Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2617 E. 2021/824 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2018
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/05/2021
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkilinin 17.12.2015 düzenleme ve 28.02.2016 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bono, 17.12.2015 düzenleme ve 31.03.2016 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bono ile 17.12.2015 düzenleme ve 30.04.2016 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bono olmak üzere üç adet bonoyu davalı şirket emrine düzenleyerek davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi …’a imzası karşılığında teslim ettiğini, bono bedellerinin ödenmesinden sonra şifahen müteaddit kez bonoların iadesi talep edilmesine rağmen bonoların müvekkili şirkete iade edilmediği gibi icra takibine konulacağının ifade edildiğini, ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, davaya konu bono bedellerinin ödendiğini ve hatta müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğunun görüleceğini, müvekkilinin davalı şirketten olan alacakları da dahil her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, davaya konu bonolar nedeniyle davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine ve bonoların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalının süresinden sonra sunduğu dilekçesinde, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili firmanın davacının inşaat işlerini üstlendiği …, … ve … illerindeki birçok şantiyesinde elektrik ve mekanik işlerini yaptığını, dava konusu bonoların müvekkilinin oluşacak alacaklarına teminat oluşturmak amacı ile 2015 yılında müvekkiline verildiğini ve müvekkili tarafından teminat hesabına alındığını, ticari defter ve kayıtların tetkiki halinde de dava konusu bonoların davacı teminatları olarak kayda alındığı ve tanzim tarihi itibariyle tahakkuk etmiş bir alacağın karşılığı olmadığının görüleceğini, nitekim, dava konusu bonoların bankaya verilmediğini ve tahsile konulmadığını, süreç içerisinde müvekkiline yapılan ödemelerin de bono karşılığı olarak yapılmadığını, dava tarihi itibariyle ve halihazırda davacı firmanın müvekkili firmaya bakiye borcunun 197.790,11 TL olduğunu, davacı firma ile hesap mutabakatı yapılarak fatura kesilmesi gerektiğini, fakat davacı firmanın işi sürüncemede bırakması nedeniyle fatura kesilerek ödeme belgelerinin alınamadığını, bu nedenle taraflar arasındaki ticari ilişki sona ermediğinden mevcut borç karşılığı ödeme yada ödeme yerine geçecek çek ve senet teslim edilmediğinden teminatların iade koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacının bedelsizlik iddiasını yazılı delil ile ispat ile yükümlü olduğu, dosyaya ibraz edilen belgeler ve tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerden davalının davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı gibi her iki tarafa ait ticari defter kayıtlarına göre, davacının davalıdan alacaklı bulunduğu, bununla birlikte davalı tarafça, dava konusu bonoların taraflar arasındaki farklı tarihlerde yapılan işler nedeni ile teminat senedi olarak alındığı iddiası ileri sürülmüş olmakla, davalı tarafça senedin ihdas nedeninin talil edildiği ve davalının bu şekilde ispat yükünü üzerine aldığı, buna göre, davaya konu bononun teminat senedi olarak alındığını ispat etmesi gerektiği, hal böyle olunca, davacının senetlerin ödeme nedeni ile bedelsiz kaldığı iddiasının bilirkişi raporuyla sabit olduğu, buna karşılık davalının, davaya konu bonoların teminat senedi olduğu iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile keşidecisi davacı lehtarı davalı olan 17/12/2015 düzenleme, 28/02/2016 vade, 50.000,00 TL bedelli; 17/12/2015 düzenleme,31/03/2016 vade, 50.000,00 TL bedelli; 17/12/2015 düzenleme, 30/04/2016 vade, 50.000,00 TL bedelli bonolar nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili; yetersiz bilirkişi raporu üzerine karar verildiği, rapora yönelik itirazlarının karşılanmadığı, eksik inceleme ile hatalı karar verildiği, ticari defter ve kayıtların tetkikinde dava konusu bonoların davacı teminatları olarak müvekkili tarafından kayda alındığının tespit edildiği, fakat bonoların tanzim tarihi itibari ile davacının müvekkiline bu miktar borcu olup olmadığı hakkında inceleme yapılmadığı, ticari defterlerde, davalının davacıya 197.790,11TL borçlu olduğuna dair yapılan tespitin gerçek olmadığı, bunun sebebinin davalının faturaya bağlanmamış, dolayısıyla ticari defterlere yansımamış alacakları olduğunun ifade edildiği, müvekkili davacı şirketin üstlendiği …/…, …/… …, …/… İşi, … … İşi, …/… İşi, … … Hastane İşi gibi bir çok işinde elektrik ve mekanik işlerini yaptığı, 14.02.2017 tarihinde davacı şirket yetkisili … ile müvekkili şirket yetkilisi bir araya gelerek bakiye borç konusunda konuştuğu, bizzat davacı şirket yetkilisi tarafından müvekkiline 129.927,08TL borcun bulunduğunun not edildiği, bunun yanında … işi nedeniyle bakiye 12.000,00TL ile kesilen teminat tutarı da 16.473TL müvekkilinin alacağı bulunduğu, davacı şirket yetkilisi tarafından kaleme alınan ve imza edilen 14.02.2017 tarihli belgenin değerlendirmeye alınmadığı, davacı firma ile hesap mutabakatı yapılarak fatura kesilmesi gerekmektedir, firma yetkilisi ile genel durum raporu düzenlenerek karşılıklı imza altına alınmış, fakat davacı firmanın işi sürüncemede bırakması nedeniyle fatura kesilerek ödeme belgeleri alınamadığı, bu durumun diktate alınmadığı, bilirkişi raporunda, inşaat işleri nedeniyle faturaya bağlanmamış alacaklar bulunduğu iddiasına yönelik inşaatçı bilirkişiden rapor alınması husususda taktir mahkemeye bırakıldığı, Mahkemesince bu konuda rapor alınmamasının hatalı olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarında da inşaat işlerinin yapıldığı hususu tartışmasız olup, yapılan ödemeler ile varsa bakiye borcun tespiti yönünden davacı tarafından kaleme alınan 14.02.2017 tarihli belge yanında … /… Hastanesi mekanik- elektrik işlerinin ile …’de yapılan işler yönünden mahallinde keşif yapılmasının da mümkün olduğu, Bunun yanında davacı şirket yetkilisinin 14.02.2017 tarihli belgede yer alan kalan borç açıklaması kaleme aldığı miktarı ödeyip ödemediği ile ve faturaya bağlanmamış alacaklar konusunda hususunda isticvap edilmesinin talep edildiği, 14.02.2017 tarihli genel durum raporunda görüldüğü gibi taraflar arasındaki ticari ilişki sona ermediğinden, mevcut borç karşılığı ödeme ya da ödeme yerine geçecek çek ve senet teslim edilmediğinden teminatların iadesi koşullarının da oluşmadığı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının davaya konu senet bedellerinden sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu bonoların incelenmesinde; Keşidecisi davacı, lehdarı davalı olan, 17.12.2015 düzenleme 28.02.2016 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bono; 17.12.2015 düzenleme 31.03.2016 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bono ile 17.12.2015 düzenleme ve 30.04.2016 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bono olmak üzere toplam 150.000,00 TL bedelli 3 adet bono olduğu, ihdas nedenlerinin “malen” olduğu görülmüştür. Senetlerin üzerinde teminata dair bir ibare bulunmamaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu üç adet bonoda dahil olmak üzere davacıya ait defterlere göre davacının davalıdan 201.278,85TL alacaklı olduğu; davalıya ait defterlere göre ise dava konusu bonolar da dahil davalının davacıya 195.678,85TL borcu olduğu; üç adet bononun dışarda tutulması halinde ise davacıya ait defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 51.278,85TL alacaklı olduğu, davalıya ait defter kayıtlarına göre ise davalının davacıya 45.678,85TL borçlu olduğu, yani taraf defterlerine göre davacının davalıya borcu olmadığı belirlenmiştir.
Davacı dava konusu üç adet bono bedelinin ödendiğini, ancak senetlerin iade edilmediğini iddia etmiş, davalı ise davacı şirketin elektrik ve mekanik işlerini üstlendiğini, bu senetlerin davacıdan oluşacak alacaklarına karşılık teminat olarak düzenlendiğini, alacağı bulunması nedeniyle teminatın iadesinin de söz konusu olmadığını bildirmiştir.
Davalı savunması ile senedin teminat amaçlı alındığını ileri sürmekle senedin ihdas nedenini talil etmiş olduğundan iddiasını kesin delillerle kanıtlamalıdır. Davalı yemin deliline dayanmışsa da süresinde cevap dilekçesi sunmadığından mahkemece bu istemi reddedilmiştir.
O halde Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve davalının borçlu olmadığı, senetlerin teminat senedi olduğu iddiasını kesin delillerle kanıtlayamamasına, alınan bilirkişi raporlarından davalının alacağının bulunmadığı, yani davacının davalı tarafa borcunun olmadığının belirlenmesine göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.246,50.TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.597,53.-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.648,97.TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 24/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır