Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2018
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 11/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2021
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili aleyhine icra takibine konu edilen 2.000,00 er TL bedelli dört adet bonoda müvekkiline atfen atılı bulunan imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını belirterek davalıya takip konusu bonolarla ilgili borcu olmadığının tespitiyle takibin ve senetlerin iptaline dava sonuna kadar tahsil edilmiş ve edilecek miktarların da yasal faiziyle birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, icra takibinin 13.01.2010 tarihinde başlatıldığını ve ödeme emrinin davacıya tebliği üzerine kesinleştiğini, davacının açtığı bu dava tarihi itibariyle İİK’nun 72.maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğunu, takip konusu bonoların lehdar …’dan olan cari hesap alacaklarına mahsuben teslim alındığını, takibin haciz aşamasına gelip maaş hacziyle kesintilere başlanıldığını, borca itiraz etmediğini, bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece benimsenen Adli Tıp Kurumu Raporu doğrultusunda; bonolardaki imzaların kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olmadığı yönünde tespiti üzerine takibe konu bonolar altındaki imzaların davacıya ait olmadığı, yargılama sırasında davanın istirdat davasına dönüştüğü, Ankara 17. İcra Müdürlüğü …. sayılı dosyasına dayanak bonolardan dolayı davacının borcunun bulunmadığı, tahsil edilen bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; davaya konu icra takibinin 2010 tarihinde yapıldığını takibin kesinleştiğini, davacının maaşından kesintiler yapıldığını, yaklaşık beş yıl sonra dava açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, kararın gerekçe ihtiva etmediğini, mahkemece hükme esas alınan raporun hükme esas alınamayacağını, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; imza inkarına dayalı davada mahkemece yapılan inceleme araştırmanın hüküm kurmak için yeterli olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikli irdelenmesi gereken husus; davacının sahtecilik (imza inkârı) iddiası bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre mahkemece alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı ve yeniden rapor alınıp sonucuna göre bu istem hakkında bir karar verilmesi gerekip gerekmediği hususuna ilişkindir.
Eldeki dava da davacı sahtelik (imza inkarı ) nedenine dayalı olarak açılmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava konusu senedeki imzaların davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Uyuşmazlık; sahtecilik iddiası bakımından yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı noktasındadır.
Hemen belirtilmelidir ki, herhangi bir belgedeki imza veya yazının olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve gerekli donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakların denetime elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğunun fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Mahkemece sahtecilik iddiası bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 21.11.2016 tarihli Adli Tıp Kurulu raporunda; davaya konu bonoda, davacıya atfedilen imzaların davacının mukayese imzalarıyla ilgi ve irtibat tespit edilemediği tespit edilmiş, davalı tarafından mahkemece alınan bu rapora itiraz edilmiştir.
Hükme esas alınan raporda; davaya konu senetlerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığını tespitte kesin kanaat belirtir nitelikte değildir. 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesinde mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yapabileceği öngörüldüğünden, davacı yanın imza inkârı yönünden mahkemece kesin kanaat içeren …. bölümlerinden oluşacak konusunda uzman olan ve önceki bilirkişi raporlarında imzası bulunmayan yeni bir bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan usule göre düzenlenmiş, denetime elverişli olacak şekilde bilirkişi raporu alınması gerekirken bu yönün göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi,….Karar sayılı ve 17/05/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava.. tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 11/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan…
¸e-imza
Üye…
¸e-imza
Üye…
¸e-imza
Katip…
¸e-imza