Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2868 E. 2023/881 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2018/2868 (KABUL YENİDEN ESAS HAKKINDA
KARAR NO : 2023/881 KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2018
ESAS NO : 2014/1780 E 2018/442 K

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı karşı davalı vekili, müvekkilinin taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında mal fazlası teslim edilen ilaçları konu alan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2014/4822 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili, cari hesaptan kaynaklanan alacaklı olduklarını bildirerek karşı davanın reddini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı karşı davacı vekili, davacı yanca takip talebine konu alacağa dayanak faturalara müvekkili tarafından süresinde itiraz edildiğini, davacı yanında çalışan … tarafından 14.01.2014 tarihli belge ile önceki döneme ilişkin mal fazlasından kaynaklanan herhangi bir alacağın olmadığının bildirildiğini, faturaların hangi dönemler için ve hangi mal fazlası siparişler için düzenlendiğinin belirli olmadığını, ayrıca davacının iddialarına konu mal fazlasına ilişkin siparişlerin müvekkili çalışanının resmi mail hesabından yapılmadığını ve müvekkilini ilgilendirmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı karşı davacı karşı davasında, cari hesaptan kaynaklanan müvekkilinin alacaklı olduğunu bildirerek 36.168,39 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında mal fazlası teslim edilen ilaçlar nedeniyle davacının 180.470,59 TL alacaklı olduğu, bu alacak için 14.02.2012-06.03.2014 tarihleri arasında 1.178,07 TL alacak talep edebileceği, karşı dava yönünden ise cari hesap nedeniyle davacının 36.168,39 TL alacaklı olduğu belirtilerek asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
1-İstinaf eden-davacı karşı davalı vekili tarafından;
a)Asıl dava yönünden istinaf sebepleri olarak, kararda eczane, ecza deposu ve ilaç şirketi arasındaki ilaç alışverişinin usul ve yöntemi ile faturalandırma ve ödeme sistemlerinin tespitinde hataya düşülmesi nedeniyle kararın hatalı olduğu, davalının eczanelere direk satış yapmasının mümkün olmadığı, ilaç üreticisi firmaların ürünlerini ecza depolarına fatura ederek teslim ettikleri ve daha sonra da kendi pazarlama faaliyetleri neticesinde ürünlerine talepte bulunan eczanelerin siparişlerini toplayarak, hangi eczaneye hangi koşullarda gönderileceğinin müvekkiline bildirildiği, 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasındaki bir yıllık dönemle ilgili olarak davalı adına mal fazlası faturaların düzenlenmediği hususunun tespit edilmesi üzerine takibe dayanak faturaların düzenlendiği, müvekkili eski çalışanı …’ın müvekkilini temsil ve ilzama yetkili olmadığı, davalının mal fazlalarından haberdar olmadığına yönelik iddialarının da doğru olmadığı, dosya kapsamında müvekkilinin ticari defterleri incelenerek hazırlanan 17.09.2015 tarihli raporun yerinde olduğu ve davanın bu rapor doğrultusunda kabulü gerektiği, davalı tarafından taraflar arasında kullanılan sisteme düzenli giriş yapıldığı ve satış raporlarının görülebildiği hususunun gözden kaçırıldığı, davalı yanın bilgisayar sistemlerinin incelenmesi halinde durumun daha açık ortaya çıkacağı, mahkemenin gerekçesinin yetersiz olduğu, davalı yan ticari kayıtlarının esas alınması suretiyle yapılan değerlendirmenin kabul edilemeyeceği, delil listelerinde yer alan tüm delillerin toplanmaksızın hüküm tesis edildiği, uyuşmazlığın çözümünde 330 adetlik fatura listesi ve bunlara ilişkin olarak verilen talimatlarla sınırlı olarak inceleme yapılmasının doğru olmadığı, tüm kayıtların ve bilgisayar sisteminin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, tanıkları dinlenmeksizin hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı,
b)Karşı dava yönünden sadece davalı karşı davacı defterleri esas alınarak düzenlenen raporun doğru olmayacağı,
2-İstinaf eden-davalı karşı davacı vekili tarafından;
a)Asıl davaya yönelik istinaf sebepleri olarak, müvekkiline ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulduğu, müvekkilinin yanında çalışan bir personelin şahsi hesabından yaptığı siparişlerin esas alınmasının hatalı olduğu, … tarafından müvekkiline ıslak imzalı olarak verilen belgenin yok sayılmasının doğru olmadığı, dava dilekçesinde belirtildiği üzere mal fazlası faturaların takibi ve düzenlenmesi ile görevli bir personel olduğu ve bu mutabakatı vermeye yetkili olduğunun gözden kaçırıldığı, müvekkili lehine reddedilen yön bakımından kötüniyet tazminatına karar verilmemesinin de doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında mal fazlasına ilişkin faturalar kapsamında alacağın olup olmadığı, ve cari hesap kapsamında davalının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında mal fazlası ilaç satışı nedeniyle faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Karşı dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2014/4822 esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı tarafından, davalı aleyhinde 31.12.2013 ve 15.02.2014 tarihli faturalara istinaden asıl alacak ve ferileri ile birlikte 667.430,74 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi yoluyla icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 17.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından aynı tarihte borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği, itirazın ve iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca müvekkili yanında mal fazlası faturalarının takibi ve düzenlenmesi ile görevli personeli … isimli kişinin bu görevini davalı yararına olacak şekilde belirli bir sürede yapmadığının tespit edilmesi üzerine geriye dönük olarak yapılan inceleme sonucunda mal fazlası faturalarından kaynaklanan alacağının tahsili için yapılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali davasının açıldığı ifade edilmiştir. Davalı karşı davacı vekili tarafından ise faturalara konu mal taleplerinin müvekkili şirkette çalışan kişinin şahsi maili aracılığıyla yapıldığı ve bu taleplerin müvekkilini bağlamayacağı, ayrıca davacı yanında çalışan … tarafından müvekkiline 14.01.2014 tarihli belge ile mal fazlasına yönelik davacı alacağının bulunmadığından bahisle verilmiş belge bulunduğu, müvekkilinin faturalara süresi içerisinde itiraz ettiği, cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunduğu belirtilerek asıl davanın reddi ile karşı davasının kabulü istenilmiştir.
Her ne kadar davalı karşı davacı tarafından müvekkili yanında çalışan …’in şirket maili dışında şahsi mailinden yapmış olduğu siparişlerin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında değerlendirilemeyeceği savunulmuş ise de taraflar arasındaki ticari ilişkinin boyutu, davalı çalışanının taraflar arasındaki ticari ilişkideki konumu dikkate alındığında, bu kişinin resmi/şahsi mail ayrımı yapılmaksızın tüm siparişlerinin değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı yan tarafından 14.01.2014 tarihli mutabakat belgesi kapsamında davacının alacak talebinin doğru olmadığı da savunulmuştur. Davacı yanca 14.01.2014 tarihli mutabakat belgesinde imzası bulunan …’ın davacı şirkette mal fazlası faturaların takibi ve düzenlenmesi ile görevli bir personel olduğu ifade edilmiştir.
14.01.2014 tarihli mutabakat belgesinin incelenmesinden davacı kooperatif kaşesi ile birlikte … isim ve imzasını taşıdığı davalıdan 14.01.2014 tarihi itibariyle geriye dönük, tüm ürünler dahil olmak üzere, herhangi bir mal fazlası hakedişi alacaklarının bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda söz konusu belgedeki beyanların davacı şirketi bağlamayacağı, zira davacının iş tanımında “…’ın stratejik iş planı doğrultusunda, satış ve karlılık hedeflerini gözeterek, stok pazarlama ve satın alma süreçlerini analiz edip bu süreçlerin doğru işleyip işlemediğini kontrol etmek, …iyileştirme faaliyetlerinde bulunmak, satın alımı yapılan ürünlerin en hızlı ve doğru şekilde kayıt işlemlerini gerçekleştirerek; tüm ürünlerin optimum stok seviyesinde olması için gerekli önlemleri almak; tedarikçilerin müşterilere yönelik kapanyalarını ve aksiyonlarını, izlemek, tedarikçilerden alınması gereken iskonto, vade, mal fazlası vb. Sonuçları takip ederek ilgili bölümlere ve üst yönetime iletmek” olduğu ifade edilmiş olup, istinaf itirazları doğrultusunda Dairemiz tarafından dosya kapsamında yapılan yazışmalar sonucunda başka şirketlere de davacı şirketin eski çalışanın mutabakat belgesi düzenlediğine dair delil elde edilmediğinden anılan mutabakat belgesinin davacı şirketi bağlamayacağı sonucuna varılmıştır.
Dairemiz tarafından dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacının 31.12.2013 tarihi itibariyle 336.306,05 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Dairemiz tarafından itirazların değerlendirilmesi ve takip dayanağı 15.02.2014 düzenleme tarihli 47.688,83 TL bedelli fatura kapsamında davacı alacağı hususunda denetime elverişli bir rapor alınması hususunda ek rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporunda 15/02/2014 düzenleme tarihli 47.688,83 TL ve 29/01/2014 tarihli 251.798,71 TL bedelli faturaların mal fazlası için düzenlendiği, faturalara dayanak herhangi bir belge mevcut olmadığından yeniden hesaplama yapılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı bildirilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından kök rapora 17.09.2015 tarihli bilirkişi raporu ile bu rapor arasında çelişki olduğu, 2014 yılı içinde düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın hesaplamaya dahil edilmediği ifade edilmiştir. Ancak icra takip dayanakları arasında 17.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda geçen 2014 yılı için düzenlenen 29.01.2014 tarihli 251.798,71 TL bedelli faturanın olmadığı, bir başka ifade ile itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olduğundan bu faturaya ilişkin alacağın iş bu davanın konusu olmayacağından bilirkişi raporuna yönelik bu yöndeki itirazların ayrıca araştırılmasına gerek bulunmadığı gibi, 15.02.2014 düzenleme tarihli 47.688,83 TL bedelli faturanın ise dava dilekçesinde 10 nolu delil kapsamında dosyaya sunulan ve çizelgede yer almayan 2014 yılına ait faturalar için düzenlendiği bu faturalarında 14.01.2014 tarihinden önce davalı siparişlerine ilişkin olduğu, ihtilaflı 29/01/2014 tarihli ve 15/02/2014 tarihli iki faturanın da dayanaklarının bulunmadığı anlaşılmış olup, Dairemiz tarafından alınan raporda asıl dava yönünden belirlenen 363.210,53 TL alacağın varlığının davacı yanca ispat edildiği anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar esas alınarak bilirkişi raporu ile belirlenen 363.210,53 TL alacak yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış olup, davacı vekili tarafından ek rapor aşamasında da bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı tarafından keşide edilen İzmir 15. Noterliği’nin 30/01/2014 … yevmiye nolu ihtarnamenin davalı şirkete 03/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği bilgisinin cevabi 04/02/2014 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamede yer aldığı, 03/02/2014 tarihinden 10 gün içerisinde ödeme yapılması için süre verildiği 14/02/2014 tarihi itibariyle davalı borçlunun temerrüde düşürüldüğü belirlenmiş olup temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı, Dairemiz tarafından yapılan hesaplama sonucunda 2.338,48 TL işlemiş faize davacı yanın hak kazandığı anlaşılmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İİK 67/2 maddesi uyarınca hükmedilen alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı yanca haksız olarak iş bu takip yapılmış ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatına yönelik davalı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının incelenmesinden tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda mal fazlasına yönelik faturalar dışında faturalar ve ödemeler hususunda taraf kayıtlarının birbirini doğruladığı anlaşıldığından karşı davaya yönelik davalı yanın istinaf itirazlarının, istinaf itirazları ile sınırlı olarak incelenerek yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı karşı davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddine, davalı karşı davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı karşı davalı vekilinin istinaf itirazlarının REDDİNE,
2-Davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile
3-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 07/06/2018 tarihli 2014/1780 Esas 2018/442 Karar sayılı kararın DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
4-a)Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2014/4822 E. sayılı dosyasına davalı yanın itirazının kısmen iptali ile takibin 363.210,53 TL asıl alacak ve 2.338,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 365.549,01 TL yönünden takip talebindeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)İİK 67/2 maddesi uyarınca hükmedilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 73.109,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
d)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 24.970,65TL harçtan peşin alınan 7.955,85TL harcın mahsubu ile bakiye 17.014,80TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
e)Davacı taraf yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Hükmedilen alacak miktarı üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 54.176,86 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f)Davalı taraf yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesap edilen yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 45.263,44TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g)Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen 7.955,85TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ğ)Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan 930,30TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranında hesap edilen 509,36TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
h)HMK’nin 333.maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
5-a)Karşı davanın KABULÜ ile,
… İlaç San. Ve Tic. A.Ş tarafından … Kooperatife açılan karşı davanın KABULÜ ile, 36.168,39 TL alacağın 30.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte … Kooperatif’inden tahsil edilerek davacı … İlaç San. ve Tic. A.Ş ye verilmesine,
b)Hükmedilen alacak miktarı üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 4.328,52 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak davalı ve karşı davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesine göre hesap edilen 2.470,66 TL harçtan peşin alınan 621,20 TL harçtan düşümüyle1.849,46TL’sinin davacı ve karşı davalıdan alınarak davalı ve karşı davacıya verilmesine,
e)Davalı ve karşı davacı şirketten peşin harç olarak alınan 621,20 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak davalı ve karşı davacı şirkete verilmesine,
g)Dava dosyasında birleştirilen her iki dosya için yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 2.084,30 TL yargılama giderinden 1/2’sini teşkil eden 1.042,15 TL’nin davacı ve karşı davalı kooperatiften alınarak davalı ve karşı davacı şirkete verilmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
6-a)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı karşı davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
b)Asıl dava yönünden İstinaf kanun yoluna başvuran davacı karşı davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
c)Karşı dava yönünden alınması gereken 2.470,66TL harcın peşin alınan 3.102,25TL harçtan mahsubu ile bakiye 631,59TL harcın davalı karşı davacıya iadesine,
d)İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından, AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 11.000,00TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
e)İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından, AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 11.000,00TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan davalı karşı davacıya verilmesine,
f)Davalı Karşı davacı tarafından yapılan 3.103,50TL istinaf yargılıma giderinin takdiren 1/2 oranında hesap ve takdir edilen 1.551,75TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine bakiye kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
g)HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
ğ)Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nin 356.maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 13/06/2023 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”