Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2569 E. 2021/1222 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2018
ESAS-KARAR NO : …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkiliyle davalı arasındaki bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, 23/09/2008 tarihli protokolde müvekkilinin davalıya satmış olduğu tüm cihazların iade edilmesine karşılık 394.000 TL bedelli bononun 15/10/2008 tarihine kadar çeklerle değiştirilmesinin kararlaştırıldığını, verilen senetlerin çeklerle değiştirildiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının cihazları teslim etmediğini ayrıca 194.000 TL tutarlı çekin teslim alınmadığı iddiasıyla alacak davası açtığını, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2013 tarih,….esas sayılı kararıyla davanın reddedildiğini, anılan davada yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkilinin kayıtlarına göre davalıdan 599.547,22 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, davalının ticari defterlerine göre ise müvekkilinin 405.547,22 TL alacaklı göründüğü aradaki farkın ise mahkeme kararı ile tespit edilen 194.000 TL’lik ödemeden kaynaklandığını, 2009 yılı itibariyle de 592.000,22 TL alacak olduğunu, bu tutardan 56.376,00 TL teslimi yapılamayan malzemenin düşümü sonucunda bakiye 536.499,85 TL alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, protokol hükümlerine göre davacıya cihazların teslimi amacıyla ihtar çekildiğini, davacının ise karşı ihtarla cihazların 6 yılı aşkın süre teslim edilmemesi nedeniyle cihazlar için yıllık 35.000 TL kira bedeli ödenmesi ve yıpranma payı karşılığı dikkate alınarak 3.000 USD üzerinden fatura edilmesi halinde ifa anlamına gelmemek kaydı ile cihazların teslim alınacağının belirtildiğini, davacının taleplerinin yerinde olmadığını, cihazlardan birinin davacı tarafından dava dışı şirketin girdiği ihale sonucunda davacı tarafından bizzat hastaneye götürülerek kurulduğunu, teknik servis ve desteğin davacı tarafından verildiğini, dava dışı şirketten cihazın istenmesine rağmen iade edilmediğini, bu hususun Sivas Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile belirlendiğini, talebin mükerrer olduğunu, davacının edimlerini yerine getirmemesi üzerine sözleşmenin feshedilerek, söz konusu protokolün imzalandığını bildirerek haksız olarak açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; bayilik sözleşmesinin feshi kapsamında protokol düzenlendiği, bu protokole göre davacının 394.000,00 TL’lik bono ve 56.376,00 TL’lik malzeme vereceği, davalının ise leasing sözleşmesi ile alınan davalıda bulunan iki adet cihazı davacıya teslimi şartının getirildiği, davacının protokolde belirlendiği gibi bonoyu çekle değiştirdiği, çek bedelini ödediği, buna rağmen cihazların kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek hem ödenen çek bedelini hem de bakiye alacak tutarını davalıdan tahsili için icra takibine giriştiği, davalının ise protokole göre teslimi gereken malzemenin verilmediği, cihazların ise ihtara rağmen teslim almadığı, cihazların birinin ise davacı tarafından hastanede işletildiği, diğer cihazın ise teslime hazır olduğunu savunduğu, dosyaya sunulan Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D. İş sayılı dosyasında davalının başvurusu üzerine cihazın bulunduğu … Bölümünde makine mühendisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, alınan raporda cihazın … A.Ş. tarafından finansal kiralama yolu ile alınan cihaz olduğunun belirlendiği, cihazın davacı tarafından dava dışı kişiye verildiği ve onun tarafından kullanıldığının tespit edildiği, dosya içerisindeki 10.04.2009 tarihli “Şahin Tıbbın Dikkatine” başlıklı davacı şirket kaşesi ile imzalanan yazıda da adı geçen cihazın davacı ve davalı arasındaki sözleşmeye istinaden laboratuvara verildiği, cihazın mülkiyetinin kendilerinde olduğunun bildirdiği, bu duruma göre anılan cihaz yönünden, yazı tarihinin de protokol tarihinden sonra olmasının dikkate alındığı, cihazın davacının kendi bilgisi dahilinde ….. Üniversitesine verildiği ve Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş dosyasına sunulan rapordaki tespitler de göz önüne alındığında davalının bu cihazı teslim etmediği yönündeki iddianın ispat edilemediği, taraflar arasındaki protokolde bahsi geçen diğer cihaz yönünden yapılan incelemede ise; davalı tarafından dosyaya sunulan ihtarnamenin ve davacı tarafından ihtarnameye verilen cevabın incelenmesinden davalının cihazı teslime hazır olduğunun usulünce bildirilmesine yönelik yapılan ihtara rağmen davacı tarafından teslim alınmadığı, yine protokolde yazılı 56.376,00 TL tutarındaki testlerin davacı yanca davalıya teslim edilmediği, bu nedenle bu cihaz yönünden de davacının cihazın teslim edilmediği iddiasının yerinde olmadığı, tüm bu açıklamalardan sonra protokolde yazılı cihazların teslim edilmediği iddiasıyla ödenen bedeli ve olduğu iddia edilen bakiye alacağın davalıdan istenemeyeceği davacının protokolde kararlaştırılan 394.000 TL bedelli çeklerin teslim ettiği ve bedelinin ödendiği, fakat davalının protokolde yazılı cihazları iade etmediği ibranın şartları oluşmadığı, ödenen çek bedeli ile bakiye alacağı davalıdan talep edebileceğini iddia ederek davalı hakkında takip başlatmış ise de cihazlardan birinin davacının bilgisi dahilinde hastanede kurulu olduğu, bu cihazın davacının zilyetliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, diğer cihazın ise yapılan ihtara rağmen davalı tarafından teslim alınmadığı ve ayrıca protokole göre yazılı malzemenin de teslim edilmediği, karşı tarafın protokol gereği edimlerini yerine getirmediğinden bahisle protokolden dönülerek davaya konu bedelin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, takibin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; mahkemece protokolün, davalı yanca, 14.07.2009 tarihinde çekilen ihtarname ile ihlal ve feshedildiği gerçeğini gözden kaçırarak hatalı bir noktayı davanın esası haline getirerek davayı reddettiğini, anılan tarihte davalı yanca çekilen ihtarname ile açıkça görüldüğü üzere, müvekkilinin yaptığı ödemelerin inkar edildiğini, cihazların teslim edilmeyeceğinin belirtildiğini, ayrıca cihazların leasing borçlarının da ödenmediğinin ikrar edildiğini, davalı yanın protokolü tek taraflı olarak fesih ve ihlal ettiğini, dolayısıyla söz konusu protokolün uygulanabilirliği yahut bir geçerliliğinin bulunmadığını, geçerliliği bulunmayan ve feshedilmiş bir protokol/sözleşme uyarınca müvekkilinin cihazları teslim almaması sebebiyle temerrüde düştüğü bu sebeple alacağını talep edemeyeceği gerekçesinin hatalı olduğunu, ihlal edilen protokol uyarınca teslim edilmesi gereken cihazların davalı yanca açılan davanın reddinden sonraki ihtarname ile iade edilmek istendiğini, davalının cihazı usulüne uygun teslim/iade etmediğini, fatura kesmediğini, mülkiyeti müvekkile geçirmediğini, faturasız bir cihazı teslim almak ile mülkiyeti devir almış sayılmasının gerektiği düşüncesinin yanılgılı olduğunu, davalının kendi ticari ilişkisi kapsamında cihazı sattığı, cihazı satın alan kişi/kurum cihazı teslim etmeyeceğini cihazın ihtilaflı olduğunu ve ihale süresi bitince yerinde bırakacağını beyan ettiğini bu durumda mülkiyetin/tasarrufun müvekkilinde olduğunun düşünülemeyeceğini, müvekkilinin Türkiye’de teknik servis hizmeti ile söz konusu kitlerin satımı işini yürüten -o dönem için- tek distrübütör olduğunu, bu nedenle söz konusu cihazın, ihtilaflı olsa da yapılan iş kamu hizmeti/hastahane işi olduğundan, teknik servis hizmeti ve kit satımı işinin devam ettiğini, bu ilişki nedeniyle cihazların müvekkilinin tasarrufunda olduğunun kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin esas firma ile yaptığı sözleşme gereğince, bütün cihazlara teknik servis hizmeti vermekle yükümlü olduğunu, davalının protokolü ihlal ettiğini, cihazı sattığını, ihtilaflı cihaz olması nedeniyle herkesin faydalandığını, müvekkilinin ise cihazı fiilen alıp götürmek yerine hukuki anlamda kendisine mülkiyetin geçirilmemesi nedeniyle cihazı tasarruf alanına alamadığını, mahkemece eksik inceleme ve yanlış değerlendirmeler ile cihazın müvekkilinin tasarrufu alanında olduğuna karar verdiğini, diğer taraftan, mahkemece; elektronik niteliği olan, davaya konu cihazların kullanım süresinin araştırılmadan karar verildiğini, davalı ile dava tarihinden yedi sene önce imzalanan ve davalının kötü niyetli bir biçimde ihlal ettiğinin kesinleştiği mahkeme kararı ile tespit edilen bir protokolün neden hala müvekkilini bağladığının anlaşılamadığını, mahkemece çok açık ve net bir şekilde yanlış bir nitelendirme ile dava konusunu yeterince araştırmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, ayrıca mahkemece, leasing borçlarının ödenip ödenmediği hususunda da araştırma yapılmadığını, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin, feshi kapsamında düzenlenen protokol gereğince fesihten kaynaklanan alacağın kapsamına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bayilik sözleşmesi ve sözleşmenin feshi kapsamında düzenlenen protokole göre alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshedildiği ve buna ilişkin de protokol düzenlendiği, protokol kapsamında davacının davalıya teslim etmesi gereken çekleri teslim ettiği, davalının da teslim etmesi gereken cihazlardan birini davacının bilgisi dahilinde teslim edildiği davacının bir başka bayi tarafından kullanıldığının delil tespiti raporu ve 10.04.2009 tarihli davacı şirketin kaşe ve imzalı yazısı ile sabit olduğunun anlaşılmasına, diğer cihazın ise davalının ihtarına rağmen teslim alınmadığının anlaşılmış bulunmasına göre protokolün tamamen feshiyle protokol gereğince davacının edimlerinin iadesi için giriştiği takibin haksız olduğu kanaatiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekillinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır