Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2073 E. 2021/432 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2018/2073 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2021/432

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2018
ESAS-KARAR NO :.
.
.
.
.

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirketin çiftliğinde yetiştirdiği hayvanları için davalı şirketten yem aldığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesine göre 90 güne kadar yapılacak vadeli satışlarda aylık %1,25, 150 güne kadar vadeli satışlarda ise aylık %1,50 vade farkı uygulandığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunduğundan bu cari hesap ilişkisi son erip hesap kat edilerek müvekkili şirkete tebliğ edilip bakiye kesinleşmeden cari hesaba yazılan herhangi borç alacağın talep edilemeyeceğini, keşidecesi müvekkili şirket olan 1962 nolu 85.000,00 TL bedelli çekin ödenmemesini, karşılıksız işlemi yapılmamasını ve bu çeke dayalı olarak icra takibi yapılması halinde takibin durdurulmasına, müvekkilinin dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkete faizsiz 1.149,227,00 TL borcununu bulunduğunu, davacının müvekkiline verdiği 15/01/2014 tarihli dilekçe ile borcunu şirkete mevzuata uygun faizlendirmek sureti ile 28 ayda ödemek istediğini bildirdiğini, davacının borcuna karşılık sıralı çekler verdiğini ve daha ilk çekte ödeme yapılmayarak çekin arkasının yazdırıldığını, davacı ile dilekçe ekinde belirtilen sözleşme dışında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafından verilen çeklerin kesinlikle teminat için verilmediğini, bu çeklerin borcuna karşılık verildiğini bildirerek davanın reddine ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin dava konusu 05/02/2014 tarihli ………numaralı 85.000,00 TL bedelli çeki aldığı mallara karşılık olarak davalıya verdiği, çekin teminat çeki olarak verildiği iddiasının ispatlanmadığı belirtilerek davanın reddine ve davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece müvekkilinin iddiasının tam olarak anlaşılmadığı, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunduğu ve hesabın kat edilerek borcun muaccel hale gelmediği, dava konusu çekin de hesap içerisinde verilen bir çek olması nedeniyle borcun teminatını teşkil ettiği, borç muaccel hale gelmeden icra takibine konu edilemeyeceği, mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının çelişkili ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık cari hesap sözleşmesi kapsamında verilen çek nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap sözleşmesi kapsamında verilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin VI. sözleşmenin aynı zamanda cari hesap sözleşmesi niteliğinde olduğu, taraflar arasında oluşacak alacak ve borç ilişkisinin cari hesapta takip edileceği belirtilmiştir. Bu sözleşme cari hesap sözleşmesi niteliğinde olup, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi de cari hesap şeklinde sürdürülmektedir. TTK.nun 97.maddesine göre cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiç biri alacaklı veya borçlu sayılmaz, tarafların hukuki durumunu sözleşmenin sonunda hesabın kesilmesi tayin eder.
Cari hesap sözleşmesinin varlığı, tarafların birbirilerine olan borçlarını kambiyo senedi ile ödemelerine engel olmadığı gibi, bu senetlerin cari hesaba kaydedilmesine de engel değildir. Zira kambiyo senedinden kaynaklanan alacağın tahsilinde tarafların kıymetli evrak hukukunun sağladığı olanaklardan yararlanması bir zorunluluk değildir. Kıymetli evrak hukukunun verdiği hakları kullanmak istemeyen kişi, kambiyo senedini cari hesaba alacak olarak kaydettirmesi de mümkündür. Ayrıca kambiyo senetlerinin cari hesaba kaydedilmesi, kıymetli evrak hukukunun senet hamiline verdiği hakları kullanmasını da sınırlandırmamaktadır. Başka bir ifade ile kambiyo senedini elinde bulunduran hamil, senedi vadesinde ibraz edebileceği gibi, ödenmemesi durumunda bu durumun tespiti için gerekli işlemleri (protesto) vs. yapabilir. Ayrıca müracaat hakkı kapsamında müracaat borçlularını takip ve dava edebilir. Bu durumda müracaat hakkı kapsamında hamilin sahip olduğu alacak hakkının cari hesapla bağlantısı devam etmektedir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 22/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır