Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2828 E. 2021/1204 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2018
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yaklaşık yirmi yıldır ticari alım satım ilişkisi olduğunu, müvekkilinin davalıya güven duyduğunu, yaptığı araştırmada davalının yirmi yıl boyunca müvekkilini kandırdığı, fahiş fiyatlarla mal satarak haksız kazançlar temin ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin durumu davalıya bildirerek aralarındaki alışverişin tüm defter kayıtlarını incelemek istediğini, akabinde davalının 2-3 yıl müvekkiliyle hiç görüşmediğini, müvekkilinin dava konusu icra takiplerinden yaklaşık 10 yıl önce teminat amaçlı verdiği boş senetleri davalının haksız olarak icraya koyduğunu, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu olmadığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuştur.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesini kabul etmediklerini, davacının iddialarının asılsız olduğunu, herhangi bir yazılı delil icra dosyasına sunamadıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Yerel Mahkemece, ispat yükünün davacı borçlu üzerinde olduğu, davacının takip zamanaşımı iddiasının yerinde olmadığı, davalı şirketin unvan değişikliğinde bulunduğu, bu nedenle takip alacaklısı şirket ile senetlerin lehtarı olan şirketin aynı şirket olduğu, davacı tarafından senetlerin teminat senedi olduğu ve aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delille ispatlanamadığı, yemin deliline de açıkça dayanılmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkemece iddialarının ve delillerinin incelenmediğini, davalı yana herhangi bir senetten, ticari satımdan dolayı borçlarının bulunmadığını, vekalet ücreti hesabında senet bedellerinin esas alınması gerekirken toplam dava değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının dava konusu senetlerden dolayı davalıya borçlu olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde; davacı tarafın davalı tarafından icra takibine konu edilen bonoların anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve bedelsiz kaldığından bahisle menfi tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Kambiyo senedine dayanan menfi tespit davalarında kural olarak davacı borçlu davaya konu kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığını yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Davaya konu kambiyo senetleri malen düzenlenmiş 2 adet bonodur. Bu durumda davacı borçlu kambiyo senetlerini illetten mücerret oluşu ve düzenleme nedeni dikkate alındığında, bono karşılığından herhangi bir mal almadığını ve teminat niteliğinde verildiğini yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Davacı taraf dava dilekçesinde, bonoların bedelsiz kaldığı iddiası ile birlikte bonoların anlaşmaya aykırı doldurulduğunu da iddia etmiştir. Ancak bu yönde de ispat yükü kendisinde olan davacı taraf yazılı herhangi bir delil dosyaya sunmamıştır. Davacı taraf açıkça yemin deliline dayanmadığından mahkemece yemin delili de hatırlatılmamıştır. Bununla birlikte bonoların lehtar kısmında davalı şirketin ünvanında karalama yapıldığı görülmüş ise de bu değişikliğin paraflanmaması bononun kambiyo senedi vasfını yitirmesine sebep olmayacaktır. Bu nedenlerle davacı tarafın istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.