Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2907 E. 2021/1360 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2018
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili aleyhine …. seri numarıl … ait 14/03/2015 tarihli 91.914,00TL değerinde bir adet çeke dayalı icra takibine girişildiğini, icra takibine konu çekten dolayı her hangi bir borcu bulunmayan müvekkilinin ve oğlunun hakkında dolandırıcılık iddiasıyla şikayetçi olduğunu ancak daha sonrasında şikayetten vazgeçtiğini, icra takibine konu çek ile ilgili ifade tutanağında herhangi bir alacağının olmadığını açıkça beyan ettiğini, alacağa konu çekin temlik edildiğini, çekteki ciro silsilesinde son ciro edenin silinerek … adının yazıldığını belirterek Ankara 11. İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyası ile ilgili öncelikle teminatsız olarak bunun mümkün olmaması halinde ise teminatlı olarak tedbiren durdurulmasına, dosya borcundan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalıya usulüne uygun çıkarılan tebligata rağmen yargılamaya katılmadığı gibi süresi içerisinde cevap dilekçesi de sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davalı … ile davacı arasında Ankara 37. Noterliği’nin 23/03/2015 tarih, …. yevmiye nolu alacağın devri sözleşmesinin yapıldığı, davacı tarafından …’e Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında 252.633,00-TL alacağın devredildiği, davalı …’in ….. 27/03/2015 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde davacının, 23/03/2015 tarihinde tüm zararlarını karşıladığını beyan ettiği, davaya konu edilen 91.914,00-TL’lik …’a ait çek nedeniyle davalının tüm zararlarının karşılandığı zira bu durumun bizzat davalı tarafından kollukta 27/03/2015 tarihli ifadeden açıkça anlaşıldığı, her ne kadar davalı tarafın şikayetten vazgeçme amaçlı olarak “zararlarım karşılandı” dediğini iddia etse de bu duruma itibar edilemeyeceği, kaldı ki davacı tarafından davalıya noterden alacağın devri sözleşmesinin de yapıldığı, devredilen alacağın tahsil edilip edilmemesinin hiçbir öneminin olmadığı, zira dava konusu çekin bedelinin noterde yapılan temlik ile davalıya ödendiği, davalı tarafından da bunun kabul edildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu çekin bedelinin noterde yapılan alacağın devri ile davalıya ödenmesi, davalının da bu durumu kabul etmesi nedeniyle anılan çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı yönünde kanaat oluştuğu, yine alacağın devri ile çek bedeli ödendiği ve bu devir sözleşmesinin bizzat dosyanın tarafları arasında yapılmasına rağmen tekrar çekin davalı tarafından icraya konulmasından dolayı davalının kötü niyetli olduğu, %20 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; davacının davaya konu çeke karşılık alacaklı olduğu icra takibine giriştiği dosyadaki alacağını temlik ettiğini, ancak temlike konu alacağın tahsil edilemediğini, temlikin ivaz karşılığı olduğunu, mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, temlik edenin sorumluluğunun TBK. 191. Maddesi gereğince devam ettiğini, müvekkili tarafından temlike konu alacağa ilişkin herhangi bir tahsilat yapamadığını, yapılan bilirkişi incelemesiyle de davalı müvekkilinin alacağına kavuşamadığının sabit olduğunu, alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin temlike konu alacağın tahsil kabiliyetinin olmadığının anlaşılması üzerine müvekkilinin çeke dayalı alacağını icra takibine konu ettiğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; temlik edilen alacağın tahsil edilememesi nedeniyle temlikin ivazı olan çekin takibe konu edilip edilemeyeceği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; temlik borçlusu olan davacının temlik ettiği alacağın tahsil edilememesi nedeniyle temlik alan tarafından temlikin ivazı olan çeki tahsile konu edemeyeceği iddiasıyla açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, temlik edilen alacağın tahsil edilememesi nedeniyle temlikin ivazı olduğu anlaşılan çeke dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibinin mükerrer olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır.
Alacak, bir edim karşılığında devredilmişse devreden, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olur (TBK 191/1). Edim karşılığı devirden anlaşılması gereken temlikin ivazlı olmasıdır. İvazlı temlik halinde devreden borçlunun ödeme gücünden de sorumludur. Borçlunun ödeme gücü bulunmadığından söz edebilmek için alacağı devralanın asıl borçluya karşı hukuki yolları tüketmesi gerekir. Alacağın tahsili için hukuki yollara başvurmaksızın ivazlı temlik sorumluluğu nedeniyle devredenden doğrudan talepte bulunması mümkün değildir (Yargıtay 15. HD. 10.11.2014 tarih 2014/4301 Esas 2014/6477 Karar). Diğer bir ifadeyle alacağı devralanın devredene rücu edebilmesi yani temlik edenin sorumlu tutulabilmesi, borçludan alacağının tahsili için gerekli her çareye başvurmuş olmasına rağmen alacağını tahsil edemediği hususunu ispat etmesi koşuluna bağlıdır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04.05.1965 gün, 1965/2342-2383 E.K, 11. Hukuk Dairesi’nin 03.01.1980 gün 1980/80-401 E.K, 13. Hukuk Dairesi’nin 03.04.1986 gün 1986/1275-1998 E.K ve yine 13. Hukuk Dairesi’nin 06.07.2009 gün 2009/5396-9350 E.K sayılı ilâmları).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davalının çekten kaynaklanan alacağın karşılığı olarak davacının, Ankara 28. İcra Müdürlüğünde …sayılı takibe konu ettiği alacağını davacıya temlik ettiği, temlikin davalı tarafından kabul edildiği, ancak takibe konu alacağın henüz tahsil edilemediği anlaşılmış olup, davalı ödeme yapılmaması üzerine, temlik verene karşı asıl alacağın kaynağı olan çeke dayalı olarak icra takibine girişmiş, davacı- temlik veren tarafından da çeke karşılık 23.03.2015 tarihinde aklacağın temlik edildiği çekin bedelsiz kaldığı iddiasıyla davayı açmıştır.
Temlik ivazlı olup davalı temliknameye dayalı olarak dava dışı borçluya karşı, tahsil için her türlü girişimde bulunmasına rağmen alacağını tahsil edemediğini ileri sürüp ispatlaması gerekir. Davalının temlik eden davacıya karşı başvurma hakkının doğup doğmadığının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle, davalının temlike konu alacağı tahsil için elinden geleni yaptığı ancak temlike konu alacağı tahsil edemediğini ispat olanağı tanınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf istemlerinin incelenmesine kaldırma kararı nazara alınarak şimdilik yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, …Karar sayılı ve 06/06/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 16/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır