Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/1761 E. 2021/1149 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2017
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının taraflar arasındaki 30/12/2013 tarihli… Alım-Satım sözleşmesinin 7.4 maddesinin 5. paragrafındaki düzenlemeye aykırı olarak müvekkili şirketten Azami Aşım Bedeli uygulanmış… miktarlarının, yıllık ….. Bedeli hesaplanmasında esas alınan… miktarlarından düşmeden müvekkilden haksız tahsilat yaptığını iddia ederek müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen bedelden şimdilik 10.000,00 TL’sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya bakmaya idari yargının görevli olduğunu, davanın zamanaşamına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası yada kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacıya gönderilen kısıntı talimatına uymayarak talimatta belirtilen miktarda dan daha fazla… çekişi yaptığını, kısıntı talimatına uyulmaması nedeni ile sözleşmenin 8-10 maddesindeki düzenlemeye uygun olarak fatura düzenlendiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında akdedilen 30.12.2013 tarihli ….. alım-satım sözleşmesinin 4.m.nde aylık ve yıllık çekiş miktarlarının belirlendiği, davalı tarafından davacıya gönderilen 05.02.2014 tarihli kısıntı talimatında davacının 1. ve 2. santrallerin her ikisinden fazla miktarda gaz çekişi yapıldığının belirtilerek fatura düzenlendiği, davacının fatura edilen bedeli ödediği, davacı yansıtılan kısıntı aşım bedelinin sözleşme uyarınca yıllık azami aşım bedeli miktarından düşülmeden yapılan tahsilatın sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürdüğü, 22.08.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan … İletim Şebekesi İşleyiş Düzenlemelerine İlişkin Esaslar (ŞİD)’de arzın talep karşısında yetersiz kaldığı günler ise zor gün olarak tanımlandığı, buna göre alınacak tedbirler ve takip edilecek prosedürün belirtildiği, bu kapsamda talimata uymayarak son tedarikçiye gaz tedarik eden taşıtana talimata uyulmayan miktar için ceza uygulanmasının öngörüldüğü, sözleşmenin 8.10.m.nde talimata uymayan taşıtanlara uygulanacak fiyat ve cezai şart öngörüldüğü, bilirkişi heyetince yapılan hesaplamada ise sözleşmeye aykırı bir faturalandırma yapılmadığı, hesaplamaların doğru olduğu, özellikle oluşa ve dosya kapsamına uygun olan raporun hükme esas alınmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, mahkemenin kararının HMK m. 297 hükmüne aykırı olduğunu, gerekçesiz ve basit olarak somut olay dahi saptanmadığını, yalnızca bilirkişi raporuna atıfla yetinildiğini, mahkeme tarafından oluşturulan bilirkişi heyetinin kanuna aykırı teşekkül ettirildiğini, yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğini, HMK’nin 267. maddesi uyarınca birden fazla bilirkişinin görüşüne başvurulması halinde tek sayıda birden fazla oluşturulacak kurulun görevlendirilmesi gerektiğini, ancak mahkemece 2 kişiden oluşan heyetten görüş alındığını, Yargıtay’ın içtihatlarının da bu yönde olduğunu, alınan bilirkişi raporunun Hukuk ile bağdaşmadığını, bilirkişinin görüşlerinden konu hakkında yeterli uzmanlığa sahip olmadığını gösterdiğini, enerji piyasasında uzman akademiysen bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, davalı yanca savunulan azami çekiş ile kısıntıya ilişkin hükümlerin sözleşmede farklı yerlerde düzenlenmesi nedeni ile birbirleri ile irtibatının bulunmadığı ve bağımsız oldukları ileri sürülmüş ise de, sözleşmenin incelendiğinde 8.10 maddesi, tamamen 7.4 maddesi ile ilgili olduğunu, 8.10 maddesinin kendisi madde 4.1’deki Tablo-1’e atıf yaparak, kısıntı talimatı ile aylık çekiş miktarının azaltılabileceğini vurguladığını, sözleşmenin bilirkişilerin değerlendirmesi gibi yorumlanması halinde tek fiil nedeni ile birden fazla cezai müeyyide uygulanmış olacağını, …’ın… piyasasındaki hakim konumu gereği genel işlem şartı niteliğinde olan hükümlerin müvekkili şirket aleyhine yorumlanamayacağını, ihtirazi kayıt koymaksızın ödenen bedelleri kabul eden davacılının hukuken cezai şart talep edemeyeceğini, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin yorumlanması noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesine dayalı olarak haksız tahsil edildiği iddia edilen tutarın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme gereğince kısıntı aşımı bedelinin, yıllık azamı aşım bedelinden indirilip indirilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen… satım sözleşmesinin 4.maddesinde azami çekiş miktarları, 7.maddesinde, 4.maddede belirtilen azami çekiş miktarın üzerindeki fiili çekişlere uygulanacak bedelin hesaplanmasını, 8.10 maddesinde ise, kısıntı talimatı ve bu talimata uyulmaması halinde uygulanacak zamlı fiyat tarifesi düzenlenmiştir.
Yine taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7.maddesi ile 8.10. maddesi incelendiğinde, her iki hükmün farklı çekiş aşımlarını düzenlediği, 7.maddede günlük/aylık/yıllık azami çekiş miktarlarının aşımı halinde fiili çekiş halinde uygulanacak fiyat düzenlenmişken, 8.10. maddesinde ise, kısıntı talimatına uyulmaması halinde uygulanacak fiyat belirlenmiş olup sözkonusu kısıntı talimatına uyulmaması hali bir ifaya eklenen cezai şart olarak nitelendirilebilecektir.
Davacı yan kısıntı talimatına aykırı olarak fiili aşım yapılması halinde bu durumda zaten yıllık azami çekiş miktarının da aşılacağını ve kısıntı talimatı nedeni ile uygulanan ücretin yıllık aşım halinde uygulanan ücretten düşülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, her iki hüküm incelendiğinde kısıntı talimatı üzerine uygulanacak “çekim” miktarının fiili aşımı halinde esasen yıl sonu itibariyle yıllık azami “çekim” miktarının da aşılmasını sonuçlamayacağı, zira “kısıntı talimatı” üzerine belirlenen aylık azami çekim miktarlarının altında bir çekim yapılması gerekeceği, kısıntı talimatı üzerine çekim yapılması gereken miktarın üzerinde fiili çekim yapılmasına karşın sözleşmenin 4.maddesinde belirlenmiş olan azami aylık çekim miktarının altında çekim yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Yine sözleşmenin 4. maddesindeki azami çekiş düzenlemesi ile 8.10. maddesindeki kısıntı talimatı üzerine uygulanması gereken azami çekiş hükmünün hukuki niteliği ve amacının farklı olduğu, 8.10.hükmünün özellikle talebin yoğun olduğu ve genel olarak arzın ihtiyacının karşılanmasına yönelik bir düzenleme olduğu gözönüne alındığında davalı kurumun uygulamasının sözleşmenin yorumuna uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı yan mahkemece 2 kişilik bir bilirkişi heyeti oluşturulmasının, HMK m. 267 hükmüne aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de, her iki bilirkişinin aynı yönde görüş belirtmiş olması bakımından Yargıtay yerleşik içtihatları uyarınca da sonuca etkili olmayacağı ve davacı yanın yargılama aşamasında yapılmış olan ödemenin istirdadına yönelik talebinde hesaplamanın yanlış olduğuna ilişkin bir iddia ileri sürmemiş olduğu gibi bu hususta istinaf itirazında bulunmamış olması nazara alındığında uyuşmazlığın yalnızca sözleşmenin yorumuna yönelik olduğu, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile tespiti/çözümlenmesi mümkün olduğundan davalı yanın bu yöndeki istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırılık görülmeyen ilk derece mahkemesi kararına yönelik davacı yanın istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90.-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 28.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
¸e-imza

Üye…
¸e-imza

Üye…
¸e-imza

Katip…
¸e-imza