Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2324 E. 2021/917 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2018
ESAS-KARAR NO : …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında süregelen satım ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasında süregelen alışveriş içerisinde davalı şirketin 06/01/2016- 18/03/2016 tarihleri arasında gazları, tüpleri ile birlikte teslim aldığını, ancak bu malların bedelinden kalan bakiye borcu ödemediği gibi tüp çeliklerini de iade etmediğini, bu bedelin tahsili amacıyla Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün …. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, alacağın varlığının davacı yanca ispat edilemediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, ancak mahkemece anılan rapora itibar edilmesine karşın müvekkilinin davalı defterlerinde alacaklı olarak göründüğü 1.662,79 TL yönünden dahi davanın reddedilmesinin doğru olmadığı, mahkemece tanık dinlenmesine ilişkin talebin reddi kararının isabetsiz olduğu, yemin deliline dava dilekçesinde dayanılmasına ve bu hakkın kullanılmasının istenilmesine karşın mahkemece bu delilin de gözden kaçırıldığı, dosya kapsamında bulunan mutabakat belgesi üzerinde yeterince durulmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında bakiye alacağın bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı ticari defterlerinde dava tarihi itibariyle 1.662,79 TL borç kaydının bulunduğu, taraflar arasında ihtilaflı olan 18.03.2016 tarihli ve 11.463,70 TL bedelli faturanın kayıtlı olmadığı bildirilmiştir. Davacı yanca icra takibinin 06/01/2016- 18/03/2016 tarihleri arasında alınan gazların bakiye bedeli ile teslim alınan tüplerin kaplarının iade edilmemesinden kaynaklanan fatura alacağından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi denetime de elverişli değildir. Tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki farkların nereden kaynaklandığı hususu ortaya yeterince konulmamış olup, mahkemece davalı ticari defterlerinde yer alan 1.662,79 TL’nin red gerekçesi de yerinde değildir.
Davacı yanca 18.12.2015 tarihli mutabakat belgesine dosya kapsamında dayanılmış olup, anılan tarihi de kapsayacak şekilde davalı şirket çalışanlarının bir listesi mahkemece SGK’dan getirilmiştir. Söz konusu belgede isim ve imzası bulunan Ekrem Koyuncu’nun anılan listede isminin bulunmadığı anlaşılmış olup, bu kişinin tanık olarak dinlenmemesi de yerindedir.
Bununla birlikte, TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamında davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmayan fatura yönünden teslim olgusunu yazılı delilerle kanıtlayamadığı görülmektedir. Ancak dava dilekçesi incelendiğinde davacının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayn fatura yönünden yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda, davacının yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin…Karar sayılı ve 28/03/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 08/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır