Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/2021 E. 2021/592 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

,,,

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2018
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı, davalılardan … tarafından Ankara 17.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen bononun, davalılardan … İnş…Ltd. Şti tarafından aralarında mevcut “Elektrik Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin teminatı olarak verildiğini ancak, senet arkasında yazılı teminat yazısının karalanarak bu şekilde icra takibine konulduğunu, icra takibi yapan …’ın imzası ile sözleşmedeki imzanın aynı ele ait olduğunu belirterek, söz konusu senetten ötürü borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılardan … vekili, müvekkilinin diğer davalı şirketten bonoyu ciro yolu ile aldığını ve icra takibine koyduğunu, 01/01/2010 tarihli sözleşmeye istinaden ilk cirantaya teminat senedi olarak verildiğinin iddia edildiğini, senedi ciro yolu ile devralan müvekkilinin teminata ilişkin, karalanmış ve tahrif edildiği yönünde herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, düzenleyen ve lehtara karşı iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olup, kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesi gereği senette yer alan hak ile bu hakkın oluşmasına neden olan temel borç ilişkisi arasında herhangi bir bağlılık bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden haberdar olmayan müvekkilinin davacı zararına bile bile hareket etmiş olmasınında mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılardan … cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacı ile davalılardan … arasında 01/01/2010 tarihli Elektrik Sözleşmesi bulunduğu, davacının yüklenici sıfatı ile üzerine düşen edimi yerine getirdiği, sözleşmedeki şirket adına atılan imza ile son ciranta …’ın imzalarının aynı olduğu bu nedenle, ciranta sıfatı ile temeldeki borç ilişkisini bilemeyeceği yönündeki savunmasının haklı olmadığı, bononun sözleşmenin teminatı olarak verilip, edimin davacı tarafça ifa edilmesi karşılığında karşılığının kalmadığı gerekçesi ile Davanın KABULÜ İLE, Davacının, davalılara takibe dayanak yapılan, bonodan ötürü borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekili tarafından; Davacının bononun teminat senedi olarak verildiği iddiasını yazılı delille ispat etmek zorunda olduğu, senedin bilirkişi tarafından incelendiği, senet üzerindeki karalama yazı okunamadığının belirtildiği, davalının senedin tahrif edildiği veya karalandığı yönünde bir sorumluluğunun da bulunmadığı, bu somut olayda iyi niyetli 3.kişi olduğu ve davaya konu senedi ciro vasıtasıyla ilk cirantadan aldığı, kambiyo senetlerinde geçerli olan “illetten mücerret” ilkesi gereği temel borç ilişkisinin oluşmasıyla müvekkilin bir ilgisi olmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 687. maddesine göre davacı ve …. arasındaki dava dilekçesinde bahsedilen elektrik sözleşmesinden kaynaklanan definin davacı müvekkiline karşı ileri sürülmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, ciro yoluyla senedi devralan müvekkilinin öncesinde gerçekleşen elektrik sözleşmesinden kaynaklanan ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığı, davalı müvekkilinin fiili imkansızlıklar dolayısıyla imza incelemesine katılamaması sebebiyle senet ve sözleşmedeki imzaların aynı olduğuna karar verildiği, müvekkili ile davalı şirket arasında ticaret sicil gazetesinden anlaşılacağı üzerine herhangi bir bağ bulunmadığı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının dava konusu borçtan dolayı sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 17.İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklı … tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yol ile 14.01.2013 tarihinde takip yapıldığı, takibe dayanak bononun 15/04/2010 tanzim, 25/08/2012 ödeme tarihli, 10.000,00 TL bedelli , keşidecisi … (davacı) lehtarı … olduğu, toplam 10.706,30 TL tutarlı alacak için ferileri ile birlikte tahsilinin istenildiği, itiraz olunmaksızın takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Takibe konu senedin incelenmesinde; arka yüzünde üstte iki sıra yazının karalandığı, lehdar … Şirketi kaşe ve imzası olduğu, lehdar tarafından aradaki ciro çizilip en son hamil … imzalı olduğu görülmüştür.
Öte yandan davacı ile davalı ……Ltd.Şti arasında düzenlenen 01/01/2010 tarihli Elektrik Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin incelenmesinde, davacının davalı şirketin yaptırmakta olduğu inşaatın elektrik işlerini 12.000,00 TL bedel karşılığında anahtar teslim yapmayı üstlendiği anlaşılmıştır. Sözleşmede dava konusu senedin teminat olduğuna dair bir atıf bulunmamaktadır.
Mahkemece alınan 19.12.2017 tarihli grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi raporunda; senedin arka yüzündeki üt bölümüne iki satır halinde mavi mürekkepli kalemle yazılmış ibarelerin, anlam içerecek şekilde okunması/tespitinin mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Mahkemece belirtilen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmişse de;
Davaya konu senedin teminat senedi olduğunu iddia eden tarafın iddiasını yazılı delille veya yemin delili ile kanıtlaması gerekir. Davacı ile davalı … İnşaat Ltd.Şti arasında düzenlenen elektrik sözleşmesinde dava konusu senedin teminat senedi olduğuna dair bir atıf olmadığı gibi dava konusu senette de teminat olduğuna dair bir ibare bulunmamaktadır. Davacı iddiasını kanıtlayacak yazılı bir delil sunmadığı halde, davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değil ise de davacı taraf delillerini bildirdiği 22.02.2016 tarihli dilekçesinde yemin deliline dayanmıştır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle, davacının yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Karar sayılı ve 08/02/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip … e-imzalıdır