Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2458 E. 2021/808 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2018
ESAS-KARAR NO : …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı şirket; davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiğini, müvekkilinin lehdar ciranta olduğunu, davalının kambiyo yolu ile takip yapabilmesi için senet keşidecisinin protesto edilmesinin gerektiğini, davalı hamilin protesto çekmediği için müvekkiline karşı müracaat hakkını kaybettiğini belirterek müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu bulunmadığının tespitine, haksız ve hukuka aykırı ikame edilen icra takibi sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacıya ödeme emrinin 23/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı borçlunun protesto ile ilgili şikayetini en geç 5 gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunarak yapmasının gerektiğini, davacının hak düşümü süresinden çok sonra 02/05/2017 tarihinde davayı açtığını, protesto yapılmaması nedeniyle takibin iptalini talep etmenin hukuken mümkün olmadığını, bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davalı tarafça icra takibine ilişkin sulh anlaşması iddiasının usulen ispatlanmadığı, icra takibine konu bononun süresinde ibraz edilmemesi ve protesto ihtarının çekilmemesi sebebiyle başvurma hakkının düşmesi sonucu davacı lehtar cirantanın kambiyo taahhüdü nedeniyle sorumluluğu bulunmadığından Konya 7.İcra Müdürlüğü … esas sayılı takibine konu 02/02/2016 tanzim tarihli 30/09/2016 ödeme tarihli lehdar ciranta davacının 16.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 14.000,00 TL ‘nin istirdadına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; Davacı davaya konu kambiyo senedindeki imzasına, cirosuna, borcuna hiçbir itirazda bulunmamış davasını sadece senedin “protesto edilmediğine” bu sebeple kendilerine müracaat hakkının düştüğüne dair itirazla takibin iptalini talep ettiğini, davacıya ödeme emri 23.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı borçlunun protesto ile ilgili şikâyetini gerek İİK. mad. 168/3 ve gerekse İİK. mad. 170/a hükmü uyarınca en geç 5 gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunarak yapması ve «yapılan kambiyo senetlerine ilişkin haciz yolu ile takibin iptalini» istemesi gerekirken davacı/ borçlu hak düşümü süresinden çok sonra 02.05.2017 tarihinde iş bu davayı açtığını, davacının davadan sonra 04.05.2017 tarihinde hiçbir ihtirazi kayıt beyan etmeksizin dosya borcuna mahsuben haricen 14.000,00 TL ödeme yaparak dosya borcunu kapattığını, taraflar arasındaki temel ilişki gözetilmeden davalının alacağı üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davacı lehtar ile lehtardan sonraki ciranta hamil olan davalının temel ilişkiye dayalı olarak takibe ve davaya dayanak bononun protesto edilmeden davacı lehtara müracaat edilip edilemeyeceği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibine konu bononun protesto edilmemesi nedeniyle borçlu olunmadığına yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı, senette lehtar, davalı ise lehtardan ciro yoluyla alan hamil konumundadır.
Davacı, davalının ödememe protestosu çekmediğini, kendisine karşı başvuru hakkı olmadığını bu nedenle takip nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiştir.
Kural olarak 6102 sayılı TTK’nun 730. maddesi gereğince, senet hamili tarafından, ciranta aleyhine takip yapılabilmesi için, TTK’nun 714. maddesi uyarınca vade tarihinden itibaren 2 iş günü içerisinde protesto çekilmesi gerekir. Protestonun çekilmemesinin müracaat hakkının kaybına yol açar ve bu sürenin hak düşürücü süre olup resen dikkate alınır. Takibe konu olan senedin protesto edilmediği dosya kapsamıyla sabittir.
Ancak, kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilmiş olsa bile taraflar arasında temel hukuki ilişki bulunduğu takdirde bu ilişkiye dayanılarak alacak talep edilebilir.
Dosya incelendiğinde davaya konu bononun davacı tarafça davalıya ciro edildiği ve davalı tarafça icra takibine konu edildiği görülmektedir. Fakat davalı alacaklı, icra takibine girişmeden önce ödememe protestosu keşide etmediği için kambiyo hukukundan kaynaklanan hakları yitirilmiş olup kendisinden önceki cirantaya karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapamaz ise de bono üzerinde davalı alacaklının davacıdan sonraki ciranta olduğu ve hamil sıfatıyla ilamsız takip başlattığı anlaşılmaktadır. Hamil davalı kendisinden önceki ciranta davacıya karşı aradaki temel ilişkiyi kanıtlamak suretiyle alacak talebinde bulunabilir.
Somut olayda, mahkemece, dava konusu senedin davalının temel ilişkiye dayalı alacağı bakımından yazılı delil başlangıcı olduğunun kabulü ile ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek, davalıya temel ilişkiyi kanıtlama imkanı verilip, bu konudaki delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir (Yargıtay 19. HD. ….ve 23/01/2020 T. Sayılı vb kararları).
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece davalıya alacağının varlığına yönelik ispatı imkanı verilip, bütün deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi,….Karar sayılı ve 04/06/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 21/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır