Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2497 E. 2021/1021 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

… ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2018
ESAS NO :….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, 18/01/2014 tarihli temlik sözleşmesi ile “….” tarafından davalıdan olan alacağın müvekkili şirkete devredildiğini, faturalardan kaynaklı alacağın 178.243,00 USD’sinin ödendiğini, bakiye 178.242,50 USD’nin ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek davalının takibe yönelil itirazının iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, temlik eden alacaklı firmanın … menşeli firma olduğunu, HMK’nun 114. Maddesine göre davacının teminat göstermesi zorunlu olduğunu, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını, alacağın dayanağı olan devir belgesinin alacağın temliki işlemi unsurlarını taşımadığını, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gibi pasif husumet ehliyetinin de olmadığını, esasa ilişkin olarak da temlike konu bir alacak olmadığından temlikin de mümkün bulunmadığını bildirerek haksız davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacının sunmuş olduğu temlik sözleşmesine göre dava dışı …. tarafından, davalıdan olan 178.242,50 USD’nin davacıya temlik edildiği, tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra gümrük müşaviri, mali müşavir ve hukuk fakültesinde öğretim görevlisinden 20/09/2016 tarihli rapor ve itiraz üzerine aynı bilirkişi kurulundan 25/04/2017 tarihli ek rapor alındığı, bilirkişi kurulundan alınan kök rapor ve ek rapor hüküm kurmak için yeterli görülmediği bu nedenle gümrük mevzuatı uzmanı iki bilirkişi ve muhasebe uzmanından oluşturulan bilirkişi kurulundan 23/10/2017 tarihli rapor alındığı, …’da tıbbi ürün ve cihazların üreticisi olarak faaliyette bulunan …. İle bu firmanın ürettiği ürün ve cihazların pazarlanması konusunda Türkiye’de faaliyet gösteren davalı şirket ile 12 ay süreli ancak iptal edilmezse 12 ay daha geçerli olacak uluslararası distribütörlük anlaşması imzalandığı, incelenen gümrük beyannamelerine göre de davalıya teslim edilen malların önce Kıbrıs’ta bulunan dava dışı … şirketine gönderildiği, … şirketi tarafından da bu malların davalıya gönderilerek mal bedelinin anılan şirkete ödendiği, temlik eden şirket ile davacı arasından distribütörlük sözleşmesi haricinde herhangi bir mal alım satımına yönelik ilişki bulunmamakla birlikte davacı şirketin yöneticisi olduğu ileri sürülen- …’nun … şirketinin de ortağı olmasına rağmen yetkili temsilcisi olduğu yönünde dosyaya herhangi bir delil de sunulmadığı, bu durumda temlik eden dava dışı şirket ile davacı arasında herhangi bir mal alım satımına yönelik ilişkinin varlığının kanıtlanamdığı temlik alan davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; davalı ile dava dışı temlik eden alacaklı şirket arasında distribütörlük sözleşmesi bulunduğunu, buna rağmen davalı, bizzat distribütör olarak sipariş vermek yerine Kıbrıs’ta kurulu kardeş olarak adlandırdığı bir şirket aracılığı ile sipariş verdiğini, irdelenmesi gereken bu dolambaçlı sipariş yolu ve amaçlanan sonuç söz konusu raporda da yeterince irdelenmediği gibi, bu hususta mahkemenin gerekçesinin tamamen hatalı ve eksik kurulduğunu, dava konusu malları üreterek Türkiye’deki distribütörü olan davalı şirkete gönderen ve siparişi verenin davalı tarafından araya sokulan Kıbrıs’ta kurulu kardeş şirketi …. adlı alakasız bir şirket olması nedeniyle, müvekkilin bu duruma anlam veremediği için garanti talep ettiğini, bu talebin üzerine, davalı şirket tarafından kendi antetli kağıdı ile verilen yazılı ve imzalı belgede; bu ihracattan kaynaklanacak ödemenin … … üzerinden yapılacağı ayrıca (alım satımda araya sokmuş olduğu) …’in (mal bedelini ödemekten ibaret) her hangi bir hatasının Medikardi şirketi tarafından telafi edileceği taahhütü alınarak ve bu belgeye dayalı olarak ihracatın gerçekleştirildiğini, buna rağmen davanın husumetten reddedilmesinin açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, deliler arasında yer alan bu belgeye davalı tarafından herhangi bir itiraz da edilmediği gibi belgedeki imzaya ilişkin inkarda da bulunmadığını, söz konusu belge yapılan ithalat açısından, açıkça garanti teşkil etmekte olup, taraflar arasındaki mal alım satımına ilişkin ticari ilişkiyi ispatladığını, davalının yapılan ithalattan kaynaklı olarak müteselsil sorumluluğu bulunduğunu, yine davalının kendi isteğiyle faturanın dava dışı … adına kesildiği ve davalı şirketin borç konusu malları gümrükten kendi adına çektiğinin açık olduğunu bu hususun göz ardı edilerek, davalı şirket yetkililerince kurulan …. Şti.’ne göstermelik olarak yapılan ödemelerin geçerli kabul edilmesinin mümkün olmadığı gibi, davalı şirketin garantör olduğu ve kardeş şirket ilan ettikleri, banka havalelerinin bu şirket üzerinden yapılacağının kararlaştırıldığı dikkate alındığında, bu haliyle dahi davalının sorumlu olduğunun kabulü gerekirken, davanın husumet yokluğundan reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacı temlik alacaklısının, davaya ve takibe konu edilen muhtelif tarih ve bedelli faturalara yönelik alacağının varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlayıp kanıtlayamadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 29. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyanın incelenmesinde davacının 178.242,50 USD karşılığı 404.770,89 TL’nin işleyecek faizi ile birlikte tahsili amacı ile ilamsız takip başlattığı, davalının tüm borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davacının sunmuş olduğu temlik sözleşmesine göre dava dışı …. tarafından, davalıdan olan 178.242,50 USD’nin davacıya temlik edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece: Tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra gümrük müşaviri, mali müşavir ve hukuk fakültesinde öğretim görevlisinden 20/09/2016 tarihli rapor ve itiraz üzerine aynı bilirkişi kurulundan 25/04/2017 tarihli ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi kurulundan alınan kök rapor ve ek rapor hüküm kurmak için yeterli görülmediğinden gümrük mevzuatı uzmanı iki bilirkişi ve muhasebe uzmanından oluşturulan ikinci bir heyetten 23/10/2017 tarihli rapor alınmıştır.
…’da tıbbi ürün ve cihazların üreticisi olarak faaliyette bulunan …. ile bu firmanın ürettiği ürün ve cihazların pazarlanması konusunda Türkiye’de faaliyet gösteren davalı şirket ile 12 ay süreli ancak iptal edilmezse 12 ay daha geçerli olacak uluslararası distribütörlük anlaşması imzalanmıştır.
Dosya arasına sunulan gümrük beyannamelerine göre de davalıya teslim edilen malların önce …. bulunan dava dışı … … firmasına gönderildiği, anılan şirket tarafından da fatura muhteviyatı malların davalıya satılarak teslim edildiği, davalı tarafından da mal bedelinin Kıbrıs ‘ ta mukim şirkete ödendiği ticri ilişkinin bu şekilde yürüdüğü anlaşılmıştı.
Sunulan deliller ve alınan bilirkişi raporları göz önünde bulundurulduğunda temlik eden şirket ile davacı arasından distribütörlük sözleşmesi haricinde herhangi bir mal alım satımına yönelik ilişki bulunmamakta olup, davacı şirketin yöneticisi olduğu ileri sürülen- …’nun … şirketinin ortağı olması dışında şirketi temsile yetkili olduğu yönünde de dosyaya herhangi bir delil de sunulmadığı gibi davalıyla dava dışı … … şirketi arasında fiili ve organik bağın da ispat edilemediği bu durumda da temlik eden dava dışı şirket ile davalı arasında herhangi bir mal alım satımına yönelik ilişki olmadığından temlik alan davacının davalıya husumet yönelterek alacağı tahsile çalışması doğru görülmemiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların iradeleri ve davalının konumu gereği, dava dışı şirketin borçlarından davalı şirketin sorumlu tutulamayacağı ve davanın HMK’nun 114.ve 115.maddesi gereğince pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken aktif husumet yokluğundan reddine şeklinde gerekçe oluşturulması doğru olmamıştır. Pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalının dava dışı temlik alacaklısıyla aralarında davaya ve takibe konu faturadan kaynaklanan alacağın tahsilinin talep edilemeyeceği gözetilerek davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde gerekçe oluşturulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 353/1-b-2.maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından mahkemenin gerekçesi yönünden hata edildiğinden “gerekçe düzeltilerek ve değiştirilerek yeniden esas hakkında” karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf isteminin mahkemenin gerekçesine yönelik olarak kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince, ilk derece mahkemesinin gerekçesi düzeltilerek Dairemiz gerekçesinde yer alan nedenlerle yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile;
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi… Karar ve 21/03/2018 Tarih sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a)Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
b)Davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
c)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 4.888,70 TL’den mahsubu ile arta kalan 4.852,80 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
d)Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
e)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
f)Davalı tarafından yapılan 9,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g)Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma açılmadığından, istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına
HMK’nin 353/1-b-2.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 17/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
¸e-imza

Üye…
¸e-imza

Üye…
¸e-imza

Katip…
¸e-imza