Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2538 E. 2021/851 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

…. ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :… 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2018
ESAS NO :…

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ….. ithal ederek Türkiye’ye getirdiğini ve teslim ettiğini, makine bedelini 126.000USD olarak anlaştıklarını, satış işlemi nedeniyle müvekkili firmanın 25/10/2013 tarihli faturayı tanzim ederek davalıya teslim ettiğini, faturanın aynı şekilde davalı kayıtlarında da yer aldığını, makinenin bedelinin 113.471USD’lik kısmının davalı tarafça ödendiğini 12.529USD bakiye kısmın ise ödenmediğini, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlunun borcun tamamına itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline takibin devamına, alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; dava konusu makinenin satış sözleşmesinde belirtilen şartlarda ve belirtilen 122.000,00USD bedel ile satın alındığını, davacının müvekkiline ne zaman ödeme yapacağını sorduğunu, müvekkilinin ise 30/01/2014 tarihinde ödeyeceğini bildirdiğini, davacının bunu kabul ederek 122.000USD x 1,98= 241.560,00TL olarak hesapladığını ve bankalardaki faiz oranları 0,95 ile 1 puan arasında olmasından dolayı davacının %1 oranını baz alarak ödeme gününe yaklaşık 3,5 ay kalması nedeniyle ödenecek paraya %3,5 ilave ederek ( 241.560,00TL x %3,5) ödeme yapılmasını söylediğini ve 5 adet çek ile ödenmesinin kararlaştırıldığını ve çeklerin zamanında ödendiğini, davacının kötü niyetli olarak makinenin satış bedelini yüksek tutmak için sözleşmeye aykırı olarak fatura düzenlediğini bildirerek davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda: Kur farkı faturası düzenlenmesi taraflar arasında mevcut bir anlaşma bulunmadığı gibi aralarındaki ticari ilişki kapsamında bu yönde bir uygulama olduğuna yönelik herhangi bir tespit yapılamadığı, taraflar arasında önceye dayalı kur farkı uygulaması olacağına dair uygulamanın bulunmadığı ve bu yönde bir sözleşmenin de olmadığı gibi davacının yemin deline de dayanmadığı davalı yanca sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, yabancı para cinsinden düzenlenen fatura bedelinin karşılığının Türk Lirası üzerinden ödenmesi halinde kur farkından kaynaklanan alacağın doğacağını, kur farkına ilişkin alacak için anlaşma ya da teamül bulunmasının gerekmediğini, faturanın ve ticaretin yabancı para birimi üzerinden yapılmasının yeterli olduğunu, fiili ödeme tarihindeki kur farkı nedeniyle alacağın doğduğunu, davalı tarafından fatura bedeli karşılığında keşide edilen çeklerin ‘’TL’’ üzerinden düzenlendiğini, mahkemece hükme esas alınan raporda dahi 16.326,83 USD alacak tespit edildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; yabancı para cinsi üzerinden yapılan sözleşme kapsamında yabancı para bazında düzenlenen fatura bedellerinin ”TL” bazında çek olarak ödenmesi halinde ödeme tarihindeki kur nedeniyle, kur farkı faturasının düzenlenip düzenlenemeyeceği, kur farkı faturalarından kaynaklanan alacağın bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesine dayalı kur farkı alacağının tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava kur farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. Kur farkı alacağı talep edilebileceği hallerde kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması gerekmektedir (Y19HD., 11.09.2018 tarih,…. Karar).
Bunun yanında TBK’nın 99. maddesi uyarınca konusu para olan borç Ülke parası ile ödenecek olmakla birlikte başka para birimi ile ödenmesi kararlaştırılması halinde ise sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç değer üzerinden Ülke parasıyla da yapılabilecektir. Görüldüğü gibi başka para birimi ile ödenmesi kararlaştırılan borca ilişkin olarak aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadığı durumlarda borçlu bir seçimlik hakka sahiptir. Dilerse Ülke parası ile dilerse kararlaştırılan para birimi ile ödeme yapabilir.
Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi evveliyetle Ülke parası ile de düzenlenebilir. Bu anlamda yabancı para birimi üzerinden yapılan satışlarda ifa amacıyla verilen çek sözkonusu yabancı birimi ile düzenlenebileceği gibi bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilecektir (Y19HD., 07.03.2013 tarih,…. Karar).
Bu durumda, yabancı para birimi üzerinden yapılan satışlarda “TL” üzerinden düzenlenen çeki ifa amacıyla kabul eden alacaklı bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyecektir. Zira az yukarıda da ifade edildiği gibi “TL” üzerinden düzenlenen çekin verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edildiği kabul edilmelidir.
Somut uyuşmazlığa gelince, taraflar arasında akdedilen sözleşmede faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı kur farkı alacağından dolayı sorumlu olup ilk derece mahkemesinin bu yöndeki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporu ve davalı savunmalarından da anlaşılacağı üzere davalı tarafından davaya konu fatura bedeli çeklerle ödenmiştir. Davacı, alacağının tahsili için davalı tarafından verilen ‘’TL‘’ cinsinden düzenlenen çekleri teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır. Mahkemece çeklerle Türk Lirası esas alınarak yapılan ödeme nedeniyle kur farkından kaynaklanan alacağın bulunmadığı, davalının kötüniyet tazminatına ilişkin talebinin ise davacının takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın ve tazminat isteminin reddi şeklinde karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında kur farkı uygulamasına ilişkin sözleşmenin ve fiili uygulamanın (teamül) bulunmadığından bahisle davanın reddine, karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile;
2-Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemes… K. SAYILI 15/05/2018 kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a)Davacının davasının REDDİNE
b)Davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE
c)Kararın mahiyeti gereği alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcının başta yatırılan 482,68TL harçtan mahsubu ile bakiye 446,78TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
d)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının kendisi üzerinde bırakılmasına,
e)Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından davalı vekili yararına yürürlükteki AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen ve takdir edilen 4.374,31TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
f)Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde yatıran davacıya iadesine,
5)İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7)HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8)Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır