Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/1725 E. 2021/745 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
…. HAKKINDA KARAR VERİLMESİ )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2018
ESAS NO :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, sözleşme kapsamında davalıya ariyet olarak verilen malların iadesinin davalı tarafından yerine getirilmediğini, sözleşmeye konu malların iadesini, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, talep edilen malların müvekkilince teslime hazır olunduğunun davacı yana bildirildiğini, buna karşın her hangi bir açıklama ve girişimde bulunulmadığını, davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshedildiği, sözleşme uyarınca davalıya ariyet olarak verilen malların iade edilmesi gerektiği, son alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu ve rayiç bedeller hesaplandığı gerekçesi ile davacının terditli talebine istinaden davanın kabulü ile dava konusu edilen malların davacıya iadesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, davacı yanca ariyete konu malların iadesine yönelik müvekkiline gönderilen ihtarnameye cevaben ihtarname ile ariyet malların bir kısmının davacı şirket tarafından teslim alındığını, kalan malların listesi adedi ve özelliklerinin bildirilmesi halinde teslim alınabileceğinin bildirildiğini, malları teslim alma yükümlülüğünün davacıda olduğunu, kalan malların davacı tarafından teslim alınmadığını, tek taraflı tutulan tutanağın kabulünün mümkün olmadığını, davacının açıklanan nedenlerle davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, kararın kaldırılarak davanın reddinin gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili, mahkemece yalnızca ariyete konu malların aynen iadesine karar verilmiş ise de, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline de karar verilmesi gerektiğini, benzer davalarda Yargıtay içtihatlarının açıklanan yönde olduğunu, hükmün bu şekilde eksik kaldığını ve infazının mümkün olamama sonucunun ortaya çıkabileceğini, her bir ariyete konu malın bedelinin belirtilerek aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline de karar verilmesi gerektiğini, davalı yanca ariyete konu malların müvekkili tarafından alınmadığı iddia edilmiş ise de, ariyete konu malların müvekkili tarafından teslim alma gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, teslimin davalı tarafından yapılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davacının ariyet konusu malları teslim alıp almadığı, bu bakımdan hukuki yararının olup olmadığı; hükmün infaza elverişli olup olmadığı hususlarındadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bayilik sözleşmesine dayalı olarak ariyet verilen malların iadesi olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
I-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle taraflar arasında akdedilmiş olan “Ariyet Sözleşmesi” m. 18 hükmü uyarınca iade ile yükümlü yanın ariyet alan/davalı olarak kararlaştırılmış olmasına, davalı yanın ariyete konu malları iade ettiğini ispat edememiş olmasına, bu bakımdan hukuki yararın varlığının kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Hükmün infazının temini bakımından hiçbir tereddüte yol açmayacak biçimde karar verilmesi gerekmekte olup bu husus HMK m. 297 hükmünde de açıkça düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı yan taraflar arasında akdedilen ariyet sözleşmesine konu taşınır eşyanın iadesi, mümkün olmaz ise bedelinin tahsili talep etmiş, mahkemece talebin terditli olduğu gerekçesi ile yalnızca iadesine hükmetmiştir.
İİK’nın 24/4.maddesi “Bir taşınırın teslimine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde o şeyin teslimini emreder.
İcra emrinde; alacaklı ve borçlunun ve varsa mümesillerinin adları ve soyadları ile şöhret ve yerleşim yerleri hükmü veren mahkemenin ismi ve hükmolunun şeyin neden ibaret olduğu, ilamın tarih ve numarası ve icra mahkemesinden veya istinaf veya temyiz yahut iadei muhakeme yoliyle ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirilmedikçe cebri icraya devam olunacağı yazılır.
Borçlu, bu emri hiç tutmaz veya eksik bırakır ve hükmolunan taşınır veya misli yedinde bulunursa elinden zorla alınıp alacaklıya verilir.
Yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır. Vermezse ayrıca icra emri tebliğine hacet kalmaksızın haciz yoliyle tahsil olunur. Taşınır malın değeri, ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde, icra memuru tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunur.
Hükmolunan taşınırın değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmıyan yerlerde icra memuru tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin edilir.
İlgililerin bu hususta icra mahkemesine şikayet hakları vardır” şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin Adalet Komisyonu gerekçesinde ilamda yazılı değer tabirinden ne anlaşılması gerektiği konusunda ise, bunun hüküm fıkrasında sarahaten belirtilmiş olan değer demek olduğu neticesine varmış ve hüküm fıkrasında “borçlunun elinde bulunan menkul malın teslimine, bulunmazsa bedeli olan tutarın ödenmesine” şeklinde bir açıklık yoksa malın değerinin ilamda yazılı sayılmayacağını değerlendirmiştir.
Görüldüğü gibi özellikle İİK’nın 24. maddesinin 4. fıkrası uyarınca taşınırın teslimine dair hükümde taşınır malın değeri esasen ilamda yazılı olması gerektiği söylenebilir, zira taşınır mal tesliminin infazı mümkün olmadığı durumda bedelinin tahsili sözkonusu olacaktır.
Taşınır borçlunun elinde mevcut değilse bu durumda teslim borcu bedele dönüşecek ve borçluya yeni bir icra emri tebliğine gerek kalmaksızın bedel yönünden icraya devam edilerek teslime konu taşınırın bedeli haciz yolu ile borçludan tahsil olunacaktır. Bu anlamda taşınırın bedelinin ilamın hüküm bölümünde açıkça belirtilmiş olması gerekmektedir. Bu anlamda hükmün terditli olması gerektiği söylenebilir (Oskay, Mustafa / Deynekli, Adnan / Koçak, Coşkun / Doğan, Ayhan; İİK Şerhi, Madde 1 – 67, C. 1, Ankara 2007, 397; YHGK., 28.12.2005 tarih, …. Karar).
Ayrıca ilamda teslim konusu taşınırın bedelinin belirtilmiş olması halinde alacaklı aynen teslim olmaması halinde ilamda belirtilen bedeli talep edebilecek olup bu konuda alacaklının bir seçimlik hakkı bulunmamaktadır. Öncelikle taşınırın teslimini talep etmelidir. Bedel için ilamlı takip yapamaz. İİK m. 24 hükmünün uygulanmasındaki bu husus Yargıtay’ın içtihatları ile yerleşik hale gelmiştir (Y12HD., 28.06.2007 tarih, …. Karar).
Bu bakımdan HMK’nin 297. maddesi uyarınca taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, taşınır teslimi talebinin sözkonusu olduğu davalar yönünden İİK m. 24 hükmünün de bu kapsamda değerlendirilerek iadeye konu edilen eşyanın bedelinin de hükümde belirtilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında davaya konu edilen eşyanın iadesinin mümkün olmaması halinde mahkemece belirlenmiş değerinin tahsiline karar verilmesi hem İİK 24 ve hem de HMK m. 297 hükmüne daha uygun olacağının kabulü gerekmekte olup Yargıtay’ın bu yöndeki içtihatlarının da bulunduğu görülmektedir (Y19HD., 08.04.2015 tarih, …Karar).
Açıklanan nedenle davalı yan istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesinin karının HMK m. 353/1-b-2 gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE,
3-Ankara Asliye 14.Ticaret Mahkemesi’nin 17.01.2018 tarih ve….Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE;
4-a-Davanın KABULÜ ile,
Ariyete konu davacı tarafından davalıya teslim edilen 3 adet…. akaryakıt pompası, 4 adet… dalgıç pompası, 1 adet … ikili elektronik yağ makinesinin davalıdan alınarak davacıya teslimine,
Davacıya teslimine karar verilen malların tesliminin mümkün olmaması halinde 3 adet …. akaryakıt pompası (her biri 8.527,51.-TL) 25.582,52.-TL, 4 adet …. dalgıç pompası (her biri 1.492,21.-TL) 5.968,84.-TL, 1 adet … S hava /su saati 752,25.-TL, 1 adet …. ikili elektronik yağ makinesi 1.363,11.-TL olmak üzere toplam 33.666,72.-TL’den taleple bağlı kalınarak 29.375,25.-TL’nin dava tarihi olan 04.03.2015 tarihinden itibaren avans faiz ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.006,62TL karar ve ilam harcından peşin alınan 501,66TL harcın mahsubu ile bakiye 1.504,96TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yapılan 27,70TL başvurma harcı, 501,66TL peşin harç, 4,10TL vekalet harcı, 269,70TL posta masrafı, 206,30TL keşif harcı, 820,00TL talimat bilirkişi ücreti ve masrafı, 650,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.479,46TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 3.525,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılama Giderleri Yönünden;
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana İadesine,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.006,62.-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.970,72.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye İrad Kaydına
7-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın tebliğinin HMK m. 359/4 uyarınca İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-2.maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 29.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …

e-imzalıdır