Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2513 E. 2021/1015 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2018
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili firma ile davalı arasıda “içme suyu muhtelif malzeme alımı” hususunda sözleşme imzalandığını, satılan mala ilişkin 25/10/2017 tarihli 495.200,00 TL +136,00 KDV=584.336,00 TL lik faturanın keşide edildiğini davalının fatura bedelini kısmen ödendiğini ve bakiye 390,00 TL yi ödemeyerek temerrüde düştüğünü alacğın tahsili için girişilen icra takibi üzerine davalının ana parayı ödediğini ancak vekalet ücreti, faiz, icra masrafları ve diğer ferilere itiraz itiraz ettiklerini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacı taraf muaccel olmayan borç için müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, vadesi gelmeyen bir borcun kararlaştırılan süreden önce ödenmesinin talep edilemeyeceğini, davacının açık yazılı talebi olmamasına karşın müvekkili idare tarafından 23/02/2018 tarihinde bakiye 390.000,00TL davacıya ödendiğini, yani vadesi henüz gelmeden borç muaccel olmadan davacıya ödeme yapılmadığını, icra takibi yapılmasının borcu muaccel hale getirmeyeceğinin malum olduğunu, her ne kadar sözleşmenin mezkur amir hükmüne göre 120 günlük ödeme süresinin başlaması için yüklenicinin yazılı başvuru şartı aranmakta olsa da bir an için faturanın yazılı talep olarak değerlendirilmesi halinde dahi davacı faturayı müvekkiline tebliğ ettiğini ispatlayamadığını, bu nedenle öncelikle ispat hukukuna göre faturayı müvekkili idareye tebliğ ettiğini ispat etmesi gerektiğini, ancak müvekkilinin iyiniyetli olarak davacıya borç muaccel hale gelmeden ödeme yaptığını, bildirerek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davalı idarenin henüz muaccel, istenebilir hale gelmemiş, vadesi geçmemiş ve temerrüde düşmemiş olduğu bakiye borcunu ödemiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 12.2.2. maddesi gereğince ödeme tarihinden önceki döneme ilişkin olarak davacıya karşı icra vekalet ücreti, faiz, icra masrafları ve diğer ferileri adı altında herhangi bir borcu olmadığı, davalının her ne kadar kötüniyet tazminatı talep etmiş ve davanın da reddine karar verilmiş ise de, davalının icra takip tarihinden hemen sonra takibe konu bakiye borcunu (asıl alacağı) ödemiş olması nedeniyle davalının iş bu icra takibini başlatırken kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceği ve ayrıca davacının kötüniyetli olduğuna dair iddiası davalı tarafça kesin ve yeterli kanıtlarla ispat edilemediği koşullarının oluşmaması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; mahkeme gerekçesinde mal alım sözleşmesinin 12.2 maddesine göre, 120 günlük ödeme süresinin, davacının ödemeyi yazılı taleple istemesinden sonra başlayacağı yönünde hatalı yorum yapıldığını, en geç 120 günlük ödeme süresinin başlangıcının kesin kabul tarihi olduğunu, sözleşmede bahsi geçen, firmanın yazılı talebinden kasıt; uygun süre içerisinde faturasını ibraz etmesi olup sürenin fatura ibrazından sonra başlaması olmadığını, davalı yanın savunmasına itibar edilecekse, muaccel hale gelmeyen bir borcun icra takibine konu edilmesi nedeniyle neden ödeme emrinin tebellüğ tarihinde ana para borcunun ödendiğini, sözleşme deborcun kesin kabul tarihinden itibaren muaccel olacağının yazılı olduğunu, sözleşmenin hatalı yorumu neticesinde hatalı bir karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında davalının temerrüde düşüp düşmediği asıl alacağa yönelik işlemiş faiz ve ferilerinden davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı ve alacağının kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik kısmi itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve somut olayda taraflar arasındaki 26/04/2017 tarihli “Mal Alımına Ait Sözleşme”nin 12.2.2 maddesindeki ; “İdare, muayene ve kabul komisyonunca kabul raporu düzenlenmesinden itibaren yüklenicinin yazılı talebi üzerine en geç 120 gün içinde yükleniciye veya vekiline ödemeyi yapar” hüküm gözetilmek suretiyle muayene ve kabul komisyonunca kabul raporunun düzenlenmiş olmasının tek başına alacağın muaccel hale gelmesi için yeterli olmadığı ilave olarak davacının alacağının ödemesini davalı idareden yazılı olarak talep etmesinin şart olduğu talep tarihinden itibaren de en geç 120 gün sonra ancak alacağın muaccel hale geleceği, davacının takibe konu alacağıyla ilgili olarak davalıdan yazılı olarak talepte bulunmadığı, işlemiş faiz ve ferilerine yönelik alacağın bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 17/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır