS formlarını, cari ekstreleri yok saydığı ve davanın hiçbir aşamasında dahil olmayan davalı şirketi haklı saydığı, yine muhatap şirketin herhangi bir vekili olmamasına rağmen 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Takibe konu borçtan davalının sorumlu olup olmadığı, vekalet ücreti uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.

Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından davalı aleyhine 10.05.2017 tarihinde “ticari ilişki sebebiyle yapılan ürün satış bedelinin tahsili” denilerek muhtelif tarih ve bedelli faturalara istinaden 1.456,36 TL asıl alacak, 12,93 TL işlemiş faiz, 2.770,64 TL asıl alacak, 21,18 TL işlemiş faiz, 1.991,84 TL asıl alacak, 14.73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.267,68 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapıldığı, davalıya ödeme emrinin 12.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 22.05.2017 tarihinde davacı yana herhangi bir borcun bulunmadığından bahisle süresinde itiraz edildiği; takibe dayanak faturanın incelenmesinden; davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 10.01.2017 tarihli kaya matkabı, 04.01.2017 tarihli ve 09.01.2017 tarihli manşon içerikli faturalar olduğu, faturaların açık fatura olarak düzenlendiği ve davalı yana ait kaşe ya da imza bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporundan davacıya ait 2017 yılı ticari defterlerinin incelendiği, takibe dayanak 3 adet fatura ile birlikte 21.582,60TL tutarlı düzenlenen 4 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı yanca söz konusu faturalara ilişkin 15.363,60 TL ödemenin kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davacı ticari defterlerinde davalıdan 6.218,84 TL’lik alacak kaydının yer aldığı, takibe dayanak 3 adet faturaya ilişkin ödemenin olmadığı, davalı yanca ticari defterlerin bildirilmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığı tespit edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı yan faturaya konu malların teslimine dair belge sunmamış,dava dilekçesinde yemin delilini bildirmiş, mahkemece hatırlatılmasına rağmen yemin teklifinde bulunmadığından mahkemece redde dair verilen karar doğru olduğundan davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ne var ki davalı yan dosyaya vekaletname sunmamış, vekille temsil olunmamasına rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 353/1.b.2.maddesi gereğince düzeltilerek davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hükümden çıkartılarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile;
ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN ….05/07/2018 Tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-1)Davacının davasının REDDİNE,
2)Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 107,04 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 71,14 TL harcın kararın kesinleşmesi ve istek halinde davacıya iadesine,
3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4)Davalı kendisini vekille temsil ettirmediğinden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin takdiren davacı üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır