Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2661 E. 2021/1424 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2017
ESAS-KARAR NO :….
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine Ankara 8. İcra Müdürlüğünün….. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi yapıldığını, davalı firma ile 29.11.2011- 10.02.2012 tarihleri arasını kapsayan ticari ilişkileri olduğunu 18 adet faturaya dayalı mal alışverişi yapıldığını davalı firmadan belirtilen faturalardaki malların satın alındığını satın alınan bir kısım mallara karşılık 02.12.2011, 31. 12.2011 ve 16.01.2012 tarihli tahsilat makbuzlarından anlaşılacağı üzere davalıya 179 bin TL ödeme yapıldığını sonrasında makbuz içeriğindeki çeklerin iade alınarak açık bono imzalanıp davalıya verildiği, takibe konu olan 650.000,00TL miktarlı senedin bu bono olduğu, davalı firma ile yaklaşık 550.711,49TL ticaret yapıldığı, davalıya verilen senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, taraflar arasında 99.288,51TL’lik alacağın söz konusu olmadığını davalı firmanın 13.04.2012 tarihindeki ödeme ile bu miktarda sebepsiz zenginleştiği ileri sürülerek, Ankara 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı Icra dosyasında ödenen 99.000,00 TL’nin 13.04.2012 ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında devam eden mal alışverişi sırasında davacının satın aldığı mal bedelini zamanında ödeyememesi nedeniyle tarafların vade farkı uygulanması yönünde anlaştığını, müvekkili tarafından yapılan fazla bir tahsilatın olmadığını, takibe dayanak bononun fatura bedelleri ve vade farkına istinaden düzenlendiğini bildirerek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davalının ticari defter kayıtlarına göre 64.288,51 TL davacıdan fazla tahsilat yapıldığının görüldüğü, davacıya ait bir kısım ticari defterlerin tasdik usulüne uygun olmadığı, davacının defterlerine göre davacıya 300.711,76 TL borçlu göründüğü, tarafların ticari defterleri arasında 18 adet faturayla 550.711,76 TL bedelli mal satışı yapıldığı, taraf defterlerinin alacak/borç bakiyesi yönünden örtüşmediği, davalı yanca davacı yana iade edildiği iddia edilen çeklerin işlemsiz olarak iade edilmiş olması nedeniyle fatura bedeline ilişkin hesaplamada nazara alınamayacağı, icra dosyasında ödenen 615.000,00TL’lik ödemenin faturalardan kaynaklanan bakiye borçtan fazla olduğu, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair bir sözleşme ya da teamül bulunmadığından taleple bağlı kalınarak davacının fazladan ödediğini iddia ettiği 99.000,00 TL vade farkından borçlu olmadığı, 13.04.2012 tarihinde yapılan ödeme ile menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü, ödeme ile birlikte yapılan hesaplama sonucunda davacının 72.044,28 TL’nin istirdatını talep edebileceği anlaşıldığı gerekçesi ile davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 72.044,28TL’nin 13.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; bilirkişi raporlarının birbiri ile çelişkili olduğu, ancak gerek dava dosyasında mevcut bilirkişi raporlarında, gerekse mahkeme kararında üzerinde durulmayan dosyada mevcut teslim tutanağı başlıklı, ibralaşma içerikli belge bulunduğunu, bu belgenin hiç bir bilirkişi raporunda dikkate alınmadığı, bu teslim tutanakları aynı zamanda karşılıklı ibralaşmayı içermekte olup davacının bu belgeye rağmen bu davayı ikame etmesinin hukuka aykırı olduğu, bu tutanakların tarihinin 27.04.2012 olup dava konusu icra takibi tarihinden ve ödeme tarihinden daha sonraki bir tarih olduğu, teslim tutanağı incelendiğinde aynı zamanda bir ibralaşmayı da kapsadığı, tutanağın içeriğinde yer alan ibralaşma çerçevesinde ifadesinin de bu hususu doğruladığı, müvekkili şirkete verilen çeklerin vade tarihi geldiğinde davacı tarafın bu miktarı ödeyemeyeceğini bildirmiş ve yeni bir vade hesaplanarak davaya konu 650.000,00 TL bedelli senet düzenlenerek müvekkili şirkete verildiği, fatura bedeli, çeklerin bedeli ve senet bedeli arasındaki kademeli artış dikkate alındığında taraflar arasında vadeli bir satım sözleşmesinin olduğunun görüleceği, yargılama esnasında dikkate alınmayan bir diğer talebimiz ise davacı vekilinin dava dilekçesinde iddia ettiği “açık senet ticari ilişkiye ve anlaşmaya aykırı doldurulmuştur” iddiası karşısında imza ve yazı incelemesi yaptırılması talebinin dikkate alınmadığı, bilirkişi raporlarında yapılan hesaplamanın da hatalı olduğu, hesaplama esnasında cezaevi harcı, peşin harç ve tahsil harcı gibi hususların dikkate alınmadığı, icra dosyasına para ödendikten sonra davacı şirket ile ibralaşıldığı, çekler teslim edilmiş ancak aradan yaklaşık bir sene geçtikten sonra kötü niyetli olarak bu davanın açılmasının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğu, 550.000,00 TL tutarında fatura, 629.000,00 TL tutarında çek ve 650.000,00 TL tutarında senet olması karşısında vade farkına ilişkin yazılı sözleşmeye gerek kalmadığı, fatura miktarına vade farkı uygulanarak hesap yapıldığı taktirde 650.000,00 TL alacak miktarı olacağı bildirilmiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının fazla ödeme yapıp yapmadığı, davacı yanın vade farkından sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla yapılan icra takibi nedeniyle ödenen 99.000,00 TL ve ferilerinin istirdatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.

Ankara 8. İcra Dairesinin …. esaslı dosyasının incelenmesinde alacaklı … Şirketi tarafından borçlu … ve … aleyhine 24.02. 2012 tarihinde 650.000,0 TL asıl alacak ve işlemiş faiz vesair dahil 653.574,97 TL alacak için 04.02.2012 keşide ve 20.02.2012 vade tarihli 650 bin TL’lik bonoya dayalı kambiyo takibi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan 27.04.2012 tarihli teslim tutanağı başlıklı belgede; 30.06.2012 keşide tarihli 200 bin TL bedelli keşidecisi … Şirketi olan ve … adına düzenlenen ve teminat olarak … … tevdi edilen çek, ibralaşma çerçevesinde … yetkilileri … …’e teslim edilmiştir denilerek … yetkilileri olan adı geçenler tarafından imzalanmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraf defterlerinin alacak/borç bakiyesi yönünden örtüşmediği, davalı yanca davacı yana iade edildiği iddia edilen çeklerin işlemsiz olarak iade edilmiş olması nedeniyle fatura bedeline ilişkin hesaplamada nazara alınmayacağı, icra dosyasında ödenen 615.000,00 TL’lik ödemenin faturalardan kaynaklanan bakiye borçtan fazla olduğu, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair bir sözleşme ya da teamül bulunmadığından taleple bağlı kalınarak davacının fazladan ödediğini iddia ettiği 99.000,00TL vade farkından borçlu olmadığı, takibe girmesi gereken asıl alacak miktarının 551.000,00 TL olduğu, tahsil harcının alacaklının mal varlığına girmemesi nedeniyle hesaplama yönünden dikkate alınmayacağı, davacının 72.044,28 TL’nin 13.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdatını talep edebileceği belirlenerek mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.921,34 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.262,40TL harcın mahsubu ile bakiye 3.658,94TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 24/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır