Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2539 E. 2021/1224 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2018
ESAS-KARAR NO : ….
e-tebligat
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili tarafından düzenlenen 15/12/2013 vade tarihli bononun inşaat yapım işinin teminatı olarak davalı şirket lehtar gösterilerek düzenlendiğini, davalı şirket tarafından inşaatın teslim edilemediğini bedelsiz kalan senedin iade edilmeyerek davalıya ciro edildiğini, ciro yoluyla hamil davalının kötüniyetli olduğunu, belirterek müvekkilinin icra takibine konu edilen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı …; davacı ile davalı lehtar …. ile aralarındaki ilişkilere dair kendisinin bilgisinin bulunmadığını, iyiniyetli ciro yoluyla hamil olduğunu, tanık dinlenilmesine muvafakatinin bulunmadığını, bononun üzerinde teminat ibaresi bulunmadığını, ayrıca dairenin teslim edilemez ise geçersiz kalacağına dair bir ibare olmadığı için iddiaların kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini, bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacı yanca takibe konu bononun kat karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiğinin ileri sürüldüğü, bononun teminat olarak davalıya verildiğini iddia eden davacı tarafın bu iddiasını kanıtlaması gerektiği, bono arkasında neyin teminatı olduğu açıkça belirtilmedikçe bu şekilde yazıların bono vasfına ve senedin geçerliliğine etkisi bulunmadığı, arsa sahiplerinden olan davacı ile yüklenici davalı arasındaki sözleşmede takibe konu senedin teminat olarak verildiğine ilişkin bir düzenleme de bulunmadığı, yazılı delille kanıt yükü altında olan davacının yazılı delili olmadığını, yemin hakkı hatırlatıldığında ise yemin teklif etmeyeceğini bildirdiği, davalı …’nin bononun yetkili hamili olduğu, keşideci ile lehtar arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan defilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği, ancak bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun davacı yanca kanıtlanması gerektiği, Davacı yanca ciro yoluyla hamilin bilerek borçlunun zararına hareketle bonoyu iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; senedin teminat amaçlı lehtara verildiğini, arsa payını davalıya sözleşme gereği devretmesine rağmen davalının üzerine düşen edimi yerine getirmeden senedi diğer davalıya ciro ettiğini, davalının kötüniyetli hamil olduğunu, davalının lehtar şirketin çalışanı ve temsilcisi olduğunu, davalının şirket çalışanı olduğu hususunun araştırılmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği hususunun araştırılmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; bononun teminat senedi olarak verilip verilmediği; bedelsiz olup olmadığı; davalının senedi kötüniyetle iktisap edip etmediği hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, takibe ve davaya konu senedin teminat amaçlı düzenlendiği, teminat fonksiyonun kalmadığı, bedelsiz senedin ciro yoluyla hamili olan davalının da bile bile kötüniyetli olarak senedi iktisap ettiği iddiasıyla borçlu olmadığının tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle ispat yükü kendi üzerinde olan davacının davaya konu etmiş olduğu senedin teminat amaçlı olarak verildiğini, diğer davalının da kötüniyetli hamil olduğunu usulüne uygun delillerle borçlu olmadığını ispat edememiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır