Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/1995 E. 2021/720 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2018
ESAS-KARAR NO :….
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili,müvekkili ile davalı şirket arasında 27.09.2007 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 31.08.2010 tarihinde sonlandırıldığını ancak davalı sözleşmenin bitmesinden yaklaşık 1 yıl sonra kendisine verilmiş olan 18.000 TL’lik teminat mektubunun tamamını nakde çevirdiğini ve paranın tamamını uhdesinde tuttuğunu, icra dosyasına yaptığı itirazda davacının cari hesabının sözleşmeden kaynaklı 6.962,49 TL. tutarında borç bakiyesi vermesi nedeniyle teminat mektubunun nakde çevirdiklerini beyan ettiği ancak müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, takibe konu teminat mektubunun Türkiye … … aracılığıyla davalıya verildiğini, … bankasının da davacı aleyhinde icra takip ve dava işleri başlattığını, tüm bu nedenlerle davalının Ankara 20. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı 22.11.2017 tarihli dilekçesi ile ıslahen 7.000,27 TL işlemiş faiz miktarı üzerinden eksik harcın tamamlanmasına, Borçlunun icra takibine yaptığı itirazının 6.962,49 TL asıl alacak, 7.000,27 TL işlemiş faiz miktarı üzerinden iptaline, Takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili … İletişim Hizmetleri AŞ. ile davacı arasında 27.09.2007 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını sözleşme süresince taraflar arasında cari hesap ilişkisinin devam ettiğini, sözleşmenin sona ermesinin ardından davacı cari hesabının 6.962,49 TL. borç bakiyesi verdiğini bu nedenle 18.000TL. bedelli teminat mektubunu nakde çevirdiklerini, davacı şirket borcunun mahbusundan sonra kalan bedelin davacıya iadesi için girişimlerde bulunduysa da sonuç alamadığını davacının Ankara 20. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine 18.000 TL’nin iadesi için takip başlatıldığını, davacının cari hesaptan kalan borcu olan 6.962,49 TL asıl alacak ile buna işletilecek faiz, masraf vekalet ücreti yönünden takibe itiraz ettiklerini bunun dışında kalan bedeli ödediklerini, her ne kadar davacı tarafın 31.08.2010 tarihinde kapandığı iddia edilmiş olsa bile kayıtlarda mutabakat yapıldığına dair herhangi bir emareye ulaşılamadığını, taraflar arasında aktedilen sözleşme gereği bayiinin müvekkil şirkete borçlarını ödememesi durumunda teminat mektubunu nakde çevirmek suretiyle borçlarını tahsil etme yetkisi bulunduğunu, müvekkilinin bu yetkiyi kullandığını bu nedenle başlatılan takibin haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında münakit sözleşmenin 391.maddesi gereğince …’nin defter ve kayıtlarının kesin ve münhasır delil niteliğinde olduğu kararlaştırıldığı, bu nedenle davalı şirket kayıtlarının yeterli olduğu ayrıca kayıtları destekleyen belge aranamayacağı iddia edilmişse de Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin … sayılı ve aynı doğrultudaki Yargıtay 19. Hukuk Dairesi … sayılı kararında davalı defterindeki kayıtların dayanak gösterilmedikçe davalı defterleri tek başına sahibi lehine delil kabul edilemeyeceği nazara alınınca defterin delil olarak kararlaştırılmış olması bu defterin usulüne aykırı ve belgesiz olduğunda dahi kabul edileceği anlamı taşımayacağı, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile, toplam 13.052,53 TL üzerinden yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si olan 2.610,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının icra takibinde belirtmediği ancak dava tarihi itibariyle muaccel olduğu bildirilen ve fazlaya ilişkin hakları saklı edilerek talep edilen (7.000,27 – 6.090,04 = ) 910,23 TL işlemiş faiz alacağının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından;
Ticari defterlerin, bazı şartların varlığı halinde, sahibi veya halefleri lehine delil olarak kullanılabilir (HMK md. 222). Bunun için aranan şartların belirtildiği, Somut uyuşmazlıkta müvekkilin ticari defter ve kayıtları incelenmiş, yargılama sürecinde dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarında da TTK ilgili hükümler kapsamında ticari defter ve kayıtların gerekli onaya sahip olduğu hususunun açıkça belirtildiği, ancak, yargılama sürecinde davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde ise, kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, 2011 sonrasında terk nedeniyle defter ibraz edemediği halde terke ilişkin vergi dairesi kapanış tutanağının da ibraz edilemediği, tüm bu süreç değerlendirildiğinde, yargılama sürecinde davacının müvekkil şirket defter ve kayıtlarına karşı usulüne uygun düzenlenmiş ticari defter ve kayıtlar sunamadığı gibi senet ve kesin delil ile de alacağını ispat edememesine rağmen, Yerel Mahkemenin davanın kabulü yönünde hüküm kurmuş olması tamamen usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu, ayrıca, yargılama sürecinde ….tarihinde faaliyetini terk ettiğinin ifade edildiği, o halde bahsi geçen tarihe kadar davacının ticari faaliyetinin devam ettiğine ilişkin bir karine olduğu halde Yerel Mahkeme’ nin davacının 2011 yılı ve sonrasına ilişkin ticari defter ve kayıtlarını ibraz edememesine yönelik hukuki dayanaktan yoksun terk beyanını dikkate almasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davalının takibe konu borçtan sorumluluğunun kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 20.İcra Müdürlüğünün … esaslı dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı … tarafından, davalı aleyhine 20.06.2014 tarihinde 04.08.2011 tarihli 18.000TL bedelli nakte çevrilen teminat mektubunun iadesi için toplam 24.090,04TL alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 01.07.2014 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu-davalının asıl alacağın 11.037,51TL sinin vekalet ücreti ve yargılama gideri ile yatırılacağını kalan kısma itiraz edildiğini bildirdiği görülmüştür.
Davacı ile davalı şirket arasında yapılan 01.09.2007 tarihli bayilik sözleşmesinin 32.4 maddesinde;” işbu sözleşmenin feshedilmesi halinde teminat mektupları tarafların karşılıklı hesap mutabakatına vardıkları ve … ile bayi arasında herhangi bir borç alacak ilişkisinin kalmadığının anlaşıldığı tarihten itibaren 6 ay süreyle …’da kalacaktır. Teminat mektuplarının sürelerinin 6 aydan önce dolması halinde, süre dolmadan 14 takvim günü içerisinde bayi söz konusu teminat mektuplarının sürelerini 6 aylık süreyi tamamlayacak şekilde uzak durarak …’ya ulaştıracaktır. Aksi halde söz konusu teminat mektupları … tarafından nakde çevrilerek irat kaydedilecektir.” hükmünün düzenlendiği ve sözleşmenin 39.maddesinde de sadece davalı şirketin kayıtlarının kesin ve münhasır delil teşkil edeceği, maddenin delil sözleşmesi niteliğinde olduğu bildirilmiştir.
Her ne kadar taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 39. maddesinde davalı şirket ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil olarak kararlaştırıldığına dair hüküm var ise de davalı ticari defter ve kayıtlarının dayanakları gösterilmedikçe bu kayıtların davalı lehine delil olacağı kabul edilemez. Kaldı ki 6100 sayılı HMK’nin 193/2 maddesinde “Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersizdir” hükmü de bunu desteklemektedir.
Buna göre mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle alınan denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının borçlu olmadığı tutar belirlenerek takibe kısmi itirazın iptaline karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 891,62 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 187,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 704,52 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 29/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır