Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2797 E. 2021/1151 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2018
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi dava vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında tek elden satış ve dağıtım sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında damga vergisinin yarısının davalı tarafından üstlenilmesine karşın ödeme yapmaması nedeni ile aleyhine takibe giriştiklerini, takibe haksız olarak itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali, takibin devamı ve % 20 orandan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, öncelikle yetkili mahkemenin davalı şirketin merkezinin bulunduğu yer olan İstanbul/….. Mahkemelerinin olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiğini, bu nedenle sözleşme konusu işlerin yapılmasının davacının kusuru ile imkansız hale geldiğini, kusurlu olarak sözleşme ilişkisinin davacı tarafından sona erdirildiğini, müvekkilinin damga vergisinden ötürü her hangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 18. maddesinde damga vergisinin davacı yanca ödeneceği ve yarısının davalı yanca karşılanacağının kararlaştırıldığı, söleşmenin kurulması için yapılan giderlerden olan damga vergisinin menfi zarar kapsamında kaldığından davacının kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın sözleşme hükümleri uyarınca talep edilmesinde hukuki engel bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile takibin takip talebindeki koşullarla devamına, ayrıca asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, mahkemece uyuşmazlıkla ilgili yeterli ve gerekli incelemeleri yapmaksızın karar verildiğini, davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin ifasını kendi kusurlu işlemleri ile imkansız hale getirdiğini, sözleşmenin feshi nedeni ile ifasının artık imkanının kalmadığını, ortaya çıkan zarardan davacının sorumlu olduğunu, damga vergisi gibi zararların menfi zarar kapsamında değerlendirilerek kusurlu hareketi ile feshi sebep olan taraftan tazmini gerektiğini, mahkemece hatalı değerlendirme yapıldığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacı tarafından ödenen damga vergisinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bayilik sözleşmesine dayalı olarak davacı tarafından ödenen damga vergisinden davalının sözleşme kapsamında payına düşen kısmın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 3.maddesine göre damga vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Aynı Yasa’nın 24. maddesinde de damga vergisinin ödenmemesi veya noksan ödenmesinden dolayı alınması gereken vergi ve cezadan mükelleflere rücu hakkı saklı olmak üzere kağıtları ibraz edenler sorumlu olup vergi ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere kağıtları düzenleyenlerden alınacaktır, şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun müteselsil sorumlulukta iç ilişki-paylaşım başlıklı 167. maddesinde aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumlu olup, kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı olduğu, bu durumda borçlunun her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebileceği hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 18. maddesinde, damga vergisi ya da vergi ve harçlardan sorumluluğun kime ait olacağı düzenlenmiş olup sözkonusu hükme göre “damga vergisi” sözleşmenin tarafları olan davacı ve davalı yan arasında ½ oranında karşılanacaktır.
Ayrıca esasen davalı yan savunmalarında sözleşmenin davacının kusurlu işlemleri ile ifasının imkansız hale geldiğini ve bundan ötürü sorumlu tutulamayacağından sözettiğine göre, davalı yan bu nedenle uğradığı müspet zararların tazminini talep edilebilecek olup sözleşmenin kurulması için yapılmış olan giderlerden olan damga vergisi ancak menfi zarar kapsamında değerlendirilebilecektir.
Açıklanan nedenler ve davalı yanın savunmasında ileri sürdüğü hususlara göre ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.847,29.-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 711,82.-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.135,47.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 28/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır