Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2195 E. 2021/949 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2018
ESAS-KARAR NO :…

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının kaçak akaryakıt kullanması nedeniyle EPDK tarafından davalıya idari para cezası kesildiğini, bununla birlikte davalının alım taahhüdüne uymadığını belirterek sözleşmenin feshedildiğini, feshin haklı olduğunu, bu nedenle davalının sözleşmenin feshi ile alım taahhüdünü ihlal etmesi nedeniyle cezai şart ödemesi gerektiğini belirterek, alacak talebinde bulunmuştur.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının söz konusu akaryakıt istasyonunu dava dışı …’a kiraladığını, EPDK tarafından kesilen idari para cezalarına karşı idare mahkemelerinde dava açıldığını ve yürütmeyi durdurma kararı verildiğini, açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Yerel Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının akaryakıt istasyonunda kaçak akaryakıt sattığının tespit edildiği, davalı ve diğer ilgiler hakkında ceza davası açılarak mahkumiyetlerine karar verildiği, davacının sözleşmeyi feshinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tek hakimle karar verilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmenin genel işlem şartları bakımından hukuka aykırı olduğunu, kaçak ürün satılmadığını, satılan ürünlerin standartlara uygun olduğunu, kaçak akaryakıtı getiren kişinin davalı çalışanı olmadığını, davalı hakkında ceza davası olmadığını, davacının fesih sebepleri ile bağlı olduğunu, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, makul süre hesabının yapılmadığını, cezai şarttan indirim yapılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinde davacının haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde; dağıtım şirketinin davalı ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle cezai şart ve asgari alım taahütünün ihlali nedeniyle cezai şart talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 01/10/2012 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, 02/10/2013 tarihinde emniyet kuvvetleri tarafından yapılan denetimde davalıya ait akaryakıt istasyonunda kaçak akaryakıt kullanıldığının anlaşıldığı ve buna ilişkin cezai ve idari soruşturmanın başlatıldığı görülmektedir. Davalı taraf davalıya ait petrol istasyonunda kaçak akaryakıt kullanıldığını, ancak bu akaryakıtın başka bir kimse tarafından istasyona konulduğunu kabul etmektedir. Bundan başka davalı taraf söz konusu istasyonu başka bir kimseye kiraya verildiğini de kabul etmektedir. Bu durum yani akaryakıt istasyonunda kaçak akaryakıt kullanılması ve akaryakıt istasyonunun başka bir kimseye kiralanması sözleşmeye açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Bu nedenle davacı tarafın sözleşmeyi feshi haklıdır. Sözleşmenin feshinin haklı olması nedeniyle sözleşmede belirtilen cezai şartın ve yine sözleşme ile belirlenen davalı tarafça yerine getirilmediği sabit olan asgari alım taahhüdünün ihlal edilmesinden kaynaklanan cezai şartın mahkemece hükmedilmesi doğrudur. Cezai şartın tenkisine yönelik olarak yargılama aşamasında davalı tarafın talebi olmadığından, cezai şartın indirilmemesine yönelik davalı tarafın istinaf itirazı yerinde değildir.
Bundan başka hükme esas alınan bilirkişi raporu oluşa, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan, davalı tarafın bu yöndeki istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 16.550,59TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.137,64TL harcın mahsubu ile bakiye 12.412,95TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 09/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır