Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2506 E. 2021/1012 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
ESAS-KARAR NO …

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin ihale ile yükümlendiği ışıklı uyarı seti ve ışık sopası ürünlerinin imalatı sürecinde, pil ve plastik aksamlar hariç, kalan tüm elektronik aksamları tedariği hususunda davalının taahhüt altına girdiğini, müvekkilinin mal bedelini ödediğini, ancak davalının taahhütlerini anlaşmaya uygun şekilde yerine getirmediğini, malların arızalı olduğunun tespit edildiğini, ayıplı malların ve ödenen bedelin iadesi yönünde keşide olunan ihtarnamenin davalı tarafça kabul edilmediğini, malların ayıp ve eksikliklerinin tespitinin yapıldığını, müvekkilin dava dışı 3.şahıstan arıza tespit ve tamir hizmeti aldığını, hizmet bedeli olarak 91.686,00TL ödendiğini belirterek, ayıbın giderilmesi ve malların tamiri için ödediği bedelin şimdilik 1.000,00TL’sinin temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacı iddialarının soyut olduğunu somutlaştırılmadığını, davacının Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyacı için farklı kişilerden aldığı mal/hizmetlerle imal ettirdiği ışıklı uyarı seti ve ışıklı uyarı sopalarının PCB alüminyum kartlarının bunlara ait elektronik komponentlerinin ve bunların lehim ve montaj işlerinin müvekkili tarafından üstlendiğini, müvekkilinin işe ilişkin olarak malları farklı tarihli faturalarla davacıya ayıpsız olarak teslim ettiğini, davacının yasal sürede ayıp, eksik ve kusur ihtarında bulunmadığını bildirerek davanını reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacı tarafından ürünlerdeki mevcut eksik ve ayıpların tespiti, sebebi, eksik giderilmesi için gereken süre, işçilik ve malzeme dahil tüm masrafın tespiti Ankara 6.Sulh Hukuk Mahkemesinden talep edilmiş, …. iş sayılı dosyada keşif sonrası düzenlenen 25/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda tespite konu edilen adreste bulanan ve imalatı karşı tarafça gerçekleştirildiği beyan edilen ışıklı uyarı seti ile ışık sopalarından örnekleme yöntemiyle test edilenlerde kendi kendine çalışma ve hiç çalışmama şeklinde ayıpların mevcut olduğu, bu ürünlerden bir kısmının düzgün çalışıp diğer kısmında hatalar olmasının, ayrıca tasarım devre kartı baskı ve devre elemanlarının montajı konularında herhangi bir hatanın görülmemesi sebebiyle bu mallardaki ayıpların elektronik devre elemanlarından kaynaklanmış olabileceği, detaylı incelemenin 40 iş gününde tamamlanabileceği bildirildiği, Ankara 15.Noterliği’nin 03/04/2015 tarih ve …. yev. no’lu ihtarname örneğinin incelenmesinde; davacı yanca, davalıya teslim olunan malların ilk gözle kontrol sonrası yaklaşık %30 oranında bir kısmının kendiliğinden yanma gibi ağır kusur taşıdığı belirtilerek malların ve ödenen bedelin iadesinin talep edildiği, Ankara 20. Noterliği’nin 13/04/2015 tarihli … yev. nolu cevabi ihtarnamesinde ise; teslimden aylar sonra yapılan ayıp iddialarının kabul edilmediği, ödemelerin iadesinin yapılmayacağının bildirildiği, 16/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının elinde bulunana PCB kartlarından bazılarının ayıplı olduğu sabit olmakla birlikte, arızalı olan kartların davalı tarafından teslim edilmiş olan kartlar olduğu hususunda davacının dayanaklar sunamadığının tespit edildiği, Davanın, tacirler arasındaki satım akdinden kaynaklanan ayıp/kusur nedeniyle malın geri verilmesi ve ödenen mal bedelinin iadesi istemine ilişkin olduğu, davaya konu ürünlerin satımına ilişkin yazılı sözleşme bulunmadığı ancak satım akdinin tarafların kabulünde olduğu, emtiaların 11.12.2014 /16.12.2014 /22.12.2014 /28.12.2014 tarihli faturalar ile davacı yana teslim edildiği, davacının ayıbın varlığını 03/04/2015 tarihli ihtarname ile davalıya yana bildirildiği, TTK .23/1-c. ve TBK.223/2 maddeleri hükmü uyarınca; öngörülen süreler içerisinde inceleyip varsa ayıp durumunu tespit etmesi mümkün iken anılan süreler geçirildikten sonra ayıp ihtarında bulunduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı ve davacının satılanı bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; tahkikat faslı tamamlanmadan karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun düzenlenme biçiminin hatalı olduğunu, bilirkişi dosyadaki delilleri incelemeden tespitlerde bulunulmuş, incelenmeyen delillerin neden incelenmediği hususunun gerekçelendirilmediğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, dosya arasında mevcut ayıplı ürünlerin “bizzat” incelenmediğini, bilirkişi tarafından fotoğraf üzerinden inceleme yapılamayacağının bildirildiğini, incelemeye konu edilen zarfta sunulan ışık sopası devre kartının incelemeye alınması gerektiğini, bilirkişiye düşen görevin, hukuki bir konuda değerlendirme yapması değil; HMK’nın 266. maddesi uyarınca özel ve/veya teknik bilgisi dahilinde görüş bildirmesi olup rapor içeriği örnek ürün üzerinden yapılacak olan ayıp tahlilinden ibaret ve bunla sınırlı kalmalıyken; raporda ayıp tahlili yapılmaksızın hukuk bilirkişiliğine hatta karar makamı olan hakimliğe soyunulmuş ve ayıbın süresinde olup olmadığına dair hukuki mütalaaya girişildiğini, uyuşmazlığın esasını aydınlatmaya yeter derecede uzmanlığı, bilgisi ve kapasitesi bulunmayan, teknik görüş istendiği halde hukuki görüş bildiren, usul ekonomisinin zerresinden haberdar olmadan dosyayı -8- ay elinde tuttuğu halde usul ekonomisinden dem vurabilen bir bilirkişi tarafından, mahkemenin dosyayı iade etmesi ara kararı hilafına alelacele ve üstünkörü düzenlenen bilirkişi raporuyla davanın nihayete erdirildiğini, davalının sattığı bir elektronik devrenin ara ürünlerinin ayıplı olup olmadıklarının tespitinin yapılabilmesi için dizgilerinin tamamlanmış olması ve çalışan bir devre kartı üzerine monte edilerek elektriğe/güç kaynağına bağlanmalarının gerektiğini, ayrıca ara ürünlerin santimetre/milimetre seviyesindeki ölçülere haiz olmaları da bu ürünlerin ayıplı olup olmadıklarının anlaşılmaları için dizgi, montaj ve sürüme ihtiyaç duyduklarını gösterdiğini, nitekim mininüvekkil ayıplı oldukları anlaşılan ara ürünler için derhal ihtarname keşide etmek suretiyle yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, eksikler tamamlanarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki satıma konu edilen malların ayıplı olup olmadığı, süresi içinde muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilip getirilmediği ve mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu olan malların ayıplı olduğu iddiasına dayalı ayıplı mallardaki ayıbın giderilmesi için ödenen tamir bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı tarafın ayıplı malların tamiri için yaptığı masraf bedelinin 91.686,00 TL olduğu, bu bedelin davalıdan tahsili talep edildiğine göre talep edilen bedel üzerinden yargılamanın anılan bu miktar üzerinden harcı ikmal edilerek yapılması gerekirken 1.912,40 TL üzerinden yatırılan harç ile davaya devam edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir.
Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı Kanun’un 27 ve 32. maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27. maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30. maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, HUMK’nun 409. maddesinde (6100 sayılı HMK’nın md. 150) gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır. Bu hükümlerle eksik harcın tamamlatılmasına ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek, davacı yanca satım sözleşmesine konu malların tamiri için yapılan masraf kalemi talep edildiğine göre dava dilekçesinde belirtilen 91.686,00 TL üzerinden eksik harcın tamamlanmaması halinde, HMK’nın 150.maddesi hükmü uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılması, bu maddede öngörülen süre içerisinde harcı yatırılmak suretiyle dava dosyasının yenilenmesi halinde davaya kaldığı yerden devam edilmesi, üç aylık süre içerisinde harç yatırılmak suretiyle dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, ilk derece mahkemesi tarafından yargı harçları ikmal edilmeden hüküm kurulması hali, HMK’nun 355. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle resen incelenerek Aynı Kanunun 353/1. fıkra (a-4) maddesinde yer alan “diğer dava şartlarına aykırılık bulunması” şeklindeki düzenleme gereğince, yargı harçlarının ikmali için ilk derece mahkemesi kararının esası ve istinaf itirazları incelenmeden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun resen gözetilen nedenlerle KABULÜ ile; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, …. sayılı ve 05/12/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 17/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır