Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2666 E. 2021/898 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2018
ESAS-KARAR NO :…..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkillerinin büro mobilyaları üzerinde üretici olduğunu, kazançlarını yer yer gayrimenkul yatırımında değerlendirdiğini, bu değerlendirmelerin çoğunu ….. ile yaptığını, icra takibine konu seri 4 adet bononun Ankara İli …… beldesindeki gayrimenkullerin bedellerine ilişkin olduğunu…… beldesindeki arsa satışının gerçekleştirileceğini söyleyerek kendisine bu nedenle 4 adet bono verildiğini, müvekkillerinin arsanın tapu devri için……. haber beklerken dava konusu icra takibiyle karşılaştığını, müvekkili…… bonolarda borçlu diğer müvekkilinin alacaklı göründüğünü, bono hamili görünen ……. beyaz cirosu ile emlakçının bonoları aldığını, davalı ile adı geçen emlakçının aynı ilçede oturduğunu, beraber hareket ettiklerini bonolarda malen kaydı olduğunu bu nedenle mal satımını ispatlaması gerektiğini ileri sürüp, davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, takibe konu senetlerin davacı….. tarafından müvekkiline ödünç para karşılığı ciro edilerek teslim edildiğini, davalı ile davacı arasında mal alışverişi bulunmadığı hususunun doğru olduğunu, TTK’nun 687.maddesi uyarınca davacıların şahsi defilerini davalı müvekkiline ileri sürmesinin mümkün olmadığını,….. ile de bir ilgisinin olmadığını bildirip, davanın reddine, kötü niyetli davacıların %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacının bonoların dava dışı emlakçıya taşınmaz satışının yapılacağı inancı ile beyaz ciro yapılarak verildiğini bu nedenle bonolarda malen kaydı bulunduğunu taşınmaz satışının gerçekleşmediğini senetlerin bedelsiz kaldığı iddiasına dayandığı, davalı tarafın icra takibine konu bonoların ödünç para karşılığında davacılardan alındığını savunduğu, davaya konu bonoların incelenmesinde davacıların keşideci ve lehtar oldukları , lehtar ……cirosu ile davalıya geçtikleri, illetten mücerret olan bono, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğu, senetlerde malen kaydı bulunmakta olup bu hususun keşideci ve lehtar arasında ileri sürülebilmesi mümkün iken davalı ciro yoluyla senetleri devralmış hamil olduğu, davacıların öncelikle borçlu olmadıklarını ve davalının kötü niyetli olarak senedi devraldığını ispat etmesi gerektiği, davalının senedi ödünç para karşılığı aldığı iddiasında olduğu, bu savunmanın ispat yükünü değiştirmemekte olup kambiyo senedine dayalı alacak yönünden ispat külfetinin davacılarda olduğu, davacıların iddiasını senetle ispat etmesi gerekmekte olup davacıların yemin deliline de dayanmadığı, davacıların iddiasını ispat edemediğinden davanın reddine ve Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı infaz edilmediğinden davalının yararına tazminata da hükmedilmediği gerekçesi ile davanın reddine; davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili; müvekkillerinin baba oğul olduğu, Ankara …… semtinde büro mobilyaları üzerine dünya çapında üretim yapan kişiler olduklarını, kazançlarını gayrimenkul yatırımında değerlendirdikleri, bu değerlendirmelerin bir çoğunu …..ile davalının aynı ilçede oturdukları, davalı ile aralarında herhangi bir ticari alışveriş olmadığı, kaldı ki davalı senetteki malen kaydının hangi alışverişe dayandığını ispat etmekte mükellef olduğu, …… ile davalının birlikte hareket ettiği, mahkemece eksik inceleme yapıldığı, menfi tespit davasında kural olarak hukuki ilişkinin varlığını ispat yükünün davalı/alacaklıda olduğu, alacaklının hukuki ilişkiyi, borcun varlığını kanıtlamak durumunda olduğu, davalı hiç tanımadığı ve görmediği bizzat başkası adına giriştiği icra takibinde kötü niyetli olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacıların takibe konu senet bedellerinden sorumlu olup olmadıkları uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, takibe konu bonolardan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün …..Esas sayılı dosyasında; alacaklı …… aleyhine 17.10.2017 tarihinde 4 adet bonoya dayalı olarak kambiyo takibi başlatıldığı, hacze çıkıldığı, haciz sırasında davacı ile davalının anlaştığının tespiti ile hacze 19.12.2017 tarihli tutanakta son verildiği anlaşılmıştır.
Takibe dayanak bonoların okunaklı olmadığı ödememe protestosundaki bilgilerden;29/07/2016 tanzim 30/06/2017 vadeli 17.500,00 TL miktarlı lehdar ….. keşideci-ödeyecek…..n olup ” bedeli malen ahzolunmuştur” ihdas nedeni yazılmıştır.
29/07/2016 tanzim 31/07/2017 vadeli 17.500,00 TL miktarlı, 29/07/2016 tanzim 31/08/2017 vadeli 17.500,00 TL miktarlı, 29/07/2016 tanzim 30/09/2017 vadeli 17.500,00 TL miktarlı senetler de aynı şekilde düzenlenmiş olup, ….. tarafından …….. ciro etmiştir.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK’nın m. 191/1, TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır. Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.
Kural olarak,bonoda malen kaydı bulunduğunda davacının bu bono karşılığında mal teslim aldığı yolunda karine vardır. Bu durumda bonodaki kaydın aksini iddia eden davacının malı teslim almadığı yolundaki iddiasını yazılı delille veya yemin delili ile kanıtlaması gerekir.
Öte yandan kambiyo senetlerinde mücerretlik(soyutluk) ilkesi geçerli olup, bu ilke bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi asıl bir borç ilişkisinin illi bir ilişkinin varlığını bertaraf eden nitelikte değildir. Diğer yandan kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacakların mücerretliği bunların asıl borç ilişkisinden tamamen ve her yönden kopmuş olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır
Nitekim mücerretlik ilkesi senedin el değiştirmesi tedavülü halinde söz konusu olacaktır. Senedi elinde bulunduran ve bu senede dayanarak talepte bulunan hamil aynı zamanda kambiyo senedinin doğumuna neden olan alt ilişkinin tarafı ise bu alt ilişkiden doğan def’iler ona karşı ileri sürülebilir….
Davalı TTK 790.madde gereği yetkili hamil olup, kambiyo hukukuna ilişkin bu genel ilkeler 6102 sayılı TTK’nun 778.maddesinin atfıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. ” şeklinde ifade edilmiştir.
Buna göre kural olarak mücerretlik ilkesi gereğince keşideci ile hamiller arasında temel ilişki bulunmayan durumlarda kişisel def’iler hamile karşı ileri sürülemez.
Senedin bedelsiz olduğu, temel bir borç ilişkisine dayanmadığı hususu kişisel defilerden olup, kural olarak senet hamiline karşı keşideci tarafından ileri sürülemeyecektir. Ancak maddede belirtildiği üzere hamil, senedi iktisap ederken senedin bedelsiz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyor ve buna rağmen borçlunun zararına hareket etmiş ise senedin mücerretliği ve iyiniyetli hamil olduğu ilkesine dayanamayacaktır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davacıların senedin bedelsizliğini davalı hamilin bilerek borçlunun zararına hareket ettiğini yazılı delille kanıtlayamadığı gibi yemin deliline de açıkça dayanmadıklarından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 67,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,00TL harcın istinaf eden davacılara iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 03/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.