Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2719 E. 2021/1150 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2018
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı şirket vekili; ilaç vs ürünlerin karşılığı düzenlenen faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; takibe ilişkin faturanın kabulünün mümkün olmadığını, davacının müvekkilinden alacağının bulunmadığını, faturadan kaynaklı alacağın ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacı tarafın müvekkilinden alacağı olmadığı gibi müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, davacı aleyhine senetlerin ödenmemesi üzerine icra takipleri başlatıldığını ve takiplerin kesinleştiğini, davacının müvekkilinin alacağının tahsilini engellemek amacı ile muvazaalı olarak işlemlerde bulunduğunu, takibe konu faturalardaki malların teslim edilmesinin delil niteliğini taşımadığını ve açıkladığı nedenlerle davanın reddi ile davacının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle Konya 12.İcra Dairesi … Esas sayılı takibine konu seri A sıra no …. nolu 23/08/2014 tarihli 20.054,40 TL bedelli fatura sebebiyle davalı taraftan takibe konu alacak miktarınca alacaklı olduğu iddiasında bulunulduğu, davacı ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen rapor ile davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu, davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlenen rapor uyarınca faturanın açık olarak düzenlendiği, takibe ve davaya konu edilen faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde davacı şirketin alacaklandırılmak üzere veresiye olarak kayıtlı olduğunu, icra takip tarihi olan 04/11/2015 tarihinde davalı şirketin davacı şirketten açık hesap olarak alacaklı olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak düzenlendiği, davacı tarafça alacağın varlığının 6100 sayılı HMK 200 vd m.uyarınca usulen yazılı delille ispatlanmaması karşısında TTK m 21 uyarınca faturanın onu teslim alanı borç altına sokabilmesi için her durumdan önce borç doğurucu bir hukuki ilişkinin varlığı ve faturanın da bu hukuki ilişki nedeniyle düzenlenmiş olmasının gerekmesi, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre dava ve takibe konu faturaya konu alacağın davalı tarafından davacıya ödendiği, icra takip tarihi itibariyle icra takip tarihinde davalı şirketin davacı şirketten açık hesap olarak 27.409,02TL alacaklı olduğu anlaşılmakla dava ve takibe konu fatura sebebiyle davacının davalıdan alacaklı olduğu usulen kanıtlanmadığından davanın reddi ile davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili, davacı şirketin bir ecza deposu olduğunu, davalı ecza deposu ile uzun yıllar çalıştığını, davacı ile davalı şirket arasındaki ilaç vs alım satımı ticari alışveriş süresince açık hesap şeklinde devam ettiğini, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporuyla bu durumun sabit olduğunu, davacı dava konusu faturaya konu edilen malları davalıya teslim ettiğini, davalı şirketin de fatura konusu ve kendisine teslim edilen mallara ilişkin herhangi bir itirazının olmadığını, davalının fatura konusu malların bedelini ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, bu nedenle itirazın iptali davası açıldığını, mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarında dava ve icra takibine konu fatura bedelinin her iki şirket ticari defterlerinde davalının davacıya olan alacağını ödemediğinin sabit olduğunu, yerel mahkemece aldırılan 28.08.2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında yer alan ve haksız ve hukuka aykırı nitelikteki ” icra takip tarihi olan 04.11.2015 tarihinde davalı şirketin davacı şirketten açık hesap olarak 27.409,02- TL alacaklı olduğu” şeklindeki değerlendirmeye itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, takibe dayanak faturalar nedeni ile davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ticari satım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan sıkı sıkıya bağlı davalardır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada belirlenecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığıdır.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece taraflar arasında açık hesap işlemleri bulunduğu ve davalı yanın sözkonusu açık hesap işlemlerine göre alacaklı durumda olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak itirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olup incelemenin takip konusu fatura kapsamında yapılması gerekmektedir. Mahkemece bu ilkeden ayrılarak tüm ticari ilişkinin incelenmesi şeklinde düzenlenen raporun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece somut olayda uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK’nun 102. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Anılan maddede “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme,muaccel borç için yapılmış olur. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu durumda açıklanan yönden inceleme ve delil toplanılarak davalının takibe konu faturadan ötürü davacıya borçlu olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir (Y19HD., 20/05/2019 tarih….
Bunun yanında bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Davalı yan ödeme iddiasını ispat edememesi halinde ise cevap dilekçesinde yemin deliline de dayandığı nazara alınarak yemin delilinin hatırlatılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece yukarıda anlatılanlar yönünden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller söz edilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davalı yanın borçlu olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Karar sayılı ve 19/03/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 28/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır