Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2677 E. 2021/1231 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2018
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen dava davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada davacı vekili,… …’nın …’dan alacaklı olduğunu, bu nedenle aleyhine icra takibine geçildiğini, borçluya ait … plakalı araç üzerine haciz konulduğunu, borcunu uzun süre geçmesine rağmen ödemediğini, 27.11.2015 tarihinde gelerek ödeme gücü olmadığını aracın satışını verebileceğini bildirdiğini, araçtaki hacizlerini kaldırdıklarını, noterde işlem yapılacağı sırada …’ın kardeşi olduğu bildirilen … tarafından tartışma çıkartılarak hissesi olduğunu bildirip sattırmam dediğini, …’ın yanında bulunan arkadaşına uzlaştırıcı olmasını kardeşine bir ay sonra ödenmek üzere 75.000TL lik senet verilmesini, bu şartlarda aracın satışının derhal verileceğini bildirdiği ,alacaklısı … olan 30.12.2015 tarih, 75.000,00 TL’lik dava konusu bononun düzenlenip …’a teslim ettiğini bononun söz konusu aracın satışını almak üzere verildiğini, bononun davalının babası … ve amcası …’ da kaldığı, ancak notere gitmek üzere hareket ettiklerinde karşı tarafın ortadan kaybolduğunu, satışı yapılsaydı bononun ödeneceğini, aracın satışı karşılığı bononun verildiğini, bedelsiz kaldığını, zira aracın satışının yapılamadığını, bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını bononun bedelsiz olduğunu ileri sürüp 30.12.2015 vade tarihli 75.000,0TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı Birleşen Davada; Davacı … ve … … vekili …’a karşı açtığı dava ile de asıl davadaki gibi olayları belirterek Ankara 2. İcra Müd.nün dosyasında …. ve özel halk otobüsü olan … plaka sayılı aracın kaydına haciz konulduğunu, aracın satışı için haczin kaldırılmasını …’ın söylediğini, … … yetkilisi …… dan alınan muvafakatname ile hacizleri kaldırdığını, …, … ve …’ın notere gittiklerini, …’ın kardeşinin hissesi olduğunu parası ödenmeden devrettirmeyeceğini söylemesi üzerine dava konusu senedin düzenlendiğini, …’ın oğlu … adına düzenlenmesini istediği, … … ve … ‘ün de kefaletini istediği, notere satış için gittiklerinde …’ın orda olmadığını gördüklerini,senedin aracın satışı karşılığı verildiğini, satışın yapılamadığını, senedin Ankara 30. İcra Diaresinin … esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu ileri sürüp takipten dolayı müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davalının daha önce davacının iş yerinde şoför olarak çalıştığını davacı …’ın davalıya ortaklık önermesi üzerine, %25 ortaklık karşılığı davalının kendisine ait …. plakalı kamyonunu 68.000,00TL’ye satıp üzerini tamamlayarak 75.000,00 TL’yi davacı …’a … …’ya ait beyaz halk otobüslerinden birisine %25 oranında ortak olmak üzere teslim ettiğini …’in davalıya yazılı bir belge ve 75.000,00 TL’lik teminat senedi verdiğini, ancak anlaşmanın gereğini yerine getirmediğini, bu arada davacı tarafın davalının amcası … ile anlaşmazlığa düştüğünü, … plakalı aracın satışı ile ilgili anlaşmazlığa düşünce aracı otoparka çektirdiğini ve haciz işlemleri yaptırdığını, davalı kendi hissesini istediğinde ise “ben senin hisseni amcanın aracına verdim” şeklinde söyleyerek iki kardeşi birbirine düşürmeye çalıştığını, daha sonra taraflar anlaştığını, … adına olan aracı noterde teslim edeceğinde …’ın babası Şenol’un olaydan haberdar olup hissesinin adına tescilini yahut hissesinin verilmesini istediğini, …’ı ikna etmek için 75.000,00 TL’lik bir bono düzenlenerek davalının babasına teslim edildiğini, sözleşmeyi de davanın babasından aldıklarını, bu olaydan sonra davacılar ile … arasında tüm hacizlerin kaldırılmamasından kaynaklanan bir sorun çıktığını, …’ın aracın kaydını vermediğini öğrendiklerini, Bu araç üzerinde … yahut …. yetkisi ve hissesi bulunmadığını, bu satışı engelleme olanakları da bulunmadığını, davalının davacı …’den … …’ya ait olan beyaz halk otobüslerinden birine %25 hisse sahibi olmak ve aracın kaydını üzerine almak için parayı verdiğini, daha sonra bu işlem sağlanamadığından parasının tahsili amacıyla bononun verildiğini, irade fesadı iddiasının yersiz olduğunu bildirmiş haksız davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacıların irade fesadına uğratıldıklarını iddia ederek borç nedeniyle borçlu olmadıklarını iddia ederken bu iddialarını ispatlar delil sunamadıkları, C.Başsavcılığı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesini talep ettikleri, Savcılık evrakının incelenmesinde davalı aleyhine yapılan bir şikayet bulunmadığı, davacıların benzer iddia ile … ve … hakkında şikayetçi oldukları, yapılan araştırma sonucu geçmişten kaynaklanan alacak borç ilişkisi bulunduğu, hileli bir eylem olmadığı, uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu değerlendirilerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, davacının tanık dinletme talebine davalı tarafın muvafakati olmadığı gibi, irade fesadını ispatlamak üzere birleşen dava davacısının tanık gösterildiği, davalı tarafın ise savunmaları doğrultusunda … ile aralarındaki ilişkiyi ispatlar yazılı belgeleri dosyaya sunduğu, davacı …’in ortağı olduğu ….. davalının işletilen otobüslerden birine % 25 oranında ortak olmak üzere verilen ancak yerine getirilemeyen edimin karşılığı olarak senedin tanzim olunduğu anlaşılmış, bu hali ile bononun hileli olarak alındığı, borçsuzluğun tesbitine ilişkin iddiaların yerinde olmadığı gerekçesi ile asıl dava ve birleşen davada davacıların davasının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla reddine, İİK 72/4 maddesi uyarınca hesaplanan 15.000,00 TL tazminatın davacı …’den alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran asıl ve birleşen dava davacılar vekili; Dava dilekçelerindeki iddiaları tekrarlayarak senedin … plakalı aracın satışı karşılığında verildiği, aracın satışı yapılmadığından senedin karşılıksız kaldığını, davalının aracın … üzerine kayıtlı olduğunu, bu nedenle babası …’ın hissesi ve yetkisi olmadığından engellemelerinin olanaklı olmadığını savunmuşsa da doğru olmadığı, davalının dava konusu bononun beyaz halk otobüsünün %25’lik hissesinin satışı için verildiğini beyan ettiğini, oysa protokol başlıklı belgesinden de anlaşılacağı üzere ordaki senedin farklı olduğu, o senedin 72.500TL bedelli 13.02.2015 vade tarihli olduğu, davalı vekilinin kendi beyanlarında müvekkile tarafından …… plakalı araçtaki hissesi için …’a 75 bin TL bedelli Bono verdiğini daha sonra …’ın senedi alıp noterden ayrıldığını ancak satışın gerçekleşmediğini yani senedin bedelsiz kaldığını beyanları ile ikrar ettiği davalı vekilinin müvekkilinin parayı … plaka sayılı aracın satışından elde ettiğini üzerini de 75.000,0 TL’ye tamamladıktan sonra müvekkiline verdiğini beyan ettiği davalı vekilinin bu beyanının mahkemeye yanıltmaya yönelik olduğu, çünkü söz konusu aracın satış tarihinin 29.01. 2015 olduğu, taraflarınca ibraz edilen protokol ve senet fotokopisi tarihlerinin ise 13.02.2015 olduğu, aradan 14 gün gibi kısa bir süre geçtiği ancak dava konusu senedin tarihinin 27.11.2015 oldu aradan 10 ay geçtikten sonra senet düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ayrıca söz konusu yüzde yirmi beşlik hisse devri gerçekleşmediğinde müvekkili … tarafından davalıdan alınan paranın iade edildiği davalı tarafından da 72.500 TL bononun müvekkiline iade edildiği davalı vekilinin 05.09.2016 tarihli beyanında kendi içinde birçok çelişkiye düştüğü, beyanlarının başında davalının babası …’ın notere gelerek kendi hissesinin verilmesini istediği ve bunun için 75.000,0TL bedelli senet aldığını beyanlarının sonuna doğru ise müvekkilinin ve babasının sözkonusu araçta hisselerinin olmaması nedeniyle satışa engel olma imkanlarının olmadığını beyan ederek çelişkiye düştüğü bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konu senetten dolayı davacı yanın sorumluluğunun kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senede dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 30. İcra Dairesinin 2016/ 201 esas sayılı takip dosyasında; alacaklı davalı … tarafından …, … ve … … … aleyhine 07.01.2016 tarihinde 27.11.2015 keşide tarihli, 30.12.2015 vade tarihli 75.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo takibi başlatıldığı, takibe dayanak senedin incelenmesinde senedin … … kaşesi de basılarak … tarafından düzenlendiği, …’ün kefil olduğu …’ın lehtar olduğu, ihdas nedeninin nakden olduğu anlaşılmıştır.
Protokol başlıklı 13.02.2015 tarihli belgede; “…. plakalı otobüsün % 25 hissesini 13.02.2015 tarihinde …’a 72.500,0TL’ye sattım paranın 65.000,0 TL’sini peşin olarak aldım geriye kalan 7500 TL’sini 30 Ekim 2015 tarihinde alacağım. Yapılan bu anlaşmalar ile ilgili olarak …’a 72500 TL senet verdim satıcı … Alıcı …. eki protokole ilişkin düzenlenen senet” denilmek suretiyle ekinde 13.02.2015 keşide tarihli olan … … keşideci …’ın lehtar olduğu 72.500,0 TL tutarlı bono eklenmişse de bonoda keşide yeri ödeme yeri gibi birtakım unsurların olmadığı görülmüştür.
Ankara 2. İcra Müdürlüğüde alacaklı … … Şirketi … aleyhine toplam 152.784,25 TL alacağa dayalı 01.02.2012 tanzim 24.02.2012 vade tarihli 150.000,0 TL bedelli bonoya dayalı olarak 27.03.2012 tarihinde kambiyo takibi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı …’in … … Şirketinin yetkilisi olduğu, dava konusu senette keşideci oldukları, davacı …’ün avalist olarak imza attığı, davalının ise lehdar olduğu; davacı yanın senedin araç satışı karşılığı verilmesine rağmen bedelsiz kaldığını iddia etmiş, davalı ise senedin halk otobüsü hissesinin %25 payına ortaklık payı nedeniyle ödediği bedele karşılık yazılı belge ve teminat senedi verdiğini, ancak anlaşmanın gereğini yerine getirmediğini bildirmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle davacının bedelsizlik iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı gibi yemin deliline de dayanmamış olmasına göre davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen dava davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın istinaf eden asıl ve birleşen dava davacılarından alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza