Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2173 E. 2021/453 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2018/2173 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2021/453

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2018
ESAS-KARAR NO : .

.
.
2-….
.
.
Av. …
.

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı …’in eskiden karı koca oldukları, müvekkili ile evli iken bir gece aşırı alkollü ve ne yaptığını bilemez durumda olmasına rağmen eşi ….in hileli bir şekilde ve ısrarla boş bir senet imzalattırdığını, senedin lehdar kısmına sonradan davalı …’ın ismi yazılarak icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkilinin Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün ……/…….. esas sayılı dosyasının dayanağı olan 10/03/2015 vadeli 200.000,00 TL bedelli senetten borçlu olmadığının tespitine ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili, müvekkili……in senet metninde isminin yer almaması nedeniyle ona karşı husumet yöneltilemeyeceğini, diğer müvekkili yönünden de senedin mücerretliği ilkesi uyarınca davacının iddialarını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’in senet metninde isminin yer almaması nedeniyle ona karşı husumet yöneltilemeyeceği, diğer davalıya karşı iddiaların yazılı deliller ile ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece hile iddiasının yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiğine ilişkin yanılgılı değerlendirmede bulunduğu, isticvap talebinin reddi kararının doğru olmadığı, ispat yükünün davalı yanda olduğu, lehdar…’ın senette yazılı miktar kadar müvekkili ile lehdar arasında borç alacak ilişkisinin bulunmasının mümkün olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak senedin hile ile ele geçirilip geçirilmediği, davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, hile ile ele geçirildiği iddia edilen bonodan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün …../…… E. sayılı dosyasının incelenmesinden; alacaklı – … vekili tarafından borçlu – … aleyhine davaya konu 10/03/2015 vade tarihli, 200.000,00 TL bedelli bonoya istinaden 200.000,00 TL asıl alacak, 1.380,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 201.380,82 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak bonoda davacının keşideci, davalı …’ın ise lehdar olduğu, diğer davalı …’in ise bonoda sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ……./…… soruşturma, ……../…. karar numaralı dosyanın incelenmesinden; Müşteki … tarafından Şüpheliler ………., … ve …… hakkında hukuka aykırı olarak ele geçirilen belgeyi hukuki sonuç doğuracak hale getirme, sağlık mesleği mensuplarının gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi suçu iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğu, suça konu senet üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde senetteki imzanın müşteki …’ın eli ürünü mahsulü olduğu, senedin üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmadığından bahisle şüphehiler hakkında Kovuşturma Yapılmasına Yer olmadığına ilişkin karar verildiği, bu karara itiraz üzerine Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/01/2017 tarih ve ……./. değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olayda mahkemece hile iddiasının yasal hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği üzerinde durulduktan sonra davacı yanın iddialarını ispat edilip edilmediği üzerinde durulması gerekmektedir.
Mahkemece hile iddiasına ilişkin iddianın süresi içerisinde ileri sürüldüğü tespit edilip hile iddiasının ispat edilemediği kanaatine varıldıktan sonra davalı …’ın kollukta verdiği ifadesi üzerinde durularak dava konusu bononun teminat bonosu olduğuna dair beyanları ve ispat yükünün teminat iddiasında bulunan davalı …’ta olduğu gözetilerek davalı yanın delilleri toplanıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
Mahkemece yukarıda anlatılanlar yönünden delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davacı yanın sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi, ./……., …/…….. sayılı ve 12/04/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 22/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır